Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman Meclis’te yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının, “diyalogdan bile kaçan taraf” pozisyonunu hak etmediğine dikkat çekti. Tufan Erhürman, “Siyasi görüşler ne kadar farklı olursa olsun, diyalogdan bile kaçan taraf pozisyonunu Kıbrıs Türk halkı hak etmiyor. Sayın Ersin Tatar üçlü diyalogdan neden kaçınıyor? Tarihsel mücadelemizin hak ettiği sonuç bu mudur?” diye sordu.

 

“En önemli başlık yönetim ve güç paylaşımıdır”

"İnsanların yaşam standardına doğrudan göz dikiliyor" "İnsanların yaşam standardına doğrudan göz dikiliyor"

Kıbrıs sorunu çerçevesinde hareketli günlerden geçildiğini belirten Erhürman, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs'taki Özel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in çeşitli görüşmeler gerçekleştirdiğini anımsattı. Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan arasındaki görüşme trafiğine de işaret eden Erhürman, ortada bir hareketliliğin olduğunu yineledi. Kıbrıs Türk halkı adına bu sürecin içerisinde Sayın Ersin Tatar’ın bulunduğunu kaydeden Erhürman, Tatar’ın bazı tavır ve kararlarının olduğunu söyledi, söz konusu kararların Kıbrıs Türk halkının geleceği açısından son derece önemli olduğuna dikkat çekti. “Kıbrıs sorunuyla ilgili en önemli başlık hangisidir diye sorulacaksa, bu başlık yönetim ve güç paylaşımı başlıdır” diye konuşan Erhürman, güç paylaşımı kısmının da kendileri açısından en önemli kısım olduğunun altını çizdi. Tufan Erhürman, “1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken, uluslararası toplumun muhatap aldığı Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlardır. İki temel kurucu ortak vardı 1960 cumhuriyetinde. Kıbrıs Türk halkının azınlık olacağı herhangi bir şey, tartışma konusu olarak bile değerlendirilemez” dedi.

“Müzakere masasında iki lider de eşit pozisyondadır”

Üniter devlet formülünün görüşme konusu olmadığına dikkat çeken Erhürman, esas meselenin, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların uluslararası eşit statüsünün teyit edilmesinde yattığını vurguladı. “Bulunacak herhangi bir çözüm formülü, elbette Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların eşit uluslararası statüde olduğunun teyit edilmesiyle inşa edilecek” diyen Erhürman, herhangi bir toplumlararası müzakere gerçekleştiğinde, BM marjında eşit statüde kabul edildiğini belirtti. “Liderler arası müzakere olarak tanımlanıyor süreçler. Kıbrıslı Rumların lideri, Kıbrıslı Türklerin lideriyle eşit pozisyonda kabul ediliyor. O masadan kalkıldığı anda uluslararası statüler eşit olmuyor” diyen Erhürman, ortaklaşılması gereken noktalar bulunduğunu söyledi. Bilgi temelli şekilde, bir federal çözümün bulunması durumunda Kıbrıs Türk Devleti ve Kıbrıs Rum Devleti’nin iki kurucu eşit devlet olacağına işaret eden Erhürman, “Bunun başka türlü olması kabul edilemez” ifadelerini kullandı. Kurucu devletlerin yanında bir de federal devlet olacağının altını çizen Erhürman, söz konusu devletin siyasi eşitlik temelinde yönetileceğini vurguladı.

“Sorunlar masada anlatılır”

“O federal devletin yetkileri sayılacaktır ve geriye kalan tüm yetkiler, kurucu devletlerin uhdesinde olacaktır. Federal devlet müdahale edemeyecektir. Egemenlik de Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlardan kaynaklanacaktır” diye konuşan Erhürman, 2004 referandumunda iradenin KKTC hukuku ve vatandaşlarının oyları çerçevesinde ortaya çıktığını hatırlattı ve söz konusu durumun ise eşit uluslararası statünün teyidi olduğunu belirtti. Federal devlette de dönüşümlü başkanlık olacağını dile getiren Erhürman, “Federal devlette Kıbrıslı Türklerin dahli olmadığı kararlar alınamayacak. Bu eşit uluslararası statünün teyidi için ortaya koyduğumuz noktadır. O sırada Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin başkanı dahi olsa reddetme şansı olmayacaktır” dedi. “Federal çözüm noktasında ayrışabiliriz” diyen Erhürman, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların eşit uluslararası statüde olması gerektiğine işaret etti. Erhürman, “Üçlü veya beşli görüşme gerçekleşecekse, o masada bizim, Kıbrıslı Rumlarla eşit pozisyonda olacağımız konusunda kuşku var mı?” diye sordu ve eşit olmanın gereklerinin yerine getirilmemesinin masada anlatılabileceğinin altını çizdi.

“Üçlü ve beşli görüşmeyi reddetmekle neyi reddediyoruz?”

Üçlü masada oturup diyalog ortamı kurarak raporu yazacak kişiye sorunları aktarmaktan neden kaçınıldığını soran Erhürman, “Bunun bir açıklaması yok. Eşit uluslararası statüye talibiz ama diyalog ortamında dahi kendi haklılığımızı anlatmaktan kaçınmakla ne gibi bir sonuç elde ettiğimizi varsayıyoruz? Kıbrıs Türk tarafı bırakın çözüm isteyen taraf olmayı, şu an diyalog isteyen taraf dahi değildir” dedi. Söz konusu durumun, arzu edilen bir pozisyon olmadığına işaret eden Erhürman, “Sözü edilen, derdinizi anlatacağınız bir diyalog ortamıdır. Müzakere masasına “Kıbrıs Cumhuriyeti” adına Hristodulidis oturacak, sizin maksimum talebinizde tanınmamış bir devletin başkanı sıfatıyla olacak ve buna da eşit uluslararası statü diyeceksiniz. İki lider olarak oturmak, sizin söylediğinizden çok daha eşittir” diye konuştu. Bilgi ve mantık üzerine konuşulması gerektiğine dikkat çeken Erhürman, “Bilgi ve mantık düzeyinde dahi uzlaşamaz bir noktaya geldik. Üçlü ve beşli görüşmeyi reddetmekle neyi reddediyoruz? Biraz öz güven sahibi olacaksınız, ne istediğimi de ne istemediğimi de bilirim diyeceksiniz. Kıbrıs Türk tarafındaki insanlar, diyalog kurmayın, sorunlarımızı söylemeyin demiyor” dedi.

“Mücadeleyi vermekten kaçıyorsunuz”

Tufan Erhürman, “Geçmişte çözüm iradesini ortaya koyan Kıbrıs Türk tarafı, bugün üçlü diyalog ortamına girmeyi reddeden bir yere geldi” diye konuştu. Diyaloğun reddedilmesiyle, “Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi vardı, şimdi diyalog iradesi bile yok” sonucunun ortaya çıkarıldığını kaydeden Erhürman, “Kıbrıs Türk halkı açısından bu böyle değildir. Kıbrıs Türk halkı ile Ersin Tatar arasında mesafe açılıyor” dedi. “Siyasi görüşler ne kadar farklı olursa olsun, diyalogdan bile kaçan taraf pozisyonunu Kıbrıs Türk halkı hak etmiyor” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının iradesinin ne olduğunu bir kez daha dile getirmenin önemine işaret etti. Hazırlanacak rapora neyin girip girmeyeceği konusunda verilmesi gereken bir mücadelenin olduğuna vurgu yapan Erhürman, “Siz o mücadeleyi vermekten kaçıyorsunuz” dedi. Dört konuda BM’nin kendi sözüne sahip çıkmasını istediklerini belirten Erhürman, “Siyasi eşitlik tanımıyla birlikte, BMGK kararıdır” dedi. BMGK kararlarında söylenenlerin, müzakere masasında pazarlık unsuru yapılmasının kabul edilemez olduğunu yineleyen Erhürman, “Siyasi eşitlik, dönüşümlü başkanlık, BM’nin teyit edeceği unsurlardır” diye konuştu. Söz konusu unsurların teyit edilmeden bir masanın kurulması durumunda, bunun sonuç odaklı bir müzakere olmayacağını dile getiren Erhürman, “Sayın Ersin Tatar üçlü diyalogdan neden kaçınıyor? Tarihsel mücadelemizin hak ettiği sonuç bu mudur?” diye sordu.

Editör: Haber Merkezi