Ben severim doğası bakımından ama ev halkı korkar hep!
Hele de gece karanlığında…
Virajı döndüğünüzde ansızın karşınızda dev bir kamyon ya da tırla karşılaşırsınız!
Onlar rahattır koca araçlarıyla çoğu kez yolun ortasından gitmeyi tercih ederler…
Adam gibi sürücüleri bir yana koyuyoruz tabi ki ama!
Üstünüze sürüp bir de pis pis gülenler var ya…
Sadece tepeden bakmazlar size!
Azrail olduklarını hissettirirler…
Hele de taş ocaklarının bulunduğu mıcır dolu yollar!
Başka bir azraildir onlar, yeter ki biraz dikkatiniz dağılsın, direksiyon hakimiyetinizi kaybedin…
Kendinizi anında uçurumun içinde bulursunuz!
…
Ateş düştüğü yeri yakarmış, doğru…
Ama bu kez sanki bambaşka oldu üç canın aramızdan ayrılışı!
Dün sabahın erken saatlerinde duyulan kaza, hele de ölenler minik yavrular olunca…
Eminim hiç eksiklik hepimizin içine kor gibi düştü!
İçimizden bir parça koptu gitti sanki…
Moraller bozuktu çünkü hele bir de giden can gencecik fidanlar olunca!
Bugün senin, yarın benim çocuğum diye içinden geçirdi bir çoğu ben de dahil…
İsyan sesleri yankılandı dünkü karanlık günde!
Yağmur beklerken kimi dışarı, kimi içine akıttı gözyaşlarını…
Yine de ateş düştüğü yakıyor, bir ömür geçiyor bu acıyla ailelerde!
…
En çok da neye kızdım bilir misiniz…
Acı haberin yayılmasından sonra devlet erkanının ansızın hastaneye akın etmesine!
İkisi gencecik fidan üç hayat sönmüş o katil yolda…
Sizin işiniz ne hastane koridorlarında!
Hastaneye değil siz asıl o ölüm yoluna gidip kuracaktınız masaları yolun kenarına…
Hangi ülkede böyle şeytani bir yol olur diye başınızı iki elinizin arasına alıp düşünecektiniz!
Yetmedi mi o yolda pisi pisine can verenler diye de kendinizi yargılayacaktınız…
Ama yapmadınız gidip objektiflere poz vermeyi tercih ettiniz!
Sanki de gidenleri geri getirebilecek gibi…
Şimdi sorarım size;
Hangi birini hayata geri döndürdünüz!
…
Sevgili okuyucular;
O yol şimdi değil yıllardır vatandaşlar arasında ölüm yolu diye bilinir!
Belki dağların arasından giderken mutlu olursunuz ama hep insanın içinde bir korku vardır daima…
Ve gelmiş geçmiş hiçbir makam burasına yeteri kadar önem vermemiş, kamyonların, tırların kaderine terk edilmiştir bu yol denen ucube yol bozuntusu!
İnce uzun bir yol gün gelir Azrailiniz olur ve sonra da akan gözyaşları…
Evet içimize kor düştü, ama bir de ateşin düştüğü yeri tahmin edin bir!
Devletin olmadığı, kendini hissettirmediği bu yolda nice canlar gitti, daha bakalım nice canlar daha gidecek…
Hepimizin başı sağ olsun, analara babalara, acılı kardeşlere Allah sabırlar versin!
Birkaç soru!
“Bugün dağ yolunda yaşanan kazadaki her türlü ihmali veya hatayı inceler; daha sonra gerekli düzenleme ve denetimleri yaparsak vicdanımız BELKİ rahatlar.
İŞTE BİRKAÇ SORU:
Bu büyüklükteki kamyonların adamızda iş yapması uygun mu?
Öğrencileri taşıyan araçlar için belirlenmiş kurallar var mı? Kazadaki minibüs bu kurallara uygun mu?
Dağ yolu, trafiğe açık olabilecek nitelikte mi?
Trafik güvenliği için yapılacakları biliyor muyuz?
Trafik güvenliği için harcanacak paramız var mı? Yoksa nereden keserek bu kaynağı yaratacağımızı hiç düşündük mü?..”
İŞTE BİRKAÇ SORU:
Bu büyüklükteki kamyonların adamızda iş yapması uygun mu?
Öğrencileri taşıyan araçlar için belirlenmiş kurallar var mı? Kazadaki minibüs bu kurallara uygun mu?
Dağ yolu, trafiğe açık olabilecek nitelikte mi?
Trafik güvenliği için yapılacakları biliyor muyuz?
Trafik güvenliği için harcanacak paramız var mı? Yoksa nereden keserek bu kaynağı yaratacağımızı hiç düşündük mü?..”
(Hasan ERÇAKICA)
“Mesai saatleri değişmelidir!”
“9 Eylül 2016 tarihinde bir paylaşımda bulunmuş ve saatlerin Türkiye ile aynı olması kararını değerlendirmiş tik...
Türkiye , artık saatleri ileri ya da geri almamaya karar verdi. KKTC hükümeti de aynı kararı aldı.
Buraya kadar tamam...
Ancak Türkiye'nin farklı bölgelerinde mesai saatleri mevsime göre değişkenlik arzetmektedir. Havanın aydınlanma veya kararmasına bağlı olarak Valilikler mesai başlangıç ve bitiş saatlerini ayarlayabiliyorlar.
Buna istinaden bazı illerde mesai sabah saat 8.30'da bazılarında sabah saat 9.00'da başlamaktadır...
Buna istinaden bazı illerde mesai sabah saat 8.30'da bazılarında sabah saat 9.00'da başlamaktadır...
KKTC 'nde mesai sabah saat 8.00'de başlamaktadır. İçinde bulunduğumuz mevsimde hava sabah saat 7.00 gibi aydınlanmaya başlıyor.
Uyanıp güne hazırlanma esnasında hava henüz karanlık oluyor. Bu durumun fiziksel olarak sağlıklı olmadığı, enerji tüketimi bakımından da ekonomik olmadığı kanaatindeyim...
KKTC Hükümeti'nin bu durumu değerlendirmesi ve kış mesai başlangıç saatini sabah 8.30 veya 9.00'a almasının yararlı olacağını düşünüyorum...
(Enver ÖZTÜRK-26 Kasım 2016)
“Otorite olmayınca!”
“Suçlu bellidir, aramayın...
Mesele,
Ülkede "OTORİTE OLMAMASI"dır.
Ülkede "OTORİTE OLMAMASI"dır.
Otorite olmayınca,
Ne yol yapan olur,
Ne trafiği denetleyen,
Ne de...
Yasaları takan...
Ne trafiği denetleyen,
Ne de...
Yasaları takan...
Bu kadar basit..”
(Ülker FAHRİ)
MESAJ KUTUSU
Sayın Kemal DÜRÜST, Girne Dağyolu ne yazıktır ki gelmiş geçmiş hiçbir Ulaştırma Bakanının çözmediği ya da çözemediğini bir sorun! Size düşen görev bu sabahtan itibaren teknik bir ekip kurarak bu yolun iyileştirilmesi için ilk adımları atmak olacaktır. Yeni canlar verilmesin diye!
…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, dünkü acı trafik kazasında ne kadar etkili oldu bilemeyiz ama yaz mesaisi saati uygulaması madem ki devam edecek mesai saatlerini bir saat öne almak en doğrusu olacak gibi görülüyor. Çoğunluğun isteği bu yönde!
…
Sayın Ahmet YÖNLÜER, bazı din adamları yeniden Din İşleri Başkanlığı’na getirilmeniz için kampanya başlatmaya hazırlanıyor. Bu konuda size de baskı kurdukları söyleniyor, hükümet isterse niye olmasın ki!
…
Sayın Cemal ÖZYİĞİT, güvercine ya da TKP’nin isminden daha ziyade partinizdeki bu dağılma sürecinin nedenlerini masaya yatırmanız ve özeleştiri yapmanız öneriliyor. Artık olan oldu ama zararın neresinden dönülürse kardır değil mi!
…
Sayın Taşkın ÜREL, yılan hikayesine dönen mezbahane konusunda geçmişte belediyenin ödemelerinin size değil de başkalarına gittiğini biliyor muydunuz! Bir eşeleyin bakalım ardından neler çıkacak!
…
Sayın Erdoğan SORAKIN, CTP Genel sekreterliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun…Parti içi dengeler açısından bakıldığında doğru oldu. Şimdi size düşen ilk görev küskünlüklerin giderilmesi için bir proje üretmek…
…
Sayın Ali BİZDEN, Mont Pelerin’e giden gazeteciler ödenmeyen masraflar konusunda size ayrı bize ayrı konuşuyorlar bilesiniz! En iyisi bu konuyu burada kapatmak yoksa tartışma çok daha büyüyecek gibi gözüküyor!
…
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, Güzelyurt’a yeni bir belediye binası kazandırmak için yaptığınız çalışmaların artık son haline geldiğini öğrendik. Şimdi sıra müjdeyi vermek ve ilk harcı atmak olacaktır değil mi, hayırlısıyla inşallah…
…
Sayın Yusuf KISA, anlaşılan siz de gazetenin tirajını yükseltmek için kesenin ağzını açtınız ve büyük bir promosyon kampanyasına başlıyorsunuz! Ne kadar işe yarar bilemeyiz ama ha keşke sizde okurlara kitap dağıtsaydınız!
…
Sayın Mehmet DAVULCU, aktif siyasette uzun süren küskünlük dönemi bitmiş ve artık yeni kurulan TKP’de önemli görevler almaya hazırlanıyormuşsunuz! Bakalım dönüşünüz muhteşem olacak mı, hayırlısı artık…
…
Sayın Halil İbrahim AKCA, KKTC’de bulunduğunuz süreçte ekonomideki yeniden yapılanma artık KKTC’deki üniversitelerde ders olarak okutulmaya, hatta tez konusu olmaya başladı. Kimseye kendinizi sevdiremediniz ama değeriniz er ya da geç anlaşılacaktır…
…
Sayın Kemal YILMAZ, Serdar beyin İskele muhtarlarıyla yaptığı geniş katılımlı toplantıya davet edilmediğinden ötürü sizin de biraz kırıldığınız konuşuluyor. Siyasetçileri sanki de hiç tanımıyorsunuz, gülüp geçeceksiniz artık!
…
Sayın Nazmiye ÇELEBİ, Trafik Dairesi Müdürü olarak sizin de özellikle trafik kazalarına karşı yeni projeler üretmeniz gerekiyor! Annesini küçükken trafik kazasında kaybeden bir bürokrat olarak kamuoyu sizden çok şey bekliyor bilesiniz!
…
Sayın Erhan ARIKLI, partinizin ilk kurulduğu günlerde Karpaz bölgesinde epey kendinizden söz ettirdiniz ama son günlerde özellikle şehircilik kavgaları nedeniyle bir gerileme yaşandığı görülüyormuş, uyarma gereği duyduk!
…
Sayın Zorlu TÖRE, dünkü vahim trafik kazasında sizin aileden gençlerin de yaralandığını üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun, Allah beterinden saklasın. Bir kan akıtıp fakir fukarayı sevindirmekte yarar var değil mi!
…
Sayın Sami OSMANLI, bazı vekiller telefonlara bakmadığınız ve geri dönmediğiniz için ciddi bir şikayet içindeler. Özellikle sizden yaşça epey büyük olanlar fena halde bozuluyor bilesiniz.
…