Devlet devleti yalanlarsa...

İddia ederiz ki bu ülkede son günlerde iyi giden tek bir şey bile yoktur...
Bırakın iyi gitmeyen şeyleri artık kurumların da birbirini yalanladığı bir sürecin içinde debelenip duruyoruz!
Son örneğini Sağlık Bakanlığı ile Polis Teşkilatı arasında yapılan açıklamalar ya da suçlamalardan dolayı yaşadık...
Bebek ölümünden sonra Sağlık Bakanlığı aileye haber verilip verilmemesi konusunda kamuoyundan baskı yiyince kucağındaki topu polise attı!
Kurtuldu zannetti ama yanılmıştı...
Hem ailelerin hem de kamuoyunun baskısı devam edince gerçek ortaya çıktı!
Polis basın subaylığı önceki akşam geç saatlerde önemli bir açıklama yaptı;
Sağlık Bakanlığına ailelerden ölümü gizli tutulması yönündeki açıklamanın doğru olmadığını ifade etti...
Şimdi ortalık daha da karıştı!
Gözler yine Sağlık Bakanlığı’na çevrildi...
Sağlık Bakanlığı’nın açıklaması iddia edildiği gibi gerçekten yalan ya da yanlış mıydı?
... 
Olay aslında kesinlikle devlet kurumları arasındaki iletişim kopukluğunu da gözler önüne sermiştir...
Belli ki olması gereken iletişim ya da ortak çalışma yoktur!
Bir olay konusunda iki ayrı devlet kurumu çelişkili açıklamalar yapıyorsa ya da birbirlerine bir takım suçlamalar yöneltiyorsa ya da bu suçlamalar kısa bir süre sonra yalanlanıyorsa devlet organizasyonu yoktur, bitmiş tükenmiştir...
Hele de suçlanan en güvenilir kurumlar listesinde en tepede olunca!
Güvenilirlik, güvenirsizliğe mi dönüştürülmek isteniyor acaba diye kafalarda çeşitli soru işaretleri yaratılıyor...
Hadi polis değil de başka sıradan bir kurum suçlansa belki bir derece anlaşılır ama muhatap polis olunca yapılan yanlış çok daha tehlikeli boyutlara ulaşıyor!
...
Belli kesimlerin polis teşkilatını yıpratma ve karalama operasyonlarını çok yaşadık...
Bunun gerçek nedeni polisin askere bağlı olmasıdır!
Ne yazık ki askere olan kızgınlık polise de yansımakta ve polisin moral ve motivasyonuna olumsuz yansımaktadır...
Ama bu bilerek yada bilmeyerek polisin yıpranmasına neden olacak açıklamalar bu kez devletin belli kurumlarından gelince ayıp ötesi bir durum ortaya çıkmaktadır!
Kurumlar arasında yapılan hatta suçlamalara kadar giden çelişkili açıklamalar yine devletin kendisine zarar vermektedir...
Demek ki ortada çok büyük bir otorite boşluğu vardır!
Kurumlar arasındaki organizasyon iyi yönetilmediği takdirde bakalım daha hangi gülünç ama düşündürücü olaylara gebe kalacağız...
...
Dünkü yazımızda polisin 2025 yılı bütçesinin yeterli olmadığını kaleme almıştık...
Devlet 2025 yılında sadece kamu ek mesailerine 3 Milyar TL ödeyecekken polise ayrılan 6 Milyar TL’lik bütçe komikliği yanında kabul edilemezdir!
Bir de tabi ki polisin istihdam sorunu vardır...
Şu anda teşkilat neredeyse bin eksiklikle görevini yerine getirmektedir!
Ama diğer yanda devletin çeşitli kurumlarına arka kapıdan yapılan istihdamlar devlet bütçesini olumsuz etkilediği gibi bunların birçoğu da liyakatsız istihdamlardır...
Soru yok, sorgu yok, tamamen siyasi atamalar yıllardan beridir yapılmakta ama gerçekten istihdam yapılması gereken kurumlar göz ardı edilmektedir!
Yeni başlayan meclis çalışmalarında umarız bu gerçek de artık masaya yatırılmalı ve doğru olmayan yoldan hiç gecikmeden dönülmesi sağlanmalıdır...
...

MESAJ KUTUSU


Sayın Erhan ARIKLI, Ali Kişmir davası konusunda olması gereken açıklamayı yaparak gerçekçi bir çözüm yolu gösterdiniz de bunun için GKK ile köprü olacak bazı makamların da artık devreye girmesi gerekiyor. Sahi diğer hükümet ortaklarının başkanları bu konuda ne düşünüyor yoksa açıklama yapmaya cesaretleri mi yok dersiniz...
...
Sayın Tüm.Gen. İlker GÖRGÜLÜ, elbette bir medya mensubu da kaleme aldığı yazılardan dolayı yargılanabilir, kendisine ceza kesilebilir ama 10 yıl hapis istemiyle yargılanması kamuoyunda tepki görüyorsa konuyu bir kez daha masaya yatırmakta yarar görüyoruz. Yeni GKK komutanı olarak duyarlılık göstermenizi bekliyoruz...
...
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, bebek ölümü konusunda yaptığınız kusurlu açıklamadan sonra detaylar ortaya çıktığına göre polis teşkilatına sanırız bir özür borcu olduğu gerçeği de artık zorunlu hale gelmiştir değil mi? Umarız gecikme olmadan size düşen görevi yerine getirirsiniz...
...
Sayın Kasım KUNİ, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı doğru olmayan açıklamadan sonra teşkilatın yaptığı açıklamaya hem siyasilerden hem de kamuoyundan büyük destek geldi. Buda demektir ki özellikle yapılan olumsuz açıklamalara erken zamanda yanıt verirseniz yıpratma girişimlerinin de önünü kesmiş olacaksınız...
...
Sayın Yasin Ekrem SERİM, bazı medya mensupları derneklerin yaptığı ziyaretleri görünce kendilerine sıranın ne zaman geldiğini soran mesajlar göndermeye başladılar. Umarız artık çok da gecikmeden ajandanıza medyayı da dahil eder en azından tanışma fırsatı yaratmış olursunuz...
...
Sayın Mustafa YÜRÜKÇÜ, CHP’nin bir kez daha KKTC temsilciliği görevine getirildiğinizi duyduk, hayırlı ve uğurlu olsun. Geçen dönem fazlasıyla sessiz ve derinden gittiniz umarız bu kez iletişim konusunda daha etkin olursunuz.
...
Sayın Özdemir TOKEL, BRT Yönetim Kurulu Başkanlığına getirildiğiniz andan itibaren mesainizin önemli bölümünü kurumda geçirdiğiniz gözleniyormuş. Bu arada değişim için özel projeler hazırladığınızı öğrendik merakla bekleyeceğiz artık, kolaylıklar dileriz...
...
Sayın Biray DELİCEIRMAK, Göztepe hezimeti sonrası bazı yakınlarınız dut yemiş bülbül yakıştırması yapmaya başladılar. Ara sıra ses verin ki en azından hayatta olduğunuzu bilsinler de merak etmesinler. Bu da mı yapının eseri diyenler de yok değil yani...
...
Hatice KÜÇÜK(!), ülkenin sahte diploma olaylarıyla çalkalandığı dönemde sahte isimle sosyal medyada yalan yanlış paylaşımlarda bulunduğunuz bir yana bir gazeteci olduğunuz da ortaya çıkmış diye duyduk. Sizi Allah’a havale etmekten yapacağımız çok bir şey yok!
...