Çözüm gerçeklerin kabulüne bağlıdır


Son günlerde Kıbrıs sorununun çözümü için ABD ile AB’nin büyük girişim başlattığı görülmektedir.
Ancak,Kıbrıs sorununun yarım asırdan beri çözümlenememesi, gerçeklerin kabul edilmemesinden kaynaklanıyor.
Bu nedenle sorunun gerçekten çözümünü isteyenler, Rumların gerçekleri görmesi ve kabul edilmesine yardımcı olması gerekir.
Türk tarafı olarak gerçekleri kavradığımız ve kabul ettiğimiz için, şimdiye kadar hazırlanan tüm anlaşma tasarılarına evet dediğimiz inkar edilemez.
Fakat Rum-Yunan ikilisi, gerçekleri göz ardı ettiği ve ENOSİS idealinden vazgeçmediği için ,makul bir anlaşma yapılamıyor.
Öte yandan emperyalist ülkeler ile onların güdümündeki uluslararası kuruluşların da, sırf Türkiye’nin doğu Akdeniz’de söz sahibi olmasını istemediği için, her koşulda Rum tez ve isteklerini desteklemesi, sorunun çözümünü engellemektedir.
Her şeyden önce Kıbrıs’ta Türk askeri bulunduğu süre, başka devletlerin, uluslar arası kuruluşların ve içimizdeki birkaç yolunu şaşırtmış kişi, kuruluş veya siyasi kurumun istem ve söylemi ile adanın tümüyle, Rum hakimiyetine terk edilemeyeceği gerçeği kavranmalı.
Özellikle, adayı yüz binlerce şehit vererek Venediklerden alan ve 1.Dünya savaşından sonra da entrika ile kaybeden Türkiye’nin, buradaki soydaşlarını gözden çıkaramayacağı ve doğu Akdeniz’de abluka altına alınmayı, kabul etmeyeceği bilinmeli.
Bunun yanında adada dili, dini ulusal kimliği, gelenek göreneği birbirinden farklı olan iki halkın, asırlardan beri birbiri ile kaynaşmadığı ve yan yana yaşamayı tercih edip benimsediği göz ardı edilmemeli.Birleşmeyi şiddetle savunan kişilerin bile, güneye gidip Rumlarla beraber yaşamak yerine, KKTC’de kalmayı tercih etmesi,onların bile söylemlerinde samimi olmadıklarını ve ayrı yaşamaktan yana olduklarını kanıtlamaktadır.
Ayrıca, bir tür Federasyon olan ve iki halkın ortaklığına dayanan Kıbrıs cumhuriyetinin, sadece üç yıl yaşayabildiği unutulmamalı ve benzer çözüm şekillerinin kalıcı olamayacağı kavranmalı .
Bir de adada kalıcı çözüm isteyenler,güneyde sadece Rumlardan oluşan yönetimin 1960’ta kurulan iki toplumlu ortaklık cumhuriyeti olmadığını göz önünde tutmalı.
Tüm bunlar yanında tarihe mal olmuş belgeler, yayınlar,planlar dikkate alınmalı, Rumların geçmişte Türklere yaptıkları ile gerçek idealleri ve amaçları dikkate alınmalı.
Güneydeki Rum yönetiminin Kıbrıs cumhuriyeti olarak tanınması ve adada yaşayan Türk halkının görüşleri alınmadan Avrupa Birliğine üye alınması, Rusya,Fransa ve Çin gibi güvenlik Konseyi daimi üyelerinin her koşulda Rum tezlerini desteklemesi ve içimizdeki bazı yolunu şaşırtmış kişi, kuruluş ve siyasilerin söylemleri ile tutumlarının bugüne kadar çözüme yardımcı olmadığı, aksine sorunun askıda kalıp kronikleşmesine sebep olduğu da inkar edilemeyecek açık bir gerçektir.
KKTC’de de çözümsüzlükten Türk tarafını suçlayanlar, seçime mahkum olduğumuzu ileri sürenler, tek egemenliği kabul ederek ayrı haklara sahip olduğumuzu göz ardı edenler, birleşmeyi ve çoğunluk arasında azınlık durumuna düşmemizi savunanlar, devletimizi aşağılayıp tanımayanlar,güneydeki yöneticilerle işbirliği içinde olanlar,sürekli olarak Rum yanlısı açıklamalar yapanlar bilerek bilmeyerek çözümü engellediklerinin artık farkına varmalı.
Ayrıca ulusal mücadele tarihlerinde, karşı tarafın davasına hizmet edenlerin sonlarının hiç de iç açıcı olmadığı unutulmamalı.
Kısaca belirtmek gerekirse,Kıbrıs sorunu ile ilgilenen tüm taraflar, artık gerçekleri dikkate alarak Rumları boş yere umutlandırmaktan vazgeçmeli ve böylece Türk tarafının adadaki varlığını sürdürmesine olanak verebilecek makul bir anlaşmaya yanaşmasına yardımcı olmalı.
Rum tarafı da mevcut koşullar nedeniyle, gerek dış güçlerin, gerekse KKTC’deki işbirlikçilerin desteği ile Kıbrıs’ın tümüne sahip olamayacağı gerçeğini görüp anlamalı ve makul bir çözüme yanaşmalı.
Rum komşularımızın, boş yere umutlanmaktan ve hayal aleminde yaşamaktan vazgeçip gerçekleri görmesi durumunda,geçmişte liderler arasındaki doruk anlaşmalarında kabul edilen ilkeler çerçevesinde, iki toplumlu iki kesimli ve siyasi eşitliğe dayalı bir anlaşma yapılması oldukça kolaylaşacaktır.