DİPKARPAZ RECEP TAYYİP ORTAOKULU’NDA NELER OLUYOR?
Geçtiğimiz gün Dipkarpaz Ortaokulu’nda akıllara durgunluk verecek bir olay yaşandı. Yaşandı yaşanmasına da Eğitim Bakanlığı’nın durumdan haberdar olmasına rağmen neden halen bir müdahale yapmadığına anlam veremedim doğrusu. Kemal Dürüst’ün bu konuda duyarsız kalmasının ardındaki ana sebebin ne olduğunu az çok bilsek de bu konunun gün yüzüne çıkmaması adına elini taşın altına koymaması düşündürücüdür.
Büyük bir ülkede yaşamıyoruz. Özellikle son zamanlarda okullarda öğrenci öğretmen ilişkilerinin yakından gözlemlendiği bu zamanda böylesine ibretlik bir olayın neden bastırıldığını anlamış değildim.
Önceleri iki ay boyunca öğretmensiz kalan çocuklar şimdilerde öğretmen var diye bir takım sıkıntılar yaşıyor. Öğretmeninden hademesine, öğrencisinden velisine kadar herkesin şikâyetçi olduğu bu duruma henüz hiçbir yetkili müdahale etmiş değil! Adının ağırlığını taşıyamayan bu ortaokulda yüz kızartıcı cezalar verildiği iddia ediliyor.
Öğrenciler henüz 13-15 yaşında. Okulda aldıkları eğitim zaten normal şartlardan biraz farklı. Dipkarpaz’da öğretmen olmak da zor öğrenci olmak da. Özellikle son zamanlarda eğitim kalitesinin de sorgulanmaya başlandığını düşünürsek, öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Bu öğrenciler zor şartlarsa eğitim alıyor. Yokluklar içinde aldıkları eğitimle geleceğin şekillenmesi gerekirken bazı çocuklarımız eğitimden soğutuluyor. Nasıl mı? İddialar büyük… Dipkarpaz Recep Tayyip Erdoğan Ortaokulu’nda öğrencilere akıl almaz cezalar veriliyor. Tabi ki seslerini duyuramayan bu çocuklar doğal olarak aldıkları cezanın psikolojik etkisi ile ya korkudan susuyorlar ya da ailelerine durumu anlatamıyorlar. Ama bu eğitimcimiz (ismi bizde kalsın) durumun sonsuza dek süreceğini düşünmüş olsa gerek ki uzun zamandan beri kendi aklınca ceza verdiği çocukları okulun bir odasına kilitleyerek çocuklara aklı sıra ceza veriyor. Ne üzücüdür ki herkesin bir birini yakından tanıdığı küçük bir bölgede yapılan bu insanlık dışı davranıştan Eğitim Bakanlığı’nın da haberi var. Şikâyet bakana kadar ulaşmış ama nedense eğitimciye henüz hiç kimse dokunmamış. Bu durumun ne kadar süreceği belirsizken bazı aileler yaşanan bu olayın farkında oldular. Bu durumun sakıncaları daha da ileri giderek bu eğitimcimizin bazı ailelerin çocuklarına özel ders verme teklifi ile taçlandı. Yani baştan aşağıya faul davranışlarla eğitimci statüsünü kullanarak yaptığı davranışların sorgulanmaması bu gibi kişilere fırsat doğurduğu gibi birçok çocuğumuzun da gelecek ile ilgili hayallerini suya düşürmektedir. İşte sendikacılık şimdi burada devreye girmelidir. Eğer böylesine bir uygulamanın kabul edilir olduğunu savunuluyorsa işte bu durum bir kez daha deşifre edilmek adına basında yer almalıdır. Bence her şeyden önce çocuklarımız…