DİLE KOLAY, 90 YIL


Tarih 28 Ekim,
Kararlı bir ses :”efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”
Büyük bir sessizlik,
Kalpler yerinden ha fırladı, ha fırlıyor.
Kimsenin ağzını bıçak açmıyor.
Hepsi birer sır küpü.
Karanlığa gömülen o an.
Ertesi gün,
Sanki sonbahar değil, güneş tüm enerjisini biriktirmiş,
Tüm ışık ve ısısını o gün Türkiye’nin üzerine bırakıvermiş.
Kırmızı o gün bir başka kırmızı.
Göndere çekilen ay-yıldız öyle nazlı dalgalanıyor ki, bakmalara doyamıyorsunuz.
Seneler geldi geçti.
Kimler geldi, kimler geçti.
İnönüleri de gördü bu millet,
Menderesleri de.
Evren’in attığı imza milletin kafasına kazınırken,
İhtilal sonrası sarılmaya çalışılan yaraların acısının yeni yeni çıktığını gördü bu millet.
“Dün dündür, bugün bugündür” diyen Süleyman Demirel’i gördü.
“Şerefsiz onbaşı” diyen Tansu Çilleri,
Mesut Yılmaz,
Erbakanı….
Sadece bir evi bir arabası olan Ecevit’i de gördü,
Cumhurbaşkanlık bütçesinden kuruş almayan Necdet Sezeri de gördü.
Şehide “kelle” diyeni de gördü,
“Birkaç Mehmet öldü diye meclisi toplayamayız” diyen Hüseyin Çelik’i gördü.
Ha bir de “ananı da al git” diyen, Recep Tayyip Erdoğanı gördü.
Hey gidi yıllar hey.
90 yıl.
Dile kolay.
Neler gösterdi bize neler…
Not: Sen olmasaydın, ben şu anda özgür bir şekilde yazı yazamıyordum. Minnettarım sana Büyük Türk. Teşekkür ediyorum Mustafa Kemal ATATÜRK…