Çanak Akıncı’nın başında kırıldı!

En çok hangi yoruma güldüm biliyor musunuz;

“Oysa o bir zamanlar generali bile titretmişti…”

Bundan tam 17 sene önce TKP başkanı olan ve hükümetin küçük ortağının genel başkanı Mustafa Akıncı, dönemin GKK Komutanı Ali Nihat Özeyranlı ile polisin ve itfaiyenin sivile bağlanması konusunda ciddi bir tartışma yaşamışlar ve buna karşı çıkan komutana Akıncı, ‘komutan çizgiyi aştı’ diye tepki gösterince büyük bir kaos yaşanmış ve dolayısıyla TKP o tartışmalar üzerine iktidardan düşürülmüştü…

İşte bu olay şimdi ‘ o bir zamanlar generali bile titretmişti’ yorumlarına neden oluyor!

Şimdi de bir zamanlar generali bile titreten bir liderin Türkiye karşısındaki acizlik iddiaları eleştiriliyor…

Bir süre daha eleştirilmeye devam edecek haliyle!

Yukarıda yazdığım olayı hatırlatmak istedim çünkü o olay kamuoyunda özellikle sol kesimde generale bile kafa tutan birisinin yeni geldiğinde Türkiye’ye de kafa tutabileceği imajı yaratmıştı…

Aslında polisin sivile bağlanmasında Akıncı doğru düşünüyordu ama her nedense kim iktidarda olursa olsun bunu başaramamış, hatta bir çok CTP’li bakan bile resmi olmayan açıklamalarında ‘polis sivile bağlanamaz’ yorumlarında bulunmuştu!

Çünkü sivile başlanan bir polis iktidarlara destek olmayanlar için hep bir tehlikeydi…

İktidarlar pek ala bu konuyu siyasi rant meselesi yapıp kendinden olmayanlara göz dağı verebilirlerdi!

Şu anki durum da bundan çok farklı değildir…

Evet, Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığına aday olmasının ana nedenlerinden birisi çözüm odaklı olmasıydı…

Seçim propagandasında çözümü ön plana çıkarmış, halka çözüm için vaatlerde bulunmuştu!

Bu başarılı da oldu…

Ama kendisine oy verenler sadece çözüm yanlıları değil, mevcut sistemden bıkıp usanan, siyasilere güveni kalmayan, değişimden yana olan insanlardı!

Yüzde 60’lik oyla makama oturdu ve çözüm için de elinden geleni yaptı…

Büyük de destek gördü!

Ama tahminimiz odur ki Akıncı, adada Rumlarla bir çözüm olmayacağını çoktan anlamış ve özellikle son 6 ayda ‘çözüm olmazsa KKTC ile yola devam ederiz’ diyerek mesajı daha o günlerden vermeye başlamıştı…

Zaman ve karşı tarafın tutumu onu haklı çıkardı!

Şimdi Akıncı’ya karşı çok ciddi suçlamalar yapılıyor…

Bazıları hala Akıncı’yı görüşmelerde taviz vermekle suçluyor!

Böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Bunlar şunu bir türlü anlamıyorlar ki Akıncı masada ne görüştüyse bu Türkiye’nin bilgisi dahilindedir ve eğer çözüm gerçekleşseydi zaten herhangi bir taviz vermeden bu gerçekleşmeyecekti, öncelikle bunu bir kabul etmek gerek!

Beğeniriz ya da beğenmeyiz, iki tarafın da taviz vermeyeceği bir çözül bu adada asla gerçekleşmeyecektir…

Akıncı için çok daha kötüsü, kendilerine çözül yanlısı diyen kesimin eleştirileri olmuştur!

Uzun bir süreç sonrası Akıncı vizyonu çerçevesinde büyük gayretler göstermiş ama sonuç alınamamıştır!

Hal böyleyken, hala Akıncı’nın üstüne yüklenmek, onu istifaya davet etmek hatta KKTC’nin bile tartışılır duruma getirilmesi için kalem sallamak vitrine oynamaktan başka bir şey değildir…

Akıncı istifa eder mi etmez mi bilemeyiz…

Bildiğimiz Akıncı’nın Türkiye ile birlikte bu süreci iyi yönettiğidir!

Önce ona ve ekibine teşekkür etmek gerek, yaşayabilir ve kalıcı bir çözüm için çalışmıştır…

Böyle olduğu halde federasyona yeni alternatifler üreteceğimize ki bu ancak birlik ve beraberlikle olur, KKTC’yi ve Akıncı’yı acımasızca eleştirmek iyi niyetle bağdaşmaz!

Halkın iradesi ile o makamda oturan bir şahsiyet istifa etmenin aksine, şimdi iç konulara yönelmeli, halkın refahı için çalışmalı ama bu sırada Kıbrıs Türkünün uluslararasındaki pozisyonu için yeni projeler üretmelidir…

Çanak onun değil, Kıbrıslı Türklerin güvenliğini hiçe sayan zihniyetin başında kırılmalıydı!

Akıncı nerede hata yaptı!

Ortada çok fazla bir detay yok ama bize göre Cumhurbaşkanı Akıncı müzakere masasında çok büyük bir hata yapmadı…

Ama Cumhurbaşkanı olduğu günden itibaren içeride bazı bariz hatalar yaptı!

Örneğin Saray’a yaptığı istihdamlarda ve üst düzey atamalarda kişileri hep partisi olan TDP’den tercih etti…

Böylelikle hem yelpazeyi daralttı, hem de ‘bağımsız aday’ görüntüsüne uygun davranmadı!

Bu da kendi gibi düşünmeyenlerin tepkisini çekti…

Yaptığı atamalarda bazı yanlış isimler olunca sırası geldi kendi partilisi bile buna isyan etti!

Yaptığı üst düzey atamalardaki kişiler uyum içinde çalışmadı, bir çok konuda birbirleriyle önemli tartışmalar yaşadı…

Yine Akıncı, ülkedeki gazetecileri, kendinden olanlar ve olmayan diyerek ikiye böldü!

Bir kısmıyla irtibatı keserken diğer kısımla dirsek temasında oldu ve bu da genelde sırıttı…

Şimdi kendinden gördüğü ve sıkı fıkı olduğu gazeteciler kendisini acımasızca eleştiriyor ya, ruh halini doğrusu çok merak ediyorum!

Allah’ın sopası yok derler ya, doğruymuş meğerse…

Ve son bir eleştiri;

Kamuoyu onun örtülü ödeneği kaldıracağını beklerken o aksine buna sahip çıktı ve yapılan istihdamlara ödemeler bu kaynaktan yapıldı!

MESAJ KUTUSU

Sayın Mustafa AKINCI, elbette istifa da bir seçenek ama şimdi başınızı iki elinizin arasına alıp düşünme zamanıdır. Özellikle de bu süreçte size yoğun destek verenler ne oldu da çözümsüzlükten sonra cephe açmaya başladılar!

Sayın Hasan SERTOĞLU, Başbakan nihai kararını verdi ve yerel seçimlerde partinizin LTB Başkan adayı olarak sizi belirledi. Ama bir sıkıntınız var o da parti içi bazı örgüt başkanları ve tabi ki DP’nin durumu…

Sayın Altay FIRAT, Orman Dairesi’ne istihdam edilen 4 dozer operatöründen üçünün bu araçları kullanmak için geçerli ehliyetlerinin olmadığı iddia ediliyor. Eğer doğruysa bu istihdamları nasıl onayladınız ki!

Sayın Talip ATALAY, Lefkoşa’da Laleli Camii’nde 2 gündür imam olmadığını biliyor muydunuz! Cemaatten yoğun tepki mesajlarınız geliyor uyarma ihtiyacı hissettik. Bu arada dinler arası diyalog devam edecek mi yoksa artık noktayı koyacak mısınız!

Sayın Ersan SANER, icraatlar ve açıklamalar ne yazık ki siyasete yenik düşüp bazen kamuoyuna yanlış aksettirilebiliyor. Artık böyle şeylere alışık olmanız lazım. Bu arada Fildişi ziyaretiniz de eleştirilmeye başlandı bile…

Sayın Ercan İBRAHİMOĞLU, Kalkınma Bankası’nın genel kuruluna Bankalar Birliği’nin davet edilmemesi çeşitli eleştirilere neden oldu. Hadi artık oldu bitti diyelim ama bir dahaki sefere daha hassas olmanız bekleniyor…

Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, büyük paralar ve çabalarla bölgeye kazandırdığınız sinek tuzakları bazı kötü niyetli kişiler tarafından imha ediliyorsa demek ki onlar sinekle yaşamaya layık insanlardır. Olan da diğer vatandaşa oluyor değil mi!

Sayın Aziz KAYA, Gemikonağı’nda ana cadde üzerindeki marketler ciddi ir şekilde çevre kirliliğine destek olduklarını biliyor muydunuz Dışarıya güneş altına konan çöplerin kokusundan geçilmiyor, biraz denetim lütfen!

Sayın Hasan ERÇEN, Kıb-Tek tarihinde bir ilk gerçekleşmiş ve geçen yıl 120 Milyon TL kar edilmiş. Bunda tabi ki İsmet Akim ve ekibinin de payı var değil mi? Başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Bülent DİZDARLI, mesleğe yeni başlamaya hazırlanan stajyer öğren paylaşımlarınızla bir kez daha kamuoyunda gündem olmayı başardınız. Bu arada acaba yaş ilerledikçe biraz daha fazla mı duygusal olmaya başladınız…

Sayın Tüm. Gen. Yılmaz YILDIRIM, bazı siyasetçilerle yaptığınız görüşmelere aman dikkat. Zira bazıları dışarıda konuşmamaları gerekenleri sağda solda paylaşıyorlar ve bunu bile yaparken siyasi rant güdüyorlar…

Sayın Ercan TURHAN, bir takım odaklar ne yazık ki ülkeye yatırım yapan ve binlerce kişiyi istihdam eden kuruluşları hazmedemeyip çeşitli yollarla kötüleme zihniyeti taşıyabiliyorlar. Bu nedenle ara sıra da üç maymunu oynamak en doğru olan olandır…

Sayın Suphi COŞKUN, bölgenizdeki Kıbrıs Türk kültürünü de yansıtan Arch Houeses’i geri almak için vatandaşla birlikte eylemlere başlayacağınız konuşuluyor. Bu arada burasının kime peşkeş çekileceğini öğrenmişsiniz, kamuoyuna açıklayacak mısınız!

Sayın Hayrettin DENNER, Fenerbahçe bu yıl transferde biraz geri kalınca daha şimdiden endişe duymaya başlamışsınız! Kıbrıs’ta çözüm olmayınca bile bu kadar üzülmemiştiniz değil mi!

Sayın Mehmet ULUN, Bodrum tatilinden sonra nikah masasına oturacağınız yönünde yorumlar yapılmaya başlandı. Artık zamanı da gelmişti değil mi! Karar için biraz cesaret yeter de artar bile…Hadi hayırlısı!

Sayın Alihan PEHLİVAN, valide hanımın rahatsızlığını üzülerek öğrendik, acil şifalar dileriz. Bu arada analar evlatlarını yanında görünce anında iyileşirler, onun için ziyarete gitmeniz yerinde oldu değil mi!