Peksever yaptığı yazılı açıklamada, elektrik sorununun bir türlü çözülememesinin, ülke genelinde sık sık kesinti yaşanmasının, fatura miktarları yükselirken hizmet verimliliğinin gerilemesinin sebebinin kötü yönetimler olduğunu belirtti.

Ülkedeki nüfus artışı, inşaat sektöründe yaşanan ivme ve teknolojik gelişimlere bağlı olarak elektrik şebeke ve enerji üretim kaynaklarına olan ihtiyacın giderek arttığını ifade eden Peksever, üretim sistemi içerisinde akaryakıt ile çalışan üç farklı modelin yanında alternatif enerji kaynaklarının mevcut olduğunu ve elektrik şebekesinin, Güney Kıbrıs elektrik şebekesi ile enterkonnekte olarak çalıştığını kaydetti.

KKTC Rekabet Kurulu ile T.C. Rekabet Kurumu arasında işbirliği protokolü imzalandı KKTC Rekabet Kurulu ile T.C. Rekabet Kurumu arasında işbirliği protokolü imzalandı

Alternatif kaynakların, üretim sistemi içerisindeki toplam üretim kapasitesi oranında maliyetlerin ucuzlamasına etki yapmasının beklendiğine işaret eden Peksever, şöyle devam etti:

“Ancak bu konuda ülkemizde sağlıklı bir yasal mevzuat olmaması nedeniyle mevcut sistem genel tüketiciye değil, sadece kurulum yapanlara avantaj sağlıyor. Şebekemizin içerisinde yer alan alternatif kaynaklar sisteme doğru mevzuatlar ile enterkonnekte edilmediği için maliyetleri ve arz güvenliğini iyileştirmek yerine tam aksine kötüleştiriyor. Peki iklimsel olarak güneş enerji kaynağının oldukça zengin olduğu ülkemizde neden tüm üretimi bu kaynak aracılığıyla gerçekleştiremiyoruz? Çünkü bu yöntemle arz güvenliğini sağlayabilecek altyapıya sahip değiliz. Ve bu altyapıyı oluşturmanın maliyetleri şu an için ne yazık ki fizibil değil.”

Ülkenin elektrik üretiminde kullanılan üç ayrı modeldeki dizel makinelerden birincisinin termik buhar santrali olup, fueloil ile çalıştığını ve KWS üretim maliyetinin 14 dolar cent olduğunu belirten Peksever, ikincisinin de içten yanmalı dizel santral olarak yine fueloil yakıt ile çalıştığını, KWS üretim maliyetinin KIB-TEK’te 10 dolar cent, AKSA’da ise ortalama 15 dolar cent olduğunu kaydetti.

Üçüncü modelin ise “Acil durum santrali” olarak genellikle doğal afet veya asgari durumlarda kullanılmak maksadıyla üretilen Mobil Santraller olduğunu ifade eden Peksever, mazot ile çalışan mobil santrallerin KWS üretim maliyetinin 27 dolar cent olduğunu belirtti.

-“Mobil santrallerin sisteme dahil edilmesi hiçbir ekonomik akılla açıklanamaz”

Üretim modelleri içerisinde üretim maliyeti en yüksek olan Mobil Santrallerin, üretim verimliliğinin ise aynı oranda düşük olduğunu kaydeden Peksever, “Mobil santrallerin ‘matematiği’ bu denli ortadayken, bu makinaların sisteme dahil edilmesi hiçbir ekonomik akılla açıklanamaz. Bunun tek sebebi, ne yazık ki siyasilerin ve atadıkları yöneticilerin görevlerini layıkıyla yerine getirmemesidir” dedi.

“Elektrik enerjisini ucuzlatacağız” diyen hükümetin tam tersi kararlar aldığını ve halka doğruları söylemediğini ileri süren Hüseyin Peksever, Bakanlar Kurulu’nun geçen hafta yeni bir Mobil Santral vizesi kararı aldığını ve buna göre 2x25 MW gücünde Mobil Santralin, ilerleyen günlerde sisteme dahil edileceğini kaydetti.

Peksever, “Hem enerji verimliliği düşük, hem de ekonomik maliyeti çok yüksek olan aynı zamanda çevre düşmanı bu makinaların üretime dahil edilmesi, hükümetimizin halka bahşedeceği ‘50’nci Yıl Hediyesi’ tadındaki daha da yüksek elektrik faturaları olarak tarihe geçecektir” dedi.

Editör: Haber Merkezi