Adamlar tınmadılar bile…
Apar topar şaibeli bir sınav yaptılar ve çok önceden seçilmiş partili gençleri istihdam edip görev yerlerini bile belirlediler!
Tam da bir KKTC klasiği…
Bu filmi biz hep görüyoruz, yapmayın etmeyin diye isyan ediyoruz ama kimin umurunda!
Çünkü belli ki devlet kaynakları onlar için siyasi rant kapısı…
Ne kadar çok istihdam o kadar çok oy anlayışındalar!
İlla ki hep partililer istihdam edilecek…
Altta kalanın canı çıksın!
Tek unuttukları şey UBP’nin kurultay istihdamları…
Ve ardında sandıktan çıkamayan bir Başbakan!
…
Sevgili okuyucular…
Bu saatten sonra KKTC’de adalet ve eşitlik olduğunu kimse söyleyemez!
Geçen sene Yeşilköy Kooperatifi’ne örgüt başkanlarının çocuklarını sorgusuz sualsiz işe almışlar, büyük tepki görünce bu kararı geri çekmişlerdi…
Bu kez hadi münhal açalım dediler!
Açtılar ama müracaat eden gençleri yazılı sınav filan yapmadılar…
Çünkü bizde mülakat yani sözlü sınav partizan istihdamlar için yeter de artar bile!
Birkaç basit soru ve sonra yallah köyüne…
İnanın, hiç sınavsız istihdam etseler bu kadar kızmazdık ama!
Bütün gençlerle bunlar alay ettiler…
…
İki gündür mülakata katılıp istihdam edilmeyen gençler bizi arıyor…
“Bizimle alay ettiler” diyorlar başka bir şey demiyorlar!
Ayıp ettiler çünkü kendi çocuklarını işe almak için diğer gençleri kullandılar…
Yeşilköy’den Lefkoşa’ya getirdiler ve bir iki abuk sabuk soru ile geçiştirdiler olayı!
Ama işte gençler için bir umuttu, bir beklenti idi…
Ama işte onların torpilleri yoktu, arkalarında dayı desteği bulamadılar!
Onun içindir içerlemeleri…
İstihdam edilmediklerine mi yansınlar, alay konusu olduklarına mı yansınlar onlar da şaşkın ve üzgün!
…
Bu iş bilmez, partizanlıktan başka hiçbir şey bilmeyen yöneticiler bu kafayla devam ettiği sürece bu ülkenin geleceği karanlıktır…
Hiç kimse ülke gençliğinin devletine güven duymasını beklemesin!
Bunun sebebi çarpık siyasi düzendir…
Devlet kaynaklarını babasının malı gibi eşe dosta ve partiliye dağıtan, partili olmayanı insan yerine koymayan, bu ülkede yaşama hakkı tanımayan kötü siyasetçilerdir!
Bu kötü siyasetçiler o koltuklarda oturduğu müddetçe de ülkenin layıkıyla yönetilmesinin imkan ve ihtimali yoktur…
İşin de daha da vahimi bu ülkeye ve gençliğine en büyük kötülüğü yapıyorlar ama umurlarında bile değil!
Onkoloji hastaları niçin Türkiye’ye sevk ediliyor!
Sağlık Bakanı mı?
Müsteşarı mı?
Ya da hastane yönetimi mi, bazı hekimler mi, muhatap buna kendileri karar versinler!
Bize yapılan hasta yakınları şikayetidir…
Onkoloji hastalarının büyük bir bölümünün Türkiye’ye sevk edilmesinin rahatsızlığını yaşadıklarından sitem ediyorlar!
Bu konuyu ileride çok daha derinlemesine ele alacağız ama ilk olarak şu soruların cevabının verilmesini istiyoruz;
KKTC’de tam donanımlı bir onkoloji hastanesi yapıldı ve geçen aylarda hizmete açıldı…
Onkoloji hastaları niçin bu hastanede tedavi görmüyorlar, yetersiz konular nelerdir!
Hadi diyelim daha çok yeni bir hastane ve bir takım eksiklikleri var…
Peki niçin burada tam teşekküllü YDÜ Hastanesi varken Türkiye’ye gönderme ihtiyacı hissediliyor!
Sağlık kurulunda Türkiye’de hastanesi olan bir hekim var mı, bu hekim bazı hastaları kendi hastanesine yönlendiriyor mu…
Bu hekimi sağlık kuruluna kim koydu, bunun gerekçesi nedir!
Sağlık kurulundan izin çıkarılan hastalara Türkiye’deki bazı özel hastanelerin isimleri veriliyor mu, bu isimleri veren hekimler kimlerdir, bu hastanelerle ilişkileri nelerdir…
Dedik ya bunlar şimdilik sorduğumuz sorular!
Daha geniş olacak devamını bekleyiniz lütfen…
Kediyi tekme ile öldüren gardiyan kim!
Merkezi Cezaevi’nde garip şeyler oluyor…
Bir gardiyan arkadaş aradı yaşanan vahşeti anlattı!
Cezaevinde görevli bir gardiyanın bir kediye tekme atarak öldürmesinin kabul edilemez olduğunu ve bunun cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı…
Müdür Derviş Çebi’nin de konudan haberdar olduğunu ama ilgili gardiyana bağırmaktan öte bir şey yapamadığını şikayet etti!
Şimdi yönetime sormak gerek;
Bir kediyi tekmeleyerek öldüren bir gardiyanın bu cezaevine faydası olur mu!
Müdür bu konuyu saklamakla aslında kötülük yaptığını biliyor mu…
Bu konuda bir soruşturma başlatacak mı başlatmayacaksa bu gardiyanını ismini deşifre edelim mi!
Karar sizin…
Rekor uyuşturucuda!
Suç istatistiklerinde veriler böyle diyor…
Uyuşturucu vakaları uzun bir süredir birinci sıraya oturdu bu sırayı da diğer suçlara kaptırmama niyetinde!
Polis bültenlerinin üçte biri uyuşturucu operasyonlarına ait…
İyi de uyuşturucu vakaları bu kadar artmışken büyük özverilerle çalışan narkotik şubede çalışanların sayısı niçin artırılmıyor!
Bir avuç polis ülkenin dört bir yanında uyuşturucu tacirlerini yakalamaya çalışırken onlara katkı olsun diye bir proje hazırlayan var mı…
Mesajı olan alsın artık!
MESAJ KUTUSU
Sayın Faiz SUCUOĞLU, ülkenin tek adli tıp uzmanı yıllardan beridir niçin kadrosuz çalıştırılıyor! Onun da artık isyan edip gitmesi durumunda bir alternatifiniz var mı! Bu konuyu hassasiyetle değerlendirin deriz, zira hala da cinayetlerin tavan yaptığı bu süreçte ansızın ortada kalabilirsiniz!
…
Sayın Kemal Deniz DANA, dört dörtlük bir onkoloji hastanemiz olduğu halde hastalar hangi hekimler tarafından Türkiye’de hangi hastanelere sev ediliyor mercek altına alınmasında yarar görüyoruz. Zira bu iş yakında patlayacak şimdiden uyaralım dedik!
…
Sayın Özdemir BEROVA, 23 Nisan etkinlikleri için kurulan komiteyi kim ve nasıl belirledi! Bu arkadaşların kötü niyetli olduğunu düşünmüyoruz ama belli ki ciddi bir acemilik söz konusu, her şeyi elimize yüzümüze bulaştırmakta üstümüze yok doğrusu! Bu arada Rus ekibinin de Güney’den geri gönderildiğinden haberiniz var mı!
…
Sayın Derviş ÇEBİÇ, Merkezi Cezaevi’de artık garip ve anlaması güç olaylar yaşanmaya başladı! Bir gardiyanın kediye tekme atarak öldürmesini içinize nasıl sindirdiniz. Bu arada cezaevinin psikoloğundan da şikayetler gelmeye başladı, ipleri elinizden bırakmayın deriz!
…
Sayın Kudret ÖZERSAY, kamu hekimlerinin sözleşmeli çalıştırılması konusunda yaptığınız açıklama doğru ama ne yazık ki böyle bir şey olursa bizim hekim arkadaşların bunu kabul etmesinin mümkünatı yok! Bir daha böyle doğru şeyleri kullanmayın deriz zira ilk seçimde siz de yarışa katılacaksınız!
…
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Arap ülkelerine çok sağlam bir çıkarma yaptınız ama bunun nedenleri de merak edilmeye başlandı. Bayram değil seyran değil ama nedense bizde bir Arap sevdası baş gösterdi değil mi! Mutlak vardır bir hikmeti artık…
…
Sayın Aslan BIÇAKLI, bazı gazeteci ve televizyon programcılarını kara listenize aldığınız ve fırsat kolladığınızı duyduk. Hayırdır damarınıza mı bastılar yoksa! Allah artık onları gazabınızdan korusun ne diyelim!
…
Sayın Raziye KOCAİSMAİL, bu meret hastalık için ülkeye ömrünüzü adadınız ama işte ne yazık ki bazı iyi niyetli olmayan hekim arkadaşlar da öncelikle ceplerini düşündükleri için her şey ters yüz olmuş vaziyette! Artık bir isyan edip de yüksek sesle konuşsanız diyoruz!
…
Sayın Göktürk ÖTÜKEN, bugün yapılacak olan HP Lefkoşa ilçe başkanlığı için aday olduğunuzu ve çok da büyük şansınızın olduğunu duyduk. Hayırlı olacaksa olsun deriz, bundan böyle Allah utandırmasın artık…
…
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ dün akşam bazı partili belediye başkan arkadaşlarınızla İskele sahillerinde balık-rakı keyfi yaparken görülmüşsünüz! Bir de aranızda kara kedi varmış, onunla içmede kesinlikle yarışamazsınız ona göre!
…
Sayın Meral AKINCI, eklemsel bir sağlık sorunu yaşadığınızı üzüntü ile öğrendik, büyük geçmiş olsun! Bu kadar enerji dolu olunca bir takım yol kazalarını da rastlanabiliyor değil mi! Bundan böyle bir süre evde yemekleri acaba eşiniz yapar mı dersiniz!
…
Sayın Halil İbrahim AKÇA, İran’daki göreviniz burada bazı çevreler tarafından yanlış anlaşılmış ki etrafa çeşitli söylentiler yayılmak isteniyor. Onun için ara ses verin hatta adaya ziyarete gelin deriz, ara sıra boy göstermek her zaman iyidir!
…
Sayın İsmet ESENYEL, bir etkinlikte en fazlada Cem Karaca şarkılarınız beğenildi diye duyduk…Yani böyle yeteneğiniz vardı nasıl oldu da bizim haberimiz olmadı ki! Albüm yapmayı düşünün deriz…
…
Sayın Barış TİLKİ, son günlerde pusuya yatmış bir avcı gibi olduğunuz gözleniyormuş. Yeni dükkan bitince çok ses getirecek açıklamalar yapmanız bekleniyor! Yine de sakin olun deriz zira keskin sirke küpüne de zarar verir…
…
Sayın Turgay HİLMİ, tam da KKTC’deki düzene ve sisteme küsmüşken yine gönlünüz elvermedi ve ülkede bir ilk olacak 250 kişilik orkestra kadrosuyla Beethoven 9. Senfonisini Kıbrıs Türküyle buluşturacaksınız.Ne diyelim Allah tuttuğunuzu altın etsin…