Kahramanmaraş depremleri üzerinden 8 ay geçti.
Çok büyük acılar yaşandı. Adıyaman’daki çocuklarımızı kaybettik.
Depremi yüreğimizde hissettik.
O günlerde depreme dayanıklı yapıların ne kadar önemli olduğunu anladık.
Türkiye gibi dev bir ülkenin bile büyük bir depremde çaresiz kalabileceğini gördük.
Deprem o kadar geniş bir alana yayıldı ki enkaz altında kalanlara yetişmek günler aldı.
Deprem bölgesindeki canlarımıza ulaşmak onlardan haber almak ve onlara bir el uzatmak için tek bir yolumuz vardı.
Sivil Savunma Teşkilatımız…
Bölgeye Kıbrıs’tan ulaşan ve kurtarma çalışmalarına katılan ilk ekip oldu Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı.
Günlerce adeta nefes almadan çırpındılar yavrularımıza sağ ulaşabilmek için.
Deprem uzmanları Kahramanmaraş depremi sonrası için Kıbrıs uyarısında da bulundular.
‘Kıbrıs da tehlikede önleminizi alın’ dediler.
Endişelendik!
Ama çabuk unuttuk…
Bir avuç Sivil Savunma personelinin sayıca ne kadar az olduğunu öğrendik.
Olası bir depremde en fazla 3 - 4 enkaza müdahale edebileceklerini öğrendik.
Teşkilat, olması gereken personel sayısının çok altında bir sayı ile ayakta duruyor.
Şimdi sizlere bazı rakamlar verip bu ülkede hangi kurumun kaç personelle çalıştığını, hangi daireye kaç kişilik istihdam yapıldığı bilgisini de verebilirdik ama amacımız şimdi bağcıyı dövmek değil üzümü yemek.
O Şubat depremleri sonrası olası bir depreme karşı en etkili savunmamız olacak Sivil Savunma Teşkilatı için ciddi sözler verildi.
Personel sayısının en azından olması gereken rakamlara ulaştırılması en önemli sözdü.
Peki bu söz tutuldu mu?
Hayır!
Tek bir personel bile istihdam edilmedi Sivil Savunmaya!
Peki ülkenin en saygın ve münhaller konusunda en güvenilir kurumlarından biri olan Sivil Savunma Teşkilatına neden bir türlü personel istihdamı için onay çıkmıyor?
Neden içerisinde oturacak yer bile olmayan dairelere, kurumlara yığınla münhalsiz istihdam yapılırken en ihtiyaçlı ve hayati bir kurum es geçiliyor?
Bu sorunun cevabını okuyucularımıza bırakıyorum.
Bakın doğal afetlerle en büyük mücadele tedbir almakla başlar.
Çok ağır bir deprem tecrübesi yaşadık ve depremin korkusunu hala ensemizde hissediyoruz.
Bunu bilim insanları söylüyor.
Yarın bir gün Allah korusun diyelim ama büyük bir depremle karşılaşırsak aklımıza ilk gelen yıkılan binalar, güçlendirilmeyen okul ve kamu binaları ve çığlıklarımıza yetişemeyen Sivil Savunmamız olacak.
O zaman herkes niye önlem almadınız diye hesap soracak.
Sivil Savunma personelimiz kahraman olabilir, canla başla çalışabilir ama mevcut personel sayısıyla yapabilecekleri ortadadır.
Ellerinde sihirli değnek yoktur bu insanların.
Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün.
Bu satırları o gün geldiğinde önünüze çıkarıp koymak en son istediğimiz durum.
Eğer sorun mali protokol kaynaklı bir sorunsa büyükelçi Metin Feyzioğlu’nun kendi içimizden kaynaklı bir sorun varsa Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın, Başbakan Ünal Üstel’in bu konuda ne kadar hassas olduklarından hiç şüphemiz yok!
Bir kez daha uyarıyoruz, hatırlatıyoruz bu işin hiç şakası yok!
MESAJ KUTUSU
Sayın Metin FEYZİOĞLU, Büyükelçiliğe yardım dilekçesi vermek için giden genç bir kıza yetkililerden birisinin 18 yaşına geldiği için evlenmesi yönündeki önerisi aileyi fazlasıyla üzdü. Arkadaşları uyarın ki dertlerine derman arayan insanları öğüt değil yardımda bulunmak için mesai harcasınlar...
...
Sayın Hüseyin TÜFEKÇİ, Külliye ve diğer binalarda çalışmaların durdurulduğu yönünde yapılan haberler nedeniyle konu ile ilgili detaylı bir açıklama yapmanız şart oldu. Zira bu proje Ankara için büyük önem taşıyor umarız haberler doğru değildir...
...
Sayın Şevki BARUTÇU, Eğitim Vakfı’nda 7 senedir çalışan bir kadın hizmetlinin ani bir kararlar işten durdurulması konusunun yargıya taşınacağını biliyor muydunuz? Perde gerisinde yaşanan pek de etik olmayan detayları çok yakında deşifre edeceğiz, haberiniz olsun istedik!
...
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Bakanlığınıza bağlı K.T. Eğitim Vakfı’nda yaşanan bazı olayları masaya yatırmanız ve çok detaylı bir soruşturma başlatmanız gerekiyor zira burada gariban vatandaşın artık ekmeği ile oynanmaya başladı. Küçük bir araştırmayla gerçekleri öğrenebilirsiniz!
...
Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, devlet hastanelerinde saat 12’den sonra hekim bulmayı bir yana koyun mesai saatlerine uygun çalışan hekimler de işten kaytaran meslektaşlarının hışımlarına uğruyorlar. Sistem öyle çürümüş ki devlette hakkını vererek çalışana yer yok!
...
Sayın Özdemir BEROVA, deprem riski olan okullar için fonda toplanan para eminiz ki yaralara merhem olacaktır ancak olası bir depremde hayati rol oynayacak olan Sivil Savunma’ya verilen sözlerin hala yerine getirilmediğini de bir yerlere yazmak gerek değil mi?
...
Sayın Hasan KILIÇ, DAÜ rektör adayları arasında sizin de isminizin anılması üniversite çevresinde memnuniyet yaratıyor. Okul içi ve dışında büyük bir kitle destek kulislerine başladı, bundan böyle artık hayırlara vesile olsun...
...
Sayın Savaş ORAKÇIOĞLU, Güzelyurt ve civarında ihtiyacı olmadıkları halde su kuyusu izinleri verilmesi bu konuda mağdur olanların tepkisini çekmeye başladı. Talimatın yüksek yerlerden geldiği kesin ama çok da adil bir icraat olmasa gerek değil mi?
...
Sayın Fırtına KARANFİL, Lefke’de başta kamu daireleri resmen dökülür ve mahkeme binası hizmete girmezken diğer vekil arkadaşınızla birlikte bölge ve halkı ile ilgilenmeniz konusunda uyarılar gelmeye başladı. Adı üstünde bölge halkının vekilisiniz biraz ilgi lütfen!
...
Sayın Ali TUNÇTAŞLI, bir avukatın müvekkili tarafından soyulmak istenmesi eminiz ki çok da hoş bir duygu olmasa gerek değil mi? Artık siz de içeride ve dışarıda güvenlik önlemlerini artırmaya bakın devir öyle kötü oldu ki kimin gözünün kimin parasında olduğu hiç belli değil...
...