Buse sömürüsü...

Mutluluktan ağlayanlar mı istersiniz, samimi olmayan kutlamalar mı istersiniz, hepsinden var.

Tam bir "suyundan da koy" komedyası yaşananlar. Mutluluktan gözyaşları dökenlerin de diğerlerinin de tek gayesi, Buse'nin tarihi başarısı üzerinden sempati toplamak, oy devşirmek.

Tarih, Buse'yi spor ambargosuna rağmen ortaya anlamı büyük, değeri bin altın olimpiyat madalyasına eşdeğer tarifsiz bir başarı hikayesi koyan Kıbrıslı Türk sporcu olarak yazarken, sizi de yüzsüzler, utanmazlar olarak yazacak ey seçilmişler, ey atanmışlar, ey gelmiş geçmiş hükümetleri kuran Başbakanlar. Gençlerimizin yaşamak zorunda kaldığı esas ambargo sizlerin yapmadıkları değil midir?

Açıklayın son 20 yılda spor alt yapısına ne kadar para harcadığınız?

Ya da spor alt yapısı için bütçeye konulan milyarlarca lirayı nerelere harcadığınız, kimlerin cebine soktuğunuzu?

...

Spor salonları bakımsızlıktan yıkılırken, futbol sahalarının çimlerini bile koruyamazken, okullarda sporun s'sini bile çocuklarımız öğrenemezken, Buse ve onun gibi vatan evlatlarının kendi yağıyla kendi ciğerini kavurmasından kendinize pay çıkarmaya çalıştığınız için hem yüzsüz hem de utanmazsınız.

Spor Dairesinin harcamalarının kimlere kimin talimatı ile gittiğini cesursanız açıklayın da spora verdiğiniz desteği görsün dünya alem.

Dünya alemden öte de ambargoları gençlerimize uygulayan bu hortumcu zihniyetin ta kendisidir, ne Rumdur ne de başkasıdır.

Tüm bunlara rağmen de lütfen yolundan dönme Buse..

Daha büyük başarı hikayelerini gerçekleştirerek en güzel cevabı ver bu hastalıklı zihniyete ve senden sonrakilere örnek ol...

...

Ve lütfen ülkene döndüğünde de bu yüzsüzlerin şovuna alet olma, spora siyaseti karıştırarak başarıların üzerinden nemalanmalarına izin verme, davetlerine katılıp kendini de başarılarını da küçültme, onların dengine indirme...

Unutma, başka Buse'lerin ve başarı hikayelerinin olmamasının en büyük ve belki de tek nedeni Kıbrıs Türk siyasetinde ki sağ ve sol partilerin tüm aktörlerinin samimiyetsizliğinden ve vizyonsuzluğudur, haksız ambargoları bir kılıf olarak kullanıp minareyi çalmak en iyi yaptıkları iştir.

Tüm bu yüzsüz ve utanmazlara rağmen yolun açık olsun Şampiyon...

...

Tüm uluslar arası müsabakalarda olduğu gibi Paris’te de aynı görüntülere şahit olduk...

Buse yarışırken bir bütündük ya!

Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti bayraklarından sonra yine karpuz gibi ikiye bölündük...

Sağ kesim ambargoları gündeme getirirken sol kesim de çözümsüzlüğe vurgu yaparak yorumlarda bulunuyor!

Kim ne derse desin hangi yorumu yaparsa yapsın ortadaki gerçek bir tane...

KKTC hiçbir uluslar arası arenada yok!

Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti var...

Ve biz tüm benzeri olaylarda Türkiye’ye mecburuz!

Önce bunu kabul etmek gibi bir zorunluluğumuz var...

Hamasetle filan da sorunlar çözülmüyor!

...

Kıbrıs’ta çözüm Annan planı ile yitip gitmiştir...

Biz evet dediğimiz için sadece böbürlendik!

Aradan tam 20 sene geçti, uyuduk...

Oysa böyle olmamalı, özellikle çözümden yana dem vuranlar bu işin peşini bırakmamalı gerekirse günlerce, yıllarca süren bir mücadele başlatabilirlerdi!

Ama yapamadık işte...

Mevcut durum ve ganimet düzeni herkesin daha fazla işine geldi!

Onun içindir kimse iki bayrak konusunda daha fazla yorumda filan bulunmasın...

Kıbrıs’ta olası bir çözüm artık sadece hayalden ibarettir!

Bunun tek sorumlu da dünya değil bizzat bizleriz...

...

Ve son olarak bir okuyucu mektubu:

“Selamlar Levent Bey,

Sizin aracılığınız ile Gazimağusa Belediye Başkanı Sn.Süleyman Uluçay’a seslenmek istiyorum.

 Sayın Başkanım,Yüzme biliyor musunuz bilmiyorum eğer biliyorsanız beni çok iyi anlayacağınızdan eminim.

Dün Glapsides halk plajına gittim.Hafta sonu dolayısıyla binlerce insan doğal olarak plaj a gelmiş serinlemek istiyordu.

Halkın plaja girebileceği alan iplerle öyle bir kısıtlanmış ki, insanların denize girebileceği maksimum derinlik 1 metre civarında, ortalama derinlik değil maksimum derinlik 1 metre, plajın iki yanında iki tane işletme deniz araçları kiralayıp para kazanacak diye binlerce insanın yüzme alanı öyle bir daraltılmış ki insanlar yüzemiyor yüzmek için ipleri geçmek zorunda kalıyordu...

İpleri geçen yüzlerce insanı ise jet ski ile gezen bir görevli uyarıyor (görevini yapıyor) ve iplerin olduğu bölgeye geçmelerini sağlamaya çalışıyordu.

Ancak iplerin olduğu alan o kadar sığ bir alan ki ne yüzebilirsiniz ne kulaç atabilirsiniz. Bu Mağusa halkına bir zulümdür.

Lütfen boş bir zamanınızda Glapsides plajına gidip denize girin ne demek istediğimi çok iyi anlayacağınızı ve en kısa sürede gerekli düzeltmeyi yapacağınıza inanıyorum...

Şimdiden Teşekkür ediyorum.

Lütfen Glapsides halk plajında denize girin...”

...

 

 

 

MESAJ KUTUSU

 

Sayın Cemil KAZANCI, patronu olduğunuz AKSA’da başlayan istifa furyasının önümüzdeki günlerde de artarak devam edeceği yönünde çalışanlarınızdan mesajlarınız gelmeye devam ediyor. Bir ziyaret gerçekleştirin bakalım kurumdaki yöneticilerizin bunda sorumluluğu var mı?

...

Sayın Serhat AKPINAR, sahibi olduğunuz GAÜ’de maaş ödeme ve yatırımlar konusundaki sorunların her geçen gün daha fazla yoğunlaştığı yönünde çalışanlarınızdan tepki dolu mesajlar gelmeye başladı. En azından kendileriyle bilgilendirici bir toplantı yapmanız öneriliyor...

...

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, İstanbul’da salgın döneminde 45 günde bitirilen bir acil durum hastanesi yıkılarak bir bebeğin ölümüne neden oldu.Ne olur ne olmaz diyerek bizim hastaneyi teknik olarak bir gözden geçirmeniz için mesajlarınız gelmeye başladı. Zira sonradan diz dövmek işe yaramayacaktır değil mi?

...

Sayın Hüseyin PAŞA, ilgili sendika bu kez fazlasıyla kararlı görülüyor eğer eyleme başlarsa arızalar giderilmeyecek dolayısıyla vatandaş çılgına dönecektir. Kurultay öncesi hemen her şeyi göz önünde bulundurmak gerekiyor, haberiniz olsun istedik...

...

Sayın Aykut HOCANIN, bundan yaklaşık iki ay önce iddia ettiğiniz büyük patlama henüz gerçekleşmedi vatandaştan da meraklı sorular gelmeye başladı. En çok da herhangi bir baskının olup olmadığı yönünde şüpheler olduğunu da bir kenara yazmak gerek değil mi?

...

Sayın Ahmet SAVAŞAN, UBP Lefkoşa ilçe başkanlığına aday olmamanın perde gerisinde olası bir kabine değişikliğinde bakanlık koltuğunun kesin olduğu yönünde siyasi kulislerde yorumlar yapılmaya başlandı. Vekillikten sonra bakanlık hayalinin gerçekleşmemesi için artık hiçbir engel yok. Şimdiden hayırlara vesile olsun...

...

Sayın Nahit ÖNCÜ, G.Mağusa örgütleri ilçe başkanlığı seçimlerinde tam kadro arkanızda olduğunu ifade eden açıklamalar yapmaya başladılar. Özellikle partiye yapılan katılımlarda payınızın büyük olduğu belirtiliyor, yine son güne kadar çalışmanızda yarar görüyoruz...

...

Sayın Ersin TATAR, 21 Eylül’de yapılacak olan UBP kurultayında hangi adaya destek vereceğiniz yönünde meraklı sorular gelmeye başladı. Bu arada geçenlerde Saray’da gizli ve önemli bir toplantı gerçekleştirdiğiniz de dikkatlerden kaçmamış, hayırlara vesile olsun, yol haritanız aç çok belli oldu desenize...   

...

Sayın Cem DANA, yerel seçimlerdeki kararlar nedeniyle partinizle uzun bir dargın kaldıktan sonra kurultay öncesi yeniden parti ayarlarına geri döndüğünüz gözleniyormuş. Umarız bir daha ayarlar bozulmaz...

...