Çağlar mı? Yorgancıoğlu mu?
Aralık ayına doğru zaman hızla akarken CTP’de kurultayın çok çekişmeli olacağı şimdiden belli olmaya başladı. Aralık ayında yapılacak olan kurultayda mevcut başkan Özkan Yorgancıoğlu ile Mehmet Çağlar karşı karşıya gelecek.
Mehmet Çağlar’ın arkasında gelenekçi kanat yani “bıyıklılar” bulunuyor. Özkan Yorgancıoğlu’nu ise liberaller ve “bıyıksızlar” destekliyor.
Her iki adaya uzak olanların sayısı d bu kurultayda hiçte azımsanmayacak çoğunlukta. Kim kendi tarafında bu grubu çekebilirse ipi göğüsleyecek.
Partinin ağır ağabeyleri, Ferdi Sabit Soyer, Ömer Kalyoncu, Sonay Adem, Arif Albayrak gibi isimler Mehmet Çağlar cephesinde yer alacak.
Mehmet Ali Talat, Oktay Kayalp, Tufan Erhurman, Ahmet Gülle gibi genç kanat ise Özkan Yorgancıoğlu’nun yanında saf tutacak.
Gazimağusa, İskele, Girne ve Güzelyurt Mehmet Çağlar’ın önce olduğu ilçeler. Özkan Yorgancıoğlu ise Başkent Lefkoşa’da önde olsa da Gazimağusa’dan da epey olacak. Diğer ilçelerden de oy alacak elbet.
Aralık ayına yaklaşılırken safların daha da keskinleşmesi bekleniyor. İki adaylı geçecek kurultay için adaylar şimdiden işi sıkı tutuyorlar. Hemen her bölgede adayların destekçileri yoğun bir kulis içinde.
Mehmet Çağlar’ın arkasında ciddi bir kamuoyu desteği olacağı şimdiden belli. Zira Çağlar, kamuoyu tarafından sevilen ve sayılan birisi. Kavgalı olduğu kesim yok. CTP’lilerin dışında da sempatizanları çok. Basın içinde hayli sevilen ve sayılan birisi. Bu süreçte Çağlar ile ilgili olumsuz sayılabilecek haberler çıkacağını düşünmüyorum şahsen.
Özkan Yorgancıoğlu ise başbakan. Şuanda müdür, müsteşar atamalarını kendi tarafından yapıyor. Üstelik atadığı bakanların bir tanesi hariç hepsi yanında. Başbakan olduğu için devlet kanallarını kullanabilme şansına sahip. Ama ciddi bir yıpranma payı da var. Gerek parti içi muhalefet gerek ana muhalefet hepsinin odağında olacak Başbakan Özkan Yorgancıoğlu.
Türkiye’nin de Mehmet Çağlar’a sıcak baktığı biliniyor. Bakalım bu sıcaklık CTP delegesi üzerinde etkili olacak mı? Veya kamuoyunun Çağlar’a olan açık desteği CTP delegesi üzerinde nasıl bir etki oluşturacak. Bunları önümüzdeki birkaç hafta içerisinde çok daha rahat göreceğiz.
8 Aralık’ta başa baş bir sonuç çıkabilir. Hatta UBP’deki benzer şeylerde olabilir. İster misiniz ikinci kez kurultay için mahkeme koridorlarına düşülsün!
LTB’nin de kim işten çıkacak?
LTB’de kadro fazlasını işten atmak için son çare sayıştayın raporu üzerinden hareket ederek yeniden intibak kurulunu toplamak ve kurula adam attırmak. Buna çocuklar bile güler valla. Savaş Bozat’ın da “benim intibaklardan haberim yok” demesi ise tam bir komedi. Bu hafta daha geçiş yazacağız bu konuyu…
Özkan YORGANCIOĞLU: Kabinenin CTP kanadından bir kişi hariç hepsinin desteği size. Size oy vermeyecek olan bilin bakalım kim?
Mehmet ÇAĞLAR: Kamuoyu desteği sizinle. Ankara’da size sıcak bakıyor. Dinozorlarda sizi istediğine göre artık tüm iş sizin elinizde.
Ersin TATAR: Düğün dernek için İstanbul’lara kadar gitmişsiniz. Bari gitmişken Beşiktaş maçını izleyip de öyle dönseydiniz memlekete.
Turgay DENİZ: Geçtiğimiz Cuma günü rahmetli babanız için mevlit okutturmuşsunuz Yenişehir Camiinde. Allah kabul etsin.
Ertan TOSUN: Geçenlerde sizi kuru fasulye yemeğe davet etmişler ama iş yoğunluğundan gidememişsiniz. Sizin için bir tencere yaptırmış davet edenler. Neyse belki bu defaya gidersiniz. Ha bu arada giderken haber verin turşuları da ben getireceğim.
Halil İbrahim ORUN: İskele’de bol adaylı bir yarış olacağı şimdiden belli oldu. Ne kadar karşınıza aday çıkarsa sizin seçilme şansınızın o kadar çok olacağını bazıları hala da anlamış değil nasıl olsa. Yola devam.
Cenk MUTLUYAKALI: Ekranlara anchorman olarak gelmeye hazırlanıyormuşsunuz. Bakalım bir izleyelim ve öyle karar verelim. Sizden daha genç bir arkadaş bir ara denemiş ve elini yüzüne gözüne bulaştırmıştı. Hatırladınız değil mi?
Derviş AYGIN: SİM TV’de sualtı programlarına başlayacağınızı duyunca hiç şaşırmadım. Bu konudaki eksikliği ancak siz doldurabilirdiniz. Merakla bekliyoruz programınızı.
Dr. Mustafa ARABACIOĞLU: Avın ilk haftasında aradığınızı bulamasanız da en azından eve eli boş gelmediniz, buna da şükür demek lazım. Bu arada Av bölgelerinde bile sizi rahat bırakmamış bazıları.
Mustafa EMIROGULLARİ: Avın ilk gününü Karpaz’da boş geçirenler densizin. Sizde sorun yok, sizin barya çok zayıftı.
Kemal Eşref OKTAR: Avın ilk gününde tavşan olmasa da vurduğunuz keklikler yeterde artar bile. Bu arada ava giderken özel fotoğrafçı götürdüğünüzü iddia edenler var haberiniz ola.
Olgun AMCAOĞLU: İlk hafta iki keklik iyi gibi gözükse de ilk günden iki tavşan kaçırmanız hayli talihsiz bir durum olmuş. Yarın bayram, tavşanlar dünden sizin bayramınızı kutlamışlar desenize.
Ahmet HAVUTÇU: Araba ile evinize en yakın yere gidip eve öğlen olmadan 3 keklikle dönen adama ben gerçek avcı derim. Buradan herkese mesaj olsun. Avın ilk günü sizi baş avcı seçtik.
Mehmet SEZGİN: Tavşan ile fotoğrafı yayınladın ama sabah sabah Çayırova’da ne aradığını açıklamadın. İlk haftanın asparağaz avcısı seni seçtik.
Kartla HARMAN: 3 yıldır aynı tavşanla fotoğraf çekip koyuyorsun facebooklara. Bari tavşanı değiştir. Hep mi ön ayağı beyaz oluyor bu tavşanların.
Orhan AKYÜZ: Gazeteciliğe ara verip şeftali kebap işine mi girdiniz. Dün sosyal paylaşım sitelerinde herkesin canını çektirdiğiniz.
Sami DAYIOĞLU: Bakanlık döneminde iptal ettiğiniz işlerden bir tanesi yeniden olmuş. Size mesaj bıraktı malum şahıslar, yanlış hesap Bağdat’tan döner diye.
İrfan Tansel DEMİR: Hayırlı ise yaz sezonunu atlattınız. Bu yıl öyle ciddi bir yangın olmaması en büyük tesellimiz oldu. Umarız yerine bu yıl yenileri ekilir ağaçların.
Erhan ARIKLI: Tavla’da dişinize göre rakip bulacağınıza nerede bir gözü görmeyen kulağı duymayan varsa onlarla oynuyorsunuz. Sonra da yendim diye seviniyorsunuz.
Ali Rıza USLUER: Çok geçmiş olsun, acil şifalar diliyoruz. Yeniden rahatsızlığınız nüksetmiş ve YDÜ’de muşade altına almışlar sizi. Çok geçmiş olsun.
Fikret KELEŞ: Belediyelerdeki değişiklikle işten adam çıkartmanın daha kolay olması için toplanan komitede gerçekleri su yüzüne çıkarttığınız için bazıların işini bozmuş oldunuz. Çalışanlar size ne kadar dua etse azdır.
Adnan ERASLAN: Geçtiğimiz hafta bakanı ve bürokratları pek bir iyi ağırlamışsınız okulda. Yediklerini içtiklerini anlata anlata bitiremiyorlar. En çokta çocukların yaptığı kokteyllere bayılmışlar.
GÜNÜN SÖZÜ
“Biz bilişim için bir geçiş noktası olabiliriz. Bunun için alt yapımızın güçlenmesi lazım bunun için yola çıktık. Yeni yıla girmeden önce 2 yeni proje ile yola çıktık. KKTC’de gencinden yaşlısına, Kuzey’den Güney’e her vatandaşımızın bilişimin faydalarından yararlanmasını istiyoruz. KKTC kumar adası değil, medeniyetlerin buluşma noktasıdır”
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Kaşif
BİZİM TEMEL
Yediklerine dikkat edenler için beslenme ve kalp sağlığı konusunda son nokta... Bunca zamandır birçok karşıt tıbbi görüş dinledikten sonra gerçeği öğrenmek çok rahatlatıcı.
1- Japonlar çok az yağlı yiyecekler tüketirler, İngiliz ve Amerikalılardan daha az kalp krizi geçirirler.
2- Meksikalılar çok yağlı yiyecekler tüketirler, İngiliz ve Amerikalılardan daha az kalp krizi geçirirler.
3- Japonlar çok az kırmızı şarap tüketirler, İngiliz ve Amerikalılardan daha az kalp krizi geçirirler.
4- İtalyanlar da, Fransızlar da yüksek ölçüde kırmızı şarap tüketirler, İngiliz ve Amerikalılardan daha az kalp krizi geçirirler.
5-Almanlar çok yüksek miktarda bira, sosis ve yağlı yiyecekler tüketirler, İngiliz ve Amerikalılardan daha az kalp krizi geçirirler.
SONUÇ: İstediğinizi yiyebilir ve içebilirsiniz. Görünen o ki, kalp krizine neden olan şey, İngilizce konuşmaktır.