Bunları kim konuşturuyor?

Yıllar öncesinden beri önce ‘besleme’ suçlamalarıyla yerin dibine sokulurken şimdi artık içimizden birileri bu görevi almış gibi görülüyor…
Arkadaşın biri haddini fazlasıyla aşarak Kıbrıs Türküne bu kez ‘kambur’ suçlamasında bulundu!
Türkiye olmasaydı diye başlıyor sözlerine…
YDP’de menfaat çatışması yüzünden partisinden önce ayrılan sonra da menfaat elde edip geri dönen Turan Büyükyılmaz’dan bahsediyoruz!
Aslında adının da pek önemi yok…
Onun gibi düşünen çok kişi tanıyoruz, yine hepsi ne gariptir siyasetçi!
Aslında hangi akla hizmet ettiğini tahmin etmemek mümkün değil…
Birileri düğmeye basıyor sonra ardı ardına Kıbrıs Türküne ağır hakaretler yapılmaya başlanıyor!

Büyükyılmaz’ın söylediklerinde doğruluk payı yok mu?
Kesinlikle var!
Ama onun düşündüğü gibi aynı kulvarda değil…
Son yıllardaki kurultay kumpasları hatta son dönemdeki meclis başkanlığı seçimlerinde yaşananlar bile aslında bize siyasetteki çürümeyi gözler önüne sermiştir!
İşte onun içindir eğer konu kamburluksa Türkiye’ye kambur olan kesim kesinlikle ülkeyi yönetmekten aciz olan siyasilerdir…
Çünkü yönetemeyip her fırsatta Ankara’ya bir dilenci gibi avuç açanlar yine onlardır!
Türkiye yıllardan beridir bizim devlet erkanından proje üretmelerini istemiş ama bir tane bile önüne proje konulmamıştır…
Sonra onların projeleri masaya gelince de kötü ve işgalci olmuşlardır!
Onun içindir ortada eğer bir kambur varsa gelmiş geçmiş hükümetlerin ta kendisidir…
Bunun için de bizi kamburlukla suçlayan zatı muhteremin kendi partisi de vardır!

Muhalefet ve sivil toplum örgütleri ‘kambur’ suçlamalarına yanıt vermekte gecikmemiş, en azından toplumun gazını almıştır…
Peki ya çok uzun bir süredir ülkeyi yöneten sağ kesimden bu konuda tek kelimelik bir açıklama yapılmamıştır?
Biz asıl cevap vermesi gereken kesimden bahsediyoruz…
Çünkü ortada gerçekten de bir kamburluk varsa bunun tek sorumlusu yine aynı kesimdir!
Bu ülke eğer besleme ve kamburlukla suçlanıyorsa suçlu Kıbrıs Türkü değil bizzat kendileridir…
Hükümet ortaklarının liderlerine sormak gerekiyor;
Bu suçlamaları kabul ediyor musunuz?
Eğer etmiyorsanız yine içinizden birilerinin bu suçlamaları yapmasına göz mü yumacaksınız?

Bu ülkenin an büyük sorunlarının başında yönetimde yaşanan zaaflardır…
Çünkü iktidarın başında olduysa öncelik hiçbir zaman ülke ve toplum menfaatleri değil bireysel ve partisel kazanımlar ön planda olmuştur!
Ülkeyi yönettiklerini zannedenler şimdiye dek icraat yerine Ankara’ya şirin gözükmek için kılıktan kılığa girmiş geldiğimiz noktada da bu politikalar artık çökmüştür…
Elbette ki ülkenin kötü yönetilmesi konusunda liyakat noksanlarını koltuğa getiren yine bu halkın ta kendisidir!
Onun içindir birileri kalkıp da artık siyaset ve siyasetçiye güvenmediğini, hepsinin aynı olduğunu söyleyenlere verdiğimiz yanıt hep sert olmuştur…
Bu toplum artık biraz daha uyanmazsa, yine beş para etmez kişileri meclise sokarsa ki bunda yine toplumsal değil hep bireysel kazanımlar ön planda olmuştur, daha kötü günler bizi beklemektedir!


MESAJ KUTUSU


Sayın Kudret ÇAĞLAR, hafta sonu yapılacak olan Tabipler Birliği genel kurulunda ısrarla adınızın anıldığını duyduk. Partiler üstü bir başkan ve yönetim yıpranma aşamasına gelmiş birliğe büyük değişim getirecektir. Hem camia hem de toplumda büyük saygınlıkla tanınıyorsunuz, hayırlara vesile olsun…

Sayın Erhan ARIKLI, Kıbrıs Türkünü Ankara’ya karşı kötülemek partinizin siyaseti mi yoksa bireysel kazanımlarda hep ön planda olan bazı partilileriniz marifeti mi? Partinizin yükselişi devam ederken bu tür açıklamalar nedeniyle büyük zarar görebilirsiniz…

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, hem meraklı hem de heyecanlı  bekleyiş sonunda bitti ve resmen Cumhuriyet Meclisi Başkanı oldunuz, hayırlara vesile olsun. Ama yine de şimdiye kadar başkanlığı tartışılan tek siz olacaksınız, artık zamana bırakıp unutulmasını bekleyeceksiniz.

Sayın Ercan POYRAZ, özellikle Beyaz Ev bölgesinde kesilen ve şömineler için olduğu söylenen ağaçlar konusunda her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Orman Dairesi Müdürü olarak en doğru ve bilgilendirici açıklaması sizden bekliyoruz, haberiniz olsun istedik…

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, uzun yıllar geçse de Devlet Laboratuvarı binasının nihayet temelinin atılacak olması başka çalışanlar olmak üzere sektörde de memnuniyetle karşılandı. Başlamak bitirmenin yarısıdır derler ama bizim ülkede her türlü sürprize de açık olmak gerek değil mi?

Sayın Turan BÜYÜKYILMAZ, Kıbrıs Türkünü kambur olmakla suçlayınca birileri de çok haklı olarak eski defterleri ortaya çıkarmaya hazırlanıyor. Umarız yaptığınız hatayı erken anlar ve Kıbrıs Türkünden gecikmeden özür dilersiniz…

Sayın Aykut HOCANIN, sahte diplomalar konusunda aylar önce yaptığınız açıklama hala unutulmadığı için türlü sorulara maruz kalıyorsunuz. Bir çoğu da bir takım baskılar nedeniyle konunun kapatılmaya çalışıldığını düşünüyor, halkı yönleri de çok değil mi?

Sayın Ertan BİRİNCİ, medya kulislerinde Emrullah Turanlı ile yapılması düşünülen işbirliği çalışmalarının olumsuz sonuçlandığı yönünde yorumlar yapılmaya başlandı. Olmayacak her işte bir hayır vardır derler ya acaba size göre de öyle mi olacak dersiniz?..

Sayın Serdar DENKTAŞ, uzun bir sessizlik döneminden sonra şimdi başkanlık sistemi konusundaki açıklamalarınız siyasete geri dönüş olarak algılanmaya başladı. Yeni dönem siyaset bize göre size göre değil, hiç geri dönmeyin deriz. Mesajı anladığınızdan da eminiz…