FRANSIZ UÇAKLARI  BİR MEYDAN OKUMA VE TÜRK TARAFININ EGEMENLİĞİNİ  SINAMA GİRİŞİMİDİR

Tamda başımızın üstünden geçtiler.Oldukça alçaktan.Ne olduğunu bile anlamadık.

Hani füze falan atılsa allah muhafaza daha ne olduğunu anlamaya bile fırsat bulamadan öteki tarafa gideceğiz.

İlk aklıma gelen Cengiz Topeli anma günü olup olmadığıydı.

Değildi.

21 Aralık şehitleri anma günü için olabilirmiydi diye düşündüm.Şimdiye kadar yapılan etkinliklerde hiç uçak geçmemişti.

Türk yıldızları..Solo Türk diye aklımdan geçirdim.

Onlar da olamazdı.Çünkü gelecekleri çok önceden duyurulurdu.

Sonra akşam saat 8 de geldikleride hiç görülmüş şey değildi.

Sosyal medyadaki ciddiyeten uzak paylaşımları bir kenara bırakırsak halkın genelinde yaşanan  panik hali geçip endişeyle beklerken bir haber kaynağından  öğrendiğimize göre 21 Aralık akşam saat 8.15 dolaylarında başımızın üzerinden geçen uçkalar  Bafta konuşlanmış olan Fransız savaş uçaklarıymış!

Ve Türkiye Dışişleri bakanlığı Fransaya bundan dolayı nota vermiş.

Vermiş diyorum.Çünkü internete  sonrada  web sayfasına baktım Türkiye Dışişlerinin bu konuda bir açıklaması yok.

Merak edip biraz daha araştırınca Euronews Kıbrıstan öğrendiğimize göre Girit ile Kıbrıs adaları arasında bir noktada bulunan Fransız uçak gemisi "Charles De Gaulle"den havalanan iki "Rafale" tipi savaş uçağıymış başımızın üzerinden geçenler.

Rum ile ortak tatbikat yapıyorlarmış. Fransız savaş uçakları 2020 yılından bu yana “Kıbrıs Cumhuriyeti” ile Fransa arasında imzalanan savunma iş birliği anlaşmasının bir parçası olarak zaman zaman Baf’ta konuşlanıyormuş.

Normalde Güney Kıbrıs sınırları içerisinde uçuş yapmaları gerekirken sınır ihlali yaparak Lefkeden başımızın üzerinden geçip uçak gemisine geri dönmüşler.

Normal mi? Vatan toprakları bu kadar korumasızmı?

Gerek uluslararası andlaşmalarda, gerek doktrinde baskın olan görüş çerçevesinde, gerekse uygulanan Uluslararası Hukukta devletin ulusal hava sahasında egemenliği kabul edilmektedir.

Uluslararası hukuk devletlerin ülkesel bütünlüklerini ve egemenliklerini temel almaktadır. Devletin hava sahası da toprağı gibi ülkesel bütünlük içerisinde değerlendirilmektedir.

Hava sahasına yapılan bir müdahale devletin ülkesel bütünlüğüne yapılmış demektir. Birleşmiş Milletler Antlaşması madde 2(4) ile bir devletin ülkesel bütünlüğüne karşı kuvvet kullanılmasını ve hatta kuvvet kullanma tehdidinde bulunulmasını açıkça yasaklamaktadır.

Uluslararası hukuk uzmanlarına göre, herhangi bir ülkenin hava sahasını ihlal eden savaş uçağını düşürmesinin uluslararası hukuk kurallarına uygun olduğunu, hava sahası ihlal edilen bir ülke için ise uçağın düşürülmesi de dahil her türlü tedbiri alabileceklerini bildirmişlerdir.

İster Fransız ister Amerikan  isterse de israil uçagi olsun hicbir  anlasma yokken Türk hava sahasının ihlal eden iki ucak var.

Bu uçaklar KKTC sınırları içerisindeki Lefkeden sınırdan yaklaşık 5 km içerden  geçip gittiler.Ve bu konuda hiçbir yetkili makamdan ses yok.

Bu durum bu şekilde devam ederse ve hiçkimseden ses çkıkmazsa  Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Kuzeyde de egemenliğini teyid eder.Böylelikle Fransız savaş uçaklarının da  sınır falan  ihlal etmediği de anlaşılır.

Böylesi bir konu  normalleştirilirse bir bakarsınız yarın birgün Fransız uçakları Gemikonağından şöyle bir geçer Güzelyurt  üzerinden uçar Karpaza kadar da dayanır.

Netice itibarıyla , bu  bir meydan okuma ve Türk tarafının egemenliğini  sınama değilse hukuka uygun bir şekilde mukabelede bulunulmalıdır.

Her şeyden önce bu bölge ciddi bir çatışma bölgesidir. Bu tür ortamlarda tüm tarafların çatışmaları ve riskleri tırmandırma eğiliminden kaçınmaları gerekmektedir. Sessizlik hayra alamet değildir.

Türkiye garantör devlet olarak , NATO ve BM nezdinde gerekli girişimlerde bulunmalıdır.