Gençlik aşısı tutmadı mı?
Siyasette 28 Temmuz seçimlerine giderken herkesin dilinde bir gençleşme bir yenilenme ve toparlanma sözcüğü vardı. Nitekim de seçmen bu mesajı alıp sandığa gittiğinde yüzyıllardır mecliste olan bazı isimleri bir mühürle tarihe gömdü.
28 Temmuz seçimlerinde meclisin neredeyse yarısı yenilendi ve birçok genç isim halkında iradesi ile “milletin temsilcisi” yani milletvekili oldu.
Ne olduysa işte bundan sonra oldu, eskiler ve yeniler siyasette de kuşak çatışmasına girdiler. Özelliklede iktidarın büyük ortağında bu çatışma neredeyse kavgaya dönüşmek üzere. İşin şaka kaldırır bir tarafı da kalmadı.
TDP’de yenilikçi ve genç tartışmasından ziyade “lider” tartışması yaşanmasından ötürü ve bu kavga çok fazla su üstüne çıkmadı. Zaten topu topu 3 vekili var. Bir tanesi en genç vekil diğeri en yaşlısı ve başkanda orta yaşta. Yani 3 kuşaktan temsilcisi var TDP’nin meclis içinde.
DP’de bu çatışma çok yaşanmadı. DP içindeki tartışma çok başka. DP-UG’de yeni vekiller olsa da onlardaki tartışmada yeni-eskiden ziyade temsiliyet tartışması. Kaç tane UG’li bakan oldu kaç DP’li müsteşar olacak kaç UG’li müdür yer alacak yeni bürokraside.
UBP’de ise yeni-eski genç-yaşlı tartışması ağır seçim yenilgisinin fatura edilmesi ile birlikte pek fazla yaşanmadı. Zaten eski başkan gitti yeni başkan geldi. UBP’de de eski birçok isim seçimlerde sandıkta kalırken yeni isimler parlamentoda yer bulabildi.
Eski-yeni tartışması en çok CTP içinde alevlendi. Çünkü CTP diğer partilerimize göre daha çok geleneklerine bağlı bir parti “idi”. 28 Temmuz sürecinde gördük ki bazı isimler özellikle partinin sembol olmuş isimlerini doğrudan hedef aldı. İlk sancı aday belirlemelerde yaşandı. Bir çok eski isim ya listeye girmekte zorlandı yada sıralamada yer bulamadı. Hatta eski genel başkan Ferdi Sabit Soyer’in bile seçilemeyeceği konuşuldu. Bunun üzerine Soyer bir açıklama yaparak adaylıktan vaz geçtiğini duyurdu.
Soyer’in bu manevrası onu listenin en üst sıralarına taşısa da diğer yoldaşları listelerde aşağılarda kaldı. seçim sonucunda da bir çok eski isim CTP’de sandıkta kaldı. Ve bardağı taşıran son damla bazı işgüzarların Gazimağusa’da “helva” yapıp dağıtması ile ortaya çıktı.
Önce sosyal medya üzerinde başladı atışmalar ardından medya önünde devam etti. Bir iki cılız girişim başlatılmasına karşın bu kavga giderek alevlendi. İki grup arasındaki uçurum giderek açıldı.
Dün bizzat gözlerimizle şahit olduk, bıyıklılarla-bıyıksızların kavgasına! Meclis restoranında iki grup arasında ki sert bakışmalar birbirlerine hiç selam vermemeleri…Belli ki artık bir çok şey kırılmış ve dökülmüş. Bu saatten sonra iki grubun bir araya gelmesi biraz zor gözüküyor.
Dün tüm bu tartışmalara CTP’nin eski lideri de katılmaz mı? Sevgili Çiğdem Aydın Kıbrıs Time’de çok önemli bir röportaja imza atmış. Talat resmen gençleri yerden yere vurmuş. Anlaşılan Talat’ta gençlerin yaptıklarından ötürü oldukça kızgın. İşte o röportaj birkaç satır…
• -Gördüm ki CTP üye ve sempatizanlarını doğru siyasi çizgide yetiştiremedik, yeni hükümet oluşumunda kendi fikrimi paylaştığımda CTP’den gelen bazı tepkiler bana gösterdi’’
• -Nedir yaptığınız? Gençlerimizi siyasi çizgide eğitememişiz, bu aynı zamanda bizim de hatamızdır ‘’
Gölge etme…
UBP’de genel başkanlık koltuğuna ikinci kez oturan Hüseyin Özgürgün, ilk genel başkanlık tecrübesine göre daha çalışkan ve daha üretken bir başlangıç sergiliyor. Arka arkaya çok doğru adımlar atıyor. Örneğin önceki akşam Girne’de seçimlerde kaybeden UBP milletvekili adayları ile yemekte bir araya geldi.
Yemekte seçimlerde kaybeden vekillere konuşan Özgürgün “ siz kaybetmediniz, sizin sayenizde 14 kişi kazandı. Ama yeni dönemde sizler mutlaka olacaksınız. Benim sizin desteğinize ve birliğinize ihtiyacım var. İşte bu yüzden oluşturulacak olan komitelerde her birinizin görev almasını istiyorum. Çok yakında tüzük kurultayı yapacağız ve partimizi yeniden inşa edip iktidarı tek başımıza geri alacağız” dedi.
Buna göre UBP bu hafta içerinde 14 komite kuracak ve bu komiteler konusunda uzmanlardan oluşacak ve hemen çalışmalara başlayacak. Öte yandan parti tüzüğü de yeniden yazılıp hayata geçirilecek.
Bir önemli adımda gölge kabine uygulaması. Gölge Kabine’de yer alacak kuramsal olarak Bakan görevi yapacak olan milletvekilleri ise şunlar:
Gölge Başbakan: Hüseyin Özgürgün
Gölge Dışişleri Bakanı: Tahsin Ertuğruloğlu
Gölge İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı:Dr. Faiz Sucuoğlu
Gölge Maliye Bakanı: Ersin Tatar
Gölge Sağlık Bakanı:Dr. Ali Pilli
Gölge Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı: Sunat Atun
Gölge Tarım Bakanı: Nazım Çavuşoğlu
Gölge Bayındırlık Ulaştırma Bakanı: Hamza Ersan Saner
Gölge Milli Eğitim Bakanı: Kemal Dürüst
Gölge Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı: İzlem Gürçağ
Gölge Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Dr. Erdal Özcenk
Mehmet Ali TALAT: Son açıklamanızla kavganı üzerine benzin döktünüz desek yeridir. Bence artık daha sakin olmakta fayda var.
Zorlu TÖRE:Yaptığınız çıkış sayesinde aranan adam haline gelmişsiniz. Televizyon kanalları ve gazeteler röportaj için peşinizden koşuyormuş.
Didem GÜRSES: Tarım Bakanlığından Milli Eğitim Bakanlığına nakil olmuşsunuz. Yeni görev yerinizde başarılar dileriz.
Mutlu ATASAYAN:Bir işgüzarın boş bir yere tarih atmasından ötürü az kalsın kabak sizin başınıza patlayacakmış. Eski dairenizde acaba kim size bu oyunu oynamış olabilir ki?
Veli ESENDAĞLI:Vergi dairesinde yeni oluşturulacak uzlaşı komitesine sizin başkan olmanız gündemdeymiş. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun.
Olgun AMCAOĞLU:Bakanlıktaki odanızı boşaltıp personelle vedalaşmışsınız. Bugün görevden alınmayı bekliyormuşsunuz. Size de şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun.
Afet ÖZCAFER: Dün bütün gün sizi arayanlar size ulaşamamışlar. Meğerse tüm gün denizdeymişsiniz.
Selim GÖKBÖRÜ:Merkezi ihale komisyonu gibi çok zor bir görevi başarı ile yürütüp koltuğu bugün yeni sahibine bırakıyormuşsunuz. Sizin gibi bir dostu kazanmak bizim için en büyük kazançtı bu süreçte.
Asım ÖZER:Merkezi ihale komisyonu başkanlığı göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Bir kazaya uğramazsa sizin kararname bugün çıkacak.
Tezel MERCAN: Dün bazı devlet dairelerinde ki dostlarınıza sürpriz yapıp sabah sabah baklava götürmüşsünüz. Baklava alamayan dostlarınız ise bu duruma çok üzülmüşler haberiniz olsun.
Leman ASLIM:Gönyelide küçük çaplı hortum meydana gelmiş sizin bahçede küçükte olsa bir hasara yol açmış. Neyse önümüz hafta sonu. İlkay Bey hafta sonu bahçeyi temizler artık.
Erhan ARIKLI:İç siyasette yaşanan olaylardan ötürü gene ruhunuz sıkılmış ve soluğu yine yurt dışında almışsınız. Bu gidişle daha çok gider gelirsiniz siz.
Yusuf KAÇMAZ:Gelir ve Vergi Dairesi genel müdürlüğünden ay başı itibari ile ayrılacağınızı açıklamışsınız. Önümüz kış ve uzun kış geceleri için size özel bir kutu puro aldım bilesiniz.
Esen ÖMÜRLÜ:Siyaset böyle bir şey işte. Ne aradınız ne buldunuz. Bence elinizdekilerin değerini iyi bilin.
Orhan YILMAZ( fıstık): Bizim güvenlik kamerasını masanıza oyuncak süs yapmışsınız ve dekor olarak kullanmaya başlamışsınız. Siz en iyisi bize kameramızı verin biz onun yerine masaya dekor olarak karpuz hediye edelim.
Ahmet NAZLI:Gönyeli’ye muhtar olmak için zemin yoklama çalışmalarına başlamışsınız. Haber tez duyuldu Gönyeli’de bilesiniz.
Ziver HAYATSEVER:Bir ralliciliğiniz eksikti o da artık tamam oldu. Artık her hafta sonu sizi parkurlarda görürüz.
Rıfat BERKEL( SCF): Değirmenlik bölgesinde işsiz kimse bulamamaktan şikâyetçiymişsiniz. Eee önümüz kurultay, hükümette yeni kuruldu, kim bakar özeldeki işe..
Remziye SEVEN:Gördüğün gibi pası fenerliler golü cimcomlar atıyor. Hani Trabzonlu oyuncular nerede?
Selim KUMBARACI:TAK’taki kelime hatalarını bulup sosyal medyada paylaşmanız kurum içinde biraz tepkiye neden olmuşa benziyor. Başka yönlerden
eleştirseniz daha isabetli olur gibi geliyor bize.
GÜNÜN SÖZÜ
İnanırmısınız DP-UG nin bu dönemde koalisyona girmesini hiç arzulamamıştım. Niye derseniz? Cevabını almak için kısa bir süre beklemek durumundasınız. Geldiğimiz yer, ödeyeceğimiz bedele değer mi? hep birlikte göreceğiz!
Erhan Arıklı
BİZİM TEMEL
Temel yolda simitçiyi görmüş ha bu cimitlergaçparadur? Demiş simitçi hangi simitler? Deyince temel şaşırmış ha bu üstü susamlı olanlar simit deyilmüdür? diye ezik ezik soru sormuş. Simitçi de ona ' eğer susamlı olsalardı makarnalar haşlanmazdı' demiş..(Teşekkürler AndrejPejic)