CTP nerede yanlış yapıyor?

Dünkü yazdıklarımız belli ki en fazla CTP’li dostlarımızı üzmüş…
Oysa biz dünkü yazımızda CTP’yi eleştiren bir yazı yazmamıştık!
UBP’deki rehavet nedeniyle Eroğlu’nun ikinci tur garantisi olmadığını, ikincilikte de Akıncı’nın bulunduğunu ifade etmeye çalışmıştık…
Çok sayıda CTP’li dost dün telefonlarda ‘ikinci biziz’ deyip sitem edince geçenlerde yazdığımız ‘CTP ikinciliğe balıklama atladı’ başlıklı yazımız da doğrulanmış oldu!
Ama üzerine basarak ısrarla bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz ki CTP bu yarışta şimdilik üçüncü sıradadır ve onlar da ikinciliğin garanti olduğu rehavetine kapılırlarsa büyük hata ederler ve 19 Nisan akşamı başları öne düşer…
Sonra da pirincin taşlarını ayıklamak yine onlara kalır!
Bakın CTP’nin bir yanlışı daha;
Seçim sürecini iyi takip ettiğimi zanneden birisi olarak bu süreçte Sibel hanım da dahil bütün CTP’li kurmaylar saldırgan bir politika izliyor…
Saldırılar akın akın geliyor ve hedefte hep Eroğlu ve Akıncı var!
Atak olmak belki futbol maçlarında işe yarayabilir ama siyasette bu akıl mantık işidir…
Önce Akıncı’nın üzerine gittiler, geçmişi kurcalayıp bundan rant elde etmek istediler ama olmadı!
Sonra Eroğlu’nun mal varlığına taktılar;
Biraz da yandaş basını kullanarak Eroğlu’na ciddi bir saldırı başlattılar!
Hatta aralarında öyle hesap kitap yapanlar var ki Eroğlu’nun geçmişten bugüne aldığı bütün maaşları hesaplıyorlar ve aradaki farkın nereden geldiğini sorguluyorlar…
Bunlarla seçimde başarı elde etmek istiyorlarsa yanılırlar!
Bir kere;
CTP şu anda muhalefet partisi değil hükümet partisidir, umarız bunun farkındadırlar…
Davul da kendi ellerindedir tokmak ta!
Eğer gerçekten de Eroğlu’nun mal varlığında aşırı bir fazlalık söz konusu ise ve bu da yasa dışı yollardan elde edilmişse bunu ortaya çıkarmak bir hükümet partisi için çok zor olmasa gerek!
Daha da ileri gidip konuyu gerekçeleri ile bağımsız organlara havale edersin eğer bir yolsuzluk ve arsızlık varsa da bunun hesabını o zaman sorarsın!
Özellikle de bazı CTP’li kurmaylar temcit pilavı gibi bu konuyu basına taşıyorsa ve hükümet de parmağını kıpırdatmıyorsa bu bir seçim malzemesi değil de nedir Allah aşkına!
Aynı durum Sunat Atun için de geçerli;
Eroğlu’na seçim kaybettirme hırsıyla Sunat Atun neredeyse linç edilecek!
Seversiniz ya da sevmezsiniz o çok ayrı bir konu ama yargının karar vermediği bir konuda bir siyasetçiyi infaz ederseniz ve onu manşetlere taşırsanız, hele de bunu eşini ve çocuklarını hesaba katmadan yaparsanız günü gelir aynı linç kampanyasıyla karşı karşıya kalırsınız…
Sunat Atun kaçak elektrik aldıysa bunun bir cezası vardır ve son sözü mahkeme söyler, sonra ne isterseniz söyleyin ama insanların bir ailesi, okullarda okuyan çocuğu olduğunu da hesaba katmak gerek!
CTP kalan 11 günlük sürede Eroğlu’nu da Akıncı’yı da bir kenara bırakıp kendi içine dönsün…
Çünkü asıl sorun dışarıda değil içeridedir!
Bayıklı-bıyıksız, KÖGEF-ÜTK kavgası halen durulmamıştır!
Önlerin de bir de kurultay vardır ve bu bile seçimlerin önüne geçmiş ince hesaplar yapılmaya başlanmıştır…
Bu da aslında çok güçlü olan bir partinin gücünü görmeyerek kendi içinde didişmesine neden olmakta ve bundan da en fazla Siber Siber yara almaktadır!
Bu arada Sibel hanımın enerjisinden hiç kuşkumuz yok ama belli ki partisi ona yetişemiyor…
 
Gürpınar açıklama yaptı!
 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aziz Gürpınar Girne Çalışma Dairesi’nde rüşvet aldıkları tespit edilen iki kişi hakkındaki dünkü yazımız üzerine dün telefonda arayarak açıklama yaptı.
Gürpınar, iki kişinin rüşvet alırken suçüstü yakalandıklarını ve işten el çektirildiğini ancak bunların KTHY’den gelen çalışan olduğu için Özelleştirme Komitesi tarafından birinin Sağlık Bakanlığı’nda diğerinin de YÖDAK’ta görevlendirildiğini söyledi.
Bu arada kararın savcılık görüşü üzerine yapıldığını da ifade etti.
Gürpınar’a açıklamasından dolayı teşekkür ederiz…
Ama rüşvet aldıkları polis tarafından suçüstü yapılan iki kişi nasıl olur da başka dairelerde görevlendirilir işte onu anlamakta güçlük çekeriz…
 
 
“Hangi birine gidelim?”
 
“Geçtiğimiz pazar günü 5 yerde beş festival vardı. Batıda Lefke'de, Doğuda Mesarya'da Serdarlı (Çatoz) da , Karpaz bölgesinde Mehmetçik'te, ve güney Mesaryada Yiğitler (Arçoz) da festival vardı.. 5 farklı yerde 5 etkinlik.. Hangisine gidelim dedik aklımız karıştı..Her biri bir tarafta..Hepsine gitmek için helikopter lazım.. Yani bu festival ve etkinlikleri aynı günede yapmamak için ne yapmalıyız? Koordinasyon yapmalıyız..Ve yıl bazında bir takvim yapıp herkese dağıtmalıyız. Bu organize işlere Turizm Bakanı bakanlığı derhal el atacak.”
 
(Serdar SAYDAM)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, devlet sırrı gibi sakladığınız genel seçimlerdeki hesap kitaplar bir ekilin eline geçmiş ve seçimlerden hemen sonra cümbüş varmış. Bu arada en iyi siyasetçi ödülünü de almışsınız. Hayırlara vesile olsun…
Sayın Ersin TATAR, genel başkanlık yolunda her şey tam da iyi giderken bir programdaki muhalif  konuşmalar nedeniyle Derviş bey ekranlara çıkmaktan vazgeçmiş ve size de fena halde köpürmüş.  Acaba diyoruz bütün emekleriniz boşuna mı gitti dersiniz?
Sayın Mehmet ZAFER, dün sabah nihayet Derviş beyin seçim afişlerini evinizin önüne asmışsınız. Görenler gözlerine inanamadı. Bu arada bir İrsen beşle dirsek teması bir Derviş beye destek afişi bunun bir açıklaması elbet vardır değil mi?
Sayın Hasan TAÇOY, posta havale ücretlerinin yüzde 300 zamlandığını biliyor muydunuz? Hayat pahalılığı ödeneğinin dondurulduğu bir süreçte bu zam da neyin nesiydi yani! Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde büyük yanlışlar yapmaya başladınız!
Sayın Ahmet BENLİ, KKTC’de bir ilk gerçekleştirip bugün bölgenizde bir villayı yıkma kararı almışsınız. Cesaretinize hayranız ama umarız parti ile aranıza yine kara kediler girmez. Zira bilirsiniz seçim önceleri baskılar epey fazla olur…
..
Sayın Teberrüken ULUÇAY, bakanlığınızda nüfus kayıt dairesi kimlik kartı müracaat odasına hiç girdiniz bilmiyoruz ama birkaç metrekarede biri engelli 6 çalışanın ne zor şartlarda hizmet verdiğini biliyor muydunuz? Bilginize sunulur…
Sayın Doğan ŞAHALİ, Doğancı’da artık bundan böyle CTP bayrağı indi ve Akıncı resmen hükümdarlığını ilan etti. Böyle bir kaleyi düşürmeyecektiniz. 10 dakika sonra ararım dediğiniz insanları 2 senedir aramazsanız olacağı da buydu.
Sayın İsmail BALCI, sigara içilmesi için hazırlanan odayı yayınımızdan sonra yemekhane yaparak doğru bir kara verdiniz, teşekkürler. Ancak kimlik vatandaşa 2 yıllık resim getirdiği halde nasıl kimlik verdiniz işte bu olmadı! Ensesi bayağı kalınmış değil mi?
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, sizin şirket İsmail Arter’in aracının aynasını 3 aydır getirmeyince başkan araçsız kaldı diyorlar. Biraz şirket yetkililerinin kulaklarını çekmeniz isteniyor haberiniz olsun…
Sayın Kudret ÖZERSAY, son açıklamalarınızla adayları tahrik etmeye başladınız. Size yakışan bu değildir. Siz seçimlerden hemen sonra  kurulması gereken partiye biraz yoğunluk verin. Bu arada Prof. unvanını da almışsınız tebrik ederiz…
Sayın Evrim HINCAL, yoğun bir diyet programıyla kısa sürede 4 kiloya yakın zayıfladığınız söyleniyor. Ama asıl merak edilen bunun için talimatın nereden geldiği? Boyuna olmasa gerek değil mi Osmanlı’yı hep kadınlar yönetmiş.
Sayın Ejder ASLANBABA, dün Lefkoşa’da oto galerilerinde araba baktığınızı gördük. Desenize siyasetten uzak olmak ekonomik durumunuzu epey düzeltti. Kazasız belasız sürüşler dileriz…
Sayın Güven BENGİHAN, görünen o ki Ahmet Kaptan’dan sonra başkanlık sırası size geliyor. Onun için bu dönemi iyi değerlendirip hazırlık yapmanız gerekecek. Zira çok yakında sendikalara karşı büyük operasyonlar başlayacak…
Sayın Mustafa GÖKMEN, Kaplıca’ya düğün salonu kazandırmak için Lefkoşa ile temasları yoğunlaştırdığınız söyleniyor. Hükümetten kuruş çıkmaz en iyisi TC Yardım Heyetinin kapısını çalmanızı öneririz.
Sayın Türkay ILICAK, 70’nci yaşınızı kutlar sağlıklı ve mutlu nice seneler temenni ederiz ama siz de öyle bir enerji var ki bir çok genci arka cebinizden çıkarırsınız. Edebiyat bambaşka bir şey değil mi?
Sayın Emrullah TURANLI, basına Ercan’ı bir an önce bitirmek arzusunda olduğunu söylerken diğer yandan da dost sohbetlerinde bu işin bitmemesi için duacı olduğunuz söyleniyor. Lahana turşusu ve perhiz gibi bir şey  değil mi?
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:


-------------------------------------

Günün Fıkrası
 
Acele etme kızım…
 
Uçak New York a yaklaşırken iki pilot konuşmaktadırlar. Ne var ki mikrofon açık kalmıştır ve konuşulanlar bütün yolcularca dinlenmektedir.
- New York a iner inmez, önce ılık bir banyo yapacağım. Sonra buzlu bir duble viski içeceğim, sonra da o sarışın saçlı, uzun bacaklı hostesle...
Bunları duyan sarışın saçlı uzun bacaklı hostes hemen pilot kabinine doğru koşmaya başlar. Yaşlı bir yolcu, hostesin yolunu keser:
- Acele etme kızım. Bırak da rahat rahat viskisini içsin.