Bir okuyucu uyarısıydı;
“Levent bey siz niçin çok kötü bir başlık kullanarak Tahir Gökçebel’in seviyesine indiniz ki, size hiç yakıştıramadık” diyordu!
Okuyucu kendince elbette haklıdır saygı duyarız…
Biz de o başlığı kullanalım mı kullanmayalım mı diye çok düşündük ama konu o kadar çok hassas bir konuydu ki daha anlamlısını bulamadık!
Bir çoğunuzun bildiği gibi dünkü başlığımız ‘sıçtı Cafer bez getir’den esinlendik!
Yıllar öncesinin bir konusu…
1920’li yıllarda Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde Fenerli defans oyuncusu Cafer kalecisine geri pas vereyim derken kendi kalesine gol atmış…
Arkadaşları da bu sözü kullanmış ve o gün bugündür söylenir olmuş!
Dün sabahın ilk telefonu KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel’den geldi…
Başlık belli ki onu da üzmüş ve telefonla arama ihtiyacı hissetmiş!
“Üslubunuz çok ağırdı” diye başladı söze…
Ben de aynısını kendisine söyledim:
“Sizin üslubunuz çok daha ağırdı” diye!
Kısa süreli bir sohbet ettik, sonuçta bizim başlığı çok içine sindiremese de yanlış yaptığını söyledi!
Bu bir etki tepki meselesidir…
Eğer topluma mal olmuş bir sendika başkanı toplumun genelini infiale düşüren bir açıklama yaparsa elbet birileri de ona aynı üslupla cevap verecektir!
Ben yine de dünkü başlıktan dolayı kendisinden özür dilerim…
Ama Tahir hocanın da bu topluma bir özür borcu vardır…
Adım gibi eminim o sözlerden dolayı pişmandır, yanlışını anlamıştır ama bir türlü özür dilemekten kaçınmaktadır!
Bunun ayıbı yok ki…
Dün kendisine de söyledik, eğer konu 10 yaşındaki çocuklar olmasa bu toplum bu açıklamaya bu kadar tepki göstermezdi…
Ayrıca;
Bir sendika başkanı olarak eğer devletin okullarında böyle bir tehlike varsa gidip araştırıp bunları kamuoyuyla paylaşmalıydı…
Ama o kolayı seçti ve bu kadar ağır eleştiriler alacağını hesaba katmayarak o sözleri söyledi!
Ok da yaydan çıkmıştı artık…
Özür dilemek büyüklüktür Tahir hoca!
Bunu bir gurur meselesi yapıp da toplumda daha fazla infial konusu yapmayın lütfen…
 
 
 
Kimler canlı bomba olabilir…
 
“İnsanların neden canlı bomba olduğu konusu karmaşık bir konudur. Bu konuda yazılmış kitaplar, makaleler var ve araştırmalar devam ediyor.
Canlı bombalar her zaman dinle bağlantılı olmayabilir.
Tamiller buna örnek…
Marksist olduklarını söylüyorlardı. Yakın geçmişte intihar saldırılarının ağırlıklı olarak Radikal İslamcı örgütler tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Canlı bombaların çoğu iyi eğitim almış kişiler. Beşeri bilimler alanında eğitim alanlar, mühendis olanlar var. Motivasyonlarında inançları önemli rol oynuyor ama dini eğitim almış olma gibi bir faktör önemli rol oynamıyor. Bu konularda konuşacak kişilerin bilgi sahibi olmasında, biraz okuyup araştırma yapmasında yarar var. Böylece saçmalamaktan kurtulmuş olurlar…”
 
(İsmail KEMAL)
 
 
 
Girne’deki tuvalet meselesi!
 
Girne’de çift kişilik tuvalet meselesi sanki de memleket meselesi oldu…
Özellikle Girneliler bu tabloyu görmek için bölgeye giderek ziyarette bulundular!
Bu arada Girne Belediyesi’nde çalıştığını söyleyen bir arkadaş arayıp tuvaletin duvarlarının 10 gün önce yapıldığını iddia etti…
Sonra Girne Belediyesi’nden bir açıklama geldi onlar da tuvaletin 10 Mart tarihinde yani 20 gün önce tamamlandığını belirttiler…
Çelişkili açıklamalardı bunlar!
Burada hemen belirteyim;
Bu resim bize bölgede yaşayan bir vatandaş tarafından gönderildi!
Bu tuvaletlerde ihtiyacını gördükten sonra bu resimleri çekip bize göndermiş…
Girne Belediyesi bizim yazımızdan sonra dün apar topar burada operasyon başlattı ve rezaleti önlemek için aceleyle önlem aldı!
Hatta tuvaletlerden bir tanesine pencere koymayı bile unuttular…
 
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ömer KALYONCU, Girne’de inşaatı devam eden bir binanın 10 katlı olması için Şehircilik ve Planlama Dairesi’ne baskı uygulandığını biliyor muydunuz? Bu binanın sizin yakınlarınızdan birine ait olduğu iddiaları var, bilginiz olsun istedik!
Sayın Ömer GÜR, geçenlerde Sağlık Bakanlığı’nda bütün çalışanları toplayıp bazı uyarılarda bulundunuz. Daha sonra kadınları gönderip erkek çalışanlara bakanlık tuvaletleri konusunda bazı açıklamalar yaptınız. Gülelim mi ağlayalım mı artık biz de şaştık bu işe! Merak etmeyin aramızda kalacak!
Sayın Kemal DÜRÜST, UBP’de bütün gözler sizin Londra dönüşünüze çevrildi. Siz adaya ayak bastıktan sonra hükümetin bozulacağı ve yeni bir seçim hükümeti kurulacağı iddiaları artık ayyuka çıktı. Kilit adamsınız yani, hadi hayırlısı bakalım…
Sayın Birikim ÖZGÜR, elektrik tahsilatlarında yapılacak olan indirim vatandaşı çok sevindiremedi. Zira dün bütün gün maaşların yüzde 60’ının ancak ödenebileceği söylentileri epey moral bozdu! Nefesler tutuldu bugün gözler sizin üzerinizde!
Sayın Koral BOZKURT, Mağusa Serbest Bölge’de üç adet arazinin size devredildiği yönünde çok sayıda şikayet mesajı ve telefon aldık. Özellikle de bölgedeki bazı iş insanları bu işin peşine fena düştüler haberiniz olsun istedik!
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, tuvalet konusu fena patlayınca dün sabahın erken saatlerinde talimat verdiniz ve yarım yamalak tamamlamaya çalıştınız. Bu arada ikinci pencere açmayı yetiştiremediniz değil mi!
Sayın Özdemir BEROVA, DP’den istifa konusunun aile içinde ciddi bir tartışma yarattığı ve şimdi kafanızın daha da karışık olduğunu söyleniyor. Artık bir kere ağzınızdan söz çıktı geri atmak çok zor değil mi!
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, bir çok vekilin sizin bakanlık koltuğunda olduğun bildiğinizden çok yakında görev başı yapacağınızı duyduk. Bu arada hızlı iyileşmenize doktorlarınız bile hayret ediyormuş. Sigara artık yok değil mi!
Sayın Aydın SOYER, katıldığınız televizyon programlarında siz de eleştirilmeye başladınız. En azından ekranlara çıkmadan önce parti büyüklerinizden tavsiye almanız öneriliyor. Bu arada milletvekili adaylığınız şimdiden hayırlara vesile olsun…
Sayın Kudret ÖZERSAY, kamuoyunda kurucular listeniz çok rağbet görmedi ama milletvekili adaylarınızla epey ses getireceğiniz söyleniyor. Bir iki tanesini biz de duyduk, epey ses getirecekler gibi gözüküyor…
Sayın Bilge NEVZAT, medyanın can çekiştiği böyle bir dönemde rakip gazetelerin çalışanlarını kadronuza dahil etmek pek de hoş olmasa gerek değil mi! Bu konuda daha hassas olmanızı beklerdik!
Sayın Ahmet SENNAROĞLU, kalpte ritim bozukluğu nedeniyle dün akşamı hastanede geçirdiğinizi üzülerek öğrendik. Sıkı bir diyet ve düzenli bir spor şart oldu gibi değil mi! Büyük geçmiş olsun, aman dikkat!
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, ekonomik sıkıntılar artık maaşlara da yansıyınca taktik başarılı oldu ve hükümeti bozmak için şimdi elinizde çok daha geçerli nedenleriniz var. Taşlar bir bir yerine oturuyor değil mi?
Sayın Seran AYSAN, hafta son yapılacak olan İnşaat Mühendisleri Odası genel kurulunda yeniden başkanlığa getirilmenize kesin gözüyle bakılıyormuş. Size destek verenler öyle tempolu çalışıyorlar ki şimdiden kazandınız bile.
Sayın Zorlu TÖRE, sessiz sedasız umreye gidip geldiğiniz ve daha bir iman gücüne kavuştuğunuzu öğrendik. Allah kabul etsin, şimdi siyasetteki çalkantılara hazırsınız değil mi? Yakında yer yerinden oynayacak diyorlar!