GARİPLİKLER ÜLKESİYİZ VESSELAM


Çözüm mü, çözümse hükümetimizde dün İçişler Bakanlığının önünde işverenle tanıştım. Bir yetkili arıyor derdini anlatacak iki
dükkanı varmış. İkisine de kilit vurmuş.Nasıl öfkeli, nasıl sitemli anlatamam.Kredi çekmek istemiş şartları duyunca vazgeçmiş..Diyor ki benim sigorta borcum ,vergi borcum olmasa krediyi ne yapacağım. Ben krediyi alacam ki gidip bunları yatıracağım. Ve iki dükkanın birden kapalı olması siz ce de en az 5 kişi yada daha fazla insana istihdam demek değil midir? Bur da amaç gerçek ten esnafa yardımcı olmak mı? Eğer öyleyse esnafın , sanayici nin durumunu bildiğiniz halde bu şartlar,niye? Bunları dile getirirken başkalarından çok kendimden örnek veriyorum.Çünkü isim yazılmasını istemiyorlar, yada korkuları var. Haksızda değiller hani isimlerinin, itibarlarının zarar görmesinden korkuyor insanlar. Ama böyle sustukları müddetçe sadece gizli, saklı dosyalarda kalıp gidecekler. Daha birçok kapıya kilit vurulacak. Neyin gururunu yapıyorsunuz? Çıkın
konuşun anlatın. Ağlamayan çocuğa meme yok diyorlar. Gerçi ağlayana da yok bilesiniz. Eğer bir şeyler yanlışsa dile getirin tüm bunları sesinizi duyarlar mı bilmem ? Ama bunu yapmaya devam etmeliyiz. taki duysunlar. Bütün bunlar olup biterken ve yaşanırken başımızdakilerin tek dertlerinin koltuğa kimin oturacak kavgası olması. Artık kim oturacaksa otursa sabırlar tükendi.
Biri otursun ve yönetimi ele alsın artık. Biz kendi kendimizi yönetemiyor ve idare edemiyorsak Birileri gelip yönetecektir. Dış müdahalelere canımız sıkılıyorsa ülkeni yönetebileceksin o zaman Ha biz kendimiz becerip yönetemiyorsak, o zamanda şikayet etmeyeceğiz. Uluslar kendilerine layık şekilde yönetilir zihniyetinden yola çıkarsak bu mevcut düzen bizlerin eseri. Ve bunu da düzeltmek yine kendi elimizde. kıssadan hisse paylaşmak istediğim bir yazı var sizlerle ve böyle bir yönetici bizde de neden olmasın diyorum. Okuduktan sonra sizlerde bir düşünün neden olmasın?

***
Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır
ve su andan itibaren der, Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim. Su üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim. Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.

***

ŞİMDİ OKUDUKLARINIZI BİZ NEDEN BAŞARAMAYALIMMM ???