Belki geçmişte çok defa eleştirmişizdir ama YÖDAK şimdiye kadar tarihinde hiç bu kadar gündem olmamış, eleştirilmemişti!
Öncelikle binasından başlayalım;
Lefkoşa’da Yenişehir bölgesinde izbe bir binada olan YÖDAK, önünden geçenleri hayretler içinde bırakıyor!
Aslında eleştiri binasının eski olması değil, ülkemizde bulunan üniversitelerin ne kadar çağdaş binalara sahip olmasından kaynaklanıyor…
Bir çok üniversite devasa ve akıllı binalarda yer alırken, ülkede üniversite izni veren bir devlet kurumunun bu kadar kötü şartlarda çalışması her şeyden önce güvensizlik timsali bir konu!
Ne yazıktır ki ne gelmiş geçmiş hükümetler ne de YÖDAK yöneticileri üniversiteler adası olan KKTC’de bu kuruma yeteri kadar önem vermemiş ve sahip çıkmamışlardır!
YÖDAK, Hüseyin Gökçekuş Başkanlığında geçmişe nazaran çok daha fazla güven kaybetmiştir!
Gökçekuş belki de akademik hayatında çok başarılı, çok deneyimli ve üretken bir hoca olabilir ama YÖDAK’a atandığı günden itibaren bir türlü tarafsızlığını koruyamamış, iyi bir yönetici olmaktan daha ziyade emir alan bir başkan konumu görüntüsü çizmiştir…
Önceki gün KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in Cumhurbaşkanı Akıncı’ya net bir açıklaması vardı, bu açıklamada Gökçekuş’un hiç gecikmeden görevden alınması istendi ve bu sadece sendikal bir istem değil, bir üniversite dışında bütün üniversite yöneticilerinin duygularına tercüman olan bir çağrıydı…
Başkanlığı ilk günden beridir şaibeli olan Gökçekuş’un o koltukta daha fazla oturması adaletsizliğin de bir göstergesi olarak kabul edilmektedir…
Sayın Akıncı, daha fazla beklemeden bu görev değişimini yapmak zorundadır…
Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Remzi Gardiyanoğlu ise dünkü basın açıklamasında Hüseyin Gökçekuş Başkanlığındaki YÖDAK’ın bu yapısıyla üniversiteler arasındaki eşitlik ilkesinin bozulduğunu iddia ederek bir takım sorular yöneltti!
Gardiyanoğlu bu soruları tam iki buçuk ay önce YÖDAK Başkanı’na bir mektup yazarak bilgi sahibi olmak istemiş ama bu sürede ne Gökçekuş ne de YÖDAK’tan başka bir yetkili bu soruları muhatap bile almamış!
Elbette alamazdı çünkü soruların bir çoğu Gökçekuş’un dirsek temasında olduğu bir üniversiteyi kapsıyordu ayrıca sorular çok ağırdı ve direkt olarak YÖDAK Başkanı tarafsızlık ilkesini bozmakla suçlanıyordu…
İşte bu yüzdendir, Sayın Akıncı’nın YÖDAK’a acilen el atmazı elzem hale gelmiştir!
Geçtiğimiz günlerde bir milletvekilimiz ihbarda bulunmuş ve bir üniversitemizin yine bazı Nijeryalı öğrencilerden 7 bin TL kayıt parası alıp öğrenci kimliği verdiği halde öğrencilerin eğitime devam etmediğini ve genelde de karanlık işlerde çalıştıklarını ifade etmiş ve biz de bunu sayfamıza yansıtıp Gökçekuş’a ithaf etmiştik!
Çünkü bu çok ciddi bir suçlamaydı ve kesinlikle mercek altına alınması gereken bir konuydu…
Ama belli ki Gökçekuş ve yönetimi için böyle ciddi ihbarların hiçbir değeri yokmuş!
Bazı üniversiteler bu işi tamamen kayıtlı öğrenci sayısı ile ticarete dökerken, üniversitelerdeki kalitenin de her geçen gün düştüğü aşikardır!
Turizm sektörünün de önüne geçen üniversite sektörü bu kadar ilgisizlik karşısında önümüzdeki yıllarda ciddi yaralar alacağa benzer…
Umarız daha fazla gecikmeden akil yöneticiler bu tehlikeyi şimdiden görür ve gerekeni yapar!
 
 
Gramlık tutuklamalar!
 
Bonzai illeti bir gencimizi daha yok etti!
Bir meslektaşımızın biricik oğlu Arda da Bonzai’nin pençesinden kendini kurtaramayınca hayatının baharında yaşamını yitirdi!
Elbette ateş düştüğü yeri yakar ve şimdi o evde acının en büyüğü evlat acısı yaşanıyor…
İyi de gençleri tutsak eden bu zehir nasıl oluyor da ülkede bu kadar çabuk elde ediliyor ve gençleri tuzağına düşürüyor…
Polis bültenlerine baktığımızda gün geçmiyor ki uyuşturucudan tutuklama olmasın!
Ama dikkat çeken şu, yakalanan uyuşturucu maddelerinin genelde birkaç gramlık olması…
Oysa bu zehir ülkeye çok miktarda geliyor ve bu işin tüccarlığına soyunan tek bir kişi bile yakalanmadı!
Geçen haftalarda zamanında uyuşturucu kullanan ama sonra tedavi ile kurtulan bir genç arkadaşla görüşme imkanım olmuştu…
Büyük miktarda uyuşturucunun Güney’den geçtiğini söyleyen genç nakliyatların yasal kapılar dışında insanların ellerini kollarını sallayarak yapıldığını, Güney’den Kuzey’e uyuşturucu getirmenin hiç de sanıldığı kadar zor olmadığını söylemişti…
Demek ki işimiz gerçekten de çok zor!
 
 
 
Otomatik terfi!
 
Geçenlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aziz Gürpınar’a bir mesaj göndermiş, Sosyal Sigortalar Dairesi’ndeki terfi sınav sonuçlarının şaibeli olduğunu iddia etmiştim…
Çünkü kaynağım çok sağlam ve içeriden hem de terfi alan bir çalışandı!
Bu küçük mesajdan sonra daireden ve sendikalardan bir çok dostum aradı ve sistemin böyle olduğunu, bu sistemde terfilerin otomatik verildiğini ve sırası gelenin terfi almasının normal olduğunu belirttiler!
Sonra kendi kendime sordum;
Madem ki terfi sistemi bizim ülkede böyle işliyor ve sırası gelen terfisini alıyor, o zaman niçin terfi sınavı yapılıyor ki!
Bu dairede görevini kötü kullanan, yılladır işe gitmeyen, kaytaranlar bile terfi alıyorsa bu işte bir sakatlık var demektir!
Lütfen kimse ‘sistem böyle’ diye kendini savunmasın…
Elimde bir liste var yayınlamamak için kendimi zor tutuyorum zaten!
 
 
Örnek polis…
 
Dün İskele Polis Müdürü’ne bir mesaj göndererek özellikle gözümle şahit olduğum bir trafik memurunun vatandaşa kibar tavırları nedeniyle kutlamıştım…
Bu yazıyı okuyan bölgeden bir vatandaş aradı ve başından geçenleri anlattı;
Hız sınırını aştığı bir anda trafik polisinin radarına yakalanmış ve haliyle polis tarafından ceza yazılmak maksadıyla durdurulmuş.
Polisleri çok da fazla sevmediğini söyleyen bu okurumuz, trafik polisinin ceza yazarken bile gösterdiği nazik davranışa hayretler içinde kaldığını ve ilk ceza yerken mutlu olduğunu söyledi…
Demek ki gerçekten de tatlı dil yılanı deliğinden çıkarıyormuş değil mi?
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Kubilay AŞIK, Larnakalılar Gecesi’nde bazı Larnakalı müzisyenleri unutmanız bölgede tepkilere neden oldu. İskele Belediye Meclis üyesi olarak bu konularda daha fazla hassasiyet göstermeniz ve adil olmanız bekleniyor. Bu arada başka iddialara da başka bir zaman kaleme alacağız bilginiz olsun istedik!
Sayın Erkut ŞAHALİ, Mağusa’da bir başka vekil ile öne çıkma yarışında parti disiplini dışına çıkmanız bazı kurmaylarınız tarafından eleştirilmeye başladı. Geleceği olan bir siyasetçi olarak daha hassas davranmanız öneriliyor…
Sayın Ahmet DERYA, resmi olmayan bazı koalisyon görüşmelerinde sizin de katıldığınızı öğrendik. Bu arada bakanlık için de bastırdığınız iddia ediliyor. Artık diyoruz bu işleri gençlere bıraksanız daha hayırlı olmaz mı?
Sayın Mehmet HARMANCI, bıçak sırtı bir konu olan törenler konusunda kimsenin cesaret gösteremediği böyle hassas konuda cesaretinizden dolayı kutlarız. Eskiden konvoylarda vatandaş sinir krizi geçirirdi umarız bundan böyle daha iyi olacak…
Sayın Mustafa ERKAN, canınız ve kanınız çok değerli varlığınız biricik oğlunuzun zamansız ölümünü üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin…
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, güzel bir basın toplantısı gerçekleştirip toz pembe bir tablo çizdiniz ama su sayaçları konusundaki skandala bir açıklama getirmediniz. Bu arada vatandaştan akıllı sayaç takacağız diye 325 TL alıyorsunuz ama eski mekanik sayaçları takıyorsunuz. Vatandaş tepkili bilesiniz!
Sayın İsmet AKİM, elektrik faturalarının ağustos ayından itibaren SMS ile abonelerine gönderileceği öğrenilince özellikle de sosyal medyada ciddi bir gürültü kopardı ama daha sonra isteyene gönderileceği öğrenilince yelkenler suya düştü. En iyisi bu konularda basın bildirisi hazırlayıp kamuoyunu ilk ağızdan bilgilendirmek olacak galiba…
Sayın Kudret AKAY, DP basın toplantısında sizi Denktaş’ın yanında görenler bunu yuvaya dönüş olarak yorumladı. Demek ki bundan böyle aktif siyasete de geri dönmüş oldunuz değil mi? Hayırlara vesile olsun…
Sayı Fuat NAMSOY, belediyelerin içinde bulunduğu durumu sisteme bağlamak biraz çelişkili olmadı mı? Başkanlar popülist yaklaşıp partili istihdamları yapmazlarsa elbette gül gibi geçinip giderler.
Sayın Ömer KALYONCU, parti genel başkanınız Talat, bakanlıklar pazarlığında inisiyatifi size bırakmış diye duyduk! Zaten bir kısım partili ile papazı bulmuştunuz bakalım bundan sonra neler olacak biz de merak etmeye başladık…
Sayın Mehmet TATAR, uçurumdan dönen Çetinkaya için yeni bir çalışma başlatmanız camiada memnuniyetle karşılandı. Bu arada yeniden başkanlık koltuğuna oturup oturmayacağınız da merak konusu olmuş. Kolay gele…
Sayın Ahmet GÜLLE, yıllardır hastane bahçesinde atıl durumda olan ambulansı Cengiz Topel Hastanesi’ne vermeniz bölgede epey memnuniyet yarattı. Bu konuda eski sağlık bakanlarının tavırlarını anlamak hala mümkün değil…
Sayın Ömer TATLI, İskele’de Karadenizliler Derneği’ne verilen deniz kenarındaki alanın bir başka işadamına kiralanmasının mercek altına alındığını biliyor muydunuz? Devletin malını başka birine kiralamak hukuksal bir sıkıntı yaratabilir…
Sayın Göksel SAYDAM, Larnakalılar Gecesi’nde yaptığınız açılış konuşmasında epey heyecanlandığınız gözlemlenmiş. Eski gençlik yıllarınız gözünüzün önüne geldi değil mi? Hey gidi günler hey…
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, evin dördüncü elemanı minik kızınızın dünyaya geldiğini sevinerek öğrendik. Allah sağlıklı ve mutlu uzun ömürler nasip etsin. Başta anne olmak üzere tüm aile fertlerini kutlarız…
Sayın Bekir KILIÇ, eşinizin yurt dışı gezisi biraz uzayıp da hasret artınca kendisine minik ama çok kıymetli bir araç hediye almışsınız. Kazasız belasız sürüşler dileriz, Allah mutluluğunuzu bozmasın inşallah…