“Durumunuz nedir?” diye…
Hiç ikilemeden cevapladı;
“Biz tamamız bir sıkıntı yok” dedi!
Şu anda en fazla genel başkanlardan bir tanesi ama gerçekten de hiç sıkıntılı gözükmüyordu Özgürgün…
Ülkede iki konuda sıkıntı yaşanıyor;
Birisi suyun yönetimi, diğeri Türkiye ile imza bekleyen ekonomik protokol…
UBP ikisine de koşulsuz ‘evet’ dediği için niçin sıkıntılı olsun ki!
Bazıları gibi kıvırmıyor bu konuda politikaları yıllardan beridir aynı…
Doğrusu ‘delikanlı’ bir politika izliyor!
Her ne kadar ülke gerçeklerinde kendilerinin de payı büyük olsa da mevcut durumu kabul ediyorlar, gereksiz erkekliğe soyunmuyorlar…
Neyse o yani!
…
Hükümetin diğer ortağı CTP-BG’de durum fazlasıyla sıkıntılı…
Hükümetten her an çekilebileceği bile söyleniyor!
Sayın Talat kuruluş resepsiyonunda ne dedi;
“Biz Kıbrıs Türkünün muhalif sesiyiz…”
Dili sürçtü galiba!
Sesiydik demesi gerekmez miydi?
Yok şimdi suyun yönetimi konusunda ayak diretiyor, muhalif duruş sergiliyor derseniz anlarım ama inanmayın sakın…
Suyun yönetimi ve protokol konusunda imzayı basacaklar, hükümet olmaya devam edecekler!
Sevgili Sami Özuslu’nun dediği gibi CTP Saray’da doğmadı ama, Saray’da yetişen gençler üretti, rantın tadına vardılar!
Niye iktidardan çekilip gitseler ki…
…
Bana da göre de bu hükümet devam etmeli;
Zaten devam etmese ne olacak ki!
Zihniyet mevcut sistemi değiştirmedikten sonra aynı tas aynı hamam devam eder gider…
Onlar da gayet iyi biliyor ki Kıbrıs Türkünün cebine dokunmadıktan sonra hiçbir zaman sıkıntı yaşanmaz…
CTP de alıştı düzene!
CTP’lilik ruhu elbette ölmedi ve ölmeyecek ama CTP’nin ilkeleri ve geçmişini unutanların sayısı her geçen gün biraz daha artıyor…
Paranın yüzü sıcaktır derler ya, boyuna mı söylemiş büyüklerimiz!
…
Sonuçta;
Her ne kadar eleştirilse de şu sıralar çok sessiz görülen UBP ilkelerinden hiç de taviz vermeden ‘delikanlı’ bir politika izliyor…
Ama CTP öyle değil!
Birikim Özgür’in niçin Maliye Bakanı yapıldığını bilmeyen mi var Allah aşkına!
Zeren Mungan neyse Birikim Özgür de odur bizim için…
Ekonomide duygusallık yetmiyor mantık da gerekli!
Ya bu deveyi güderler ya bu diyardan giderler meselesi yani kısaca…
Bu konuda hiç kıvırmaya gerek yok!
Biraz delikanlı olun gerisi kendiliğinden gelir zaten…
“Millet oduna yöneldi!”
“Selam Levent bey,
Yazdıklarınızı ve bakış açınızı takdir ediyorum devlet bu yapar diyeceğim ama olmuyor devlet kalıcıdır hükümet yapar devlet bakar misali olduk!
KKTC’de euro disele geçilecek çevre konusu bunu anladık söylediğiniz gibi hayvancı var çiftçi var v.s seyrüsefer ne olacak düşürecekler mi ben bu konuda çevre olduğunu düşünmüyorum yine bu işlerde birilerini muamma verme meselesi olacak sanırım eğer çevreyse günümüzde binlerce avcının attığı fişeklerdeki kurşunlar nereye gidiyor...
Madem çevre söz konusu doğada harnup kalmadı zeytin ağacı kalmadı bunlar çevre ağacı değil mi ülkemizde elektrik fiyatları yüksek olunca millet oduna ve odunculuğa yöneldi binlerce ağaç katlediliyor.
Elektrik fiyatlarını 4 ay ya da 3 ay indirim yapsınlar millet kolay ısınsın ya da hükümet olarak daha ucuz ve çevre dostu ısınma yolları teşvik edilmelidir.
Hakikatten çevreyse konu fiziki planı neden hayata geçirmiyorlar, her yer beton yığını oluyor. Bir de Bafra turizm bölgesinde arıtmanın denize akıttığı pis sular atıklar çevre kirliliği yapmıyor mu acaba?
Siz usta bir gazeteci olarak bunları hükümet yetkililerine bir hatırlatsanız olmaz mı... saygılarımla…”
(Semih Aslan)
Suyun tonu ne kadar olacak?
Her zamanki gibi Kıbrıs Türkü bir karpuz gibi ikiye bölündü;
Suyu biz mi yöneteceğiz yoksa Türkiye mi!
Kimi biz yönetemeyiz derken kimi de aksini söylüyor…
Neredeyse hükümet krizi yaşanacak!
Ama ciddi bir detay ya gözlerden kaçıyor ya da kaçırılıyor;
Türkiye’den gelen suya vatandaş ne kadar para ödeyecek!
Kimisi daha ucuz diyor kimisi aynı olacak diyor, kimisi de 7 TL gibi astronomik bir rakamla gündeme oturuyor!
Ha keşke önce şu fiyat bir belirlense de niçin kavga ediyoruz biz de bilsek…
Belediyeler mi batık devlet mi!
13’ncü maaş krizi ortada;
Bu konuda tamamen Türkiye’ye teslim olduğumuz net bir şekilde ortaya çıktı!
Türkiye kesenin ağzını açmazsa 13’ncü maaşlar asla ödenemez…
Ve belediyeler, battı bitti denen belediyeler;
Onlar o veya bu şekilde çalışanlarının 13’ncü maaşlarını ödemeye başladılar bile!
Hatta bunun reklamını bile yapıp gazetelere haber yaptırıyorlar…
Hani belediyeler batmıştı?
Ne çelişki değil mi…
Şimdi sormak lazım;
Batan belediyeler mi yoksa devlet mi?
“İsteyince oluyormuş!”
Gazetenin birinde spor sayfasında iri puntolarla manşet;
“İsteyince oluyormuş!”
Peki olan ne?
Fenerbahçe’nin Portekizli futbolcusu Nani KKTC’den Güney’e geçmiş ve tatilini orada yapmış!
Yani demeye getiriyorlar ki bütün futbolcular ya da kulüpler bunu yapabilir…
Bu haberi yapan anlaşılan Nani’nin AB vatandaşı olduğunu unutmuş olmalı!