Sahte reçete meselesi artık raydan çıkmış, çıkarılmıştır...
Yapılan bazı açıklamalar nereye ve kime hizmet ediyor anlamak mümkün değil!
Ortada 50 kişilik bir tutuklama listesi var, bu sayının 150’ye çıkacağı söyleniyor, rakam arttıkça da anlaşılan odur ki birileri fena halde rahatsız olmaya başladı...
Bazıları diyor ki;
Bu operasyon durdurulmalıdır...
Niye diye sorduğunuzda da hekim ve eczacı mesleğinin itibarsızlaştığını söylüyorlar!
Hadi buyurun buradan yakın bakalım...
Ortada nitelikli dolandırıcılık vardır!
Sigortaların ensesinden haksız para kazancı...
Bu para kimin cebinden çıkıyor;
Senin, benim, hepimizin!
Kimin cebine giriyor;
Sahte reçete yazan bazı doktorların ve tabi ki onlara maşa olan bazı eczacıların...
Yine bazıları bu haksız kazanç için özellikle eczane açmışlar, bu operasyonları durdurun demek suçlunun yanında olmaktan başka bir şey değildir!
...
En çok niye üzülüyoruz biliyor musunuz?
Bu operasyonlarda polis teşkilatının hedef gösterilmesine...
Hadi muhalefeti bir yana koyduk artık iktidar yanlıları bile polise çağrıda bulunup olayın bir an önce kapatılması gerektiğini söylemeye başladılar!
Baş üstüne emriniz olur ağalar...
Sahte reçete olayı patlayınca sistem polisin denetimine açıldı ve şaibeli görünen tüm reçeteler tek tek inceleniyor!
İncelenmeye de devam edecek...
Polise değil baskı aksine bu konuda destek olmaktan başka yapacağınız bir şey yoktur!
Sizler geceleri keyifle başınızı yastığa koyarken onlar sabahın ilk ışıklarına kadar on binlerce reçeteyi kontrol ediyor!
Operasyon biterse de sizin isteğinizle değil son reçete inceleninceye kadar devam edecek bu konuda karar tamamen teşkilatın olacak...
Hayırdır liste kabardıkça dostlarınız ya da ahbaplarınız veya siyasi yanlılarınıza mı yaklaşılıyor acaba?
...
Dedik ya sahte reçete olayı kesinlikle rayından çıkarılmak isteniyor...
Şimdi yeni moda Ankara’yı suçlamak!
Kıbrıs Türkü bu operasyonla itibarsızlaştırılmak isteniyor diye açıklamalar yapılmaya başlandı...
Sonunda Ankara’yı da karıştırdılar ya pes doğrusu!
Bizim ülkede hekim ve eczacılar itibarsızlaştırılınca Ankara’ya madalya mı takacaklar?
Ankara’nın bazen bizim siyasi irademize müdahale ettiğini biliriz, kızarız, eleştiririz ama bu kez söylediğiniz kesinlikle maya tutmaz...
Bizim bildiğimiz Ankara şu anda ilaç takip sisteminin kurulması, şaibelerin ortadan kaldırılması için buraya teknik heyetini gönderdi ve sistem devreye girince tek bir ilaç tanesinin bile bundan böyle ziyan edilmesinin önüne geçilecek!
Bunun adı Kıbrıs Türkünü itibarsızlaştırma olabilir mi?
Hiç mi insafınız kalmadı sizin?
...
Eski bakan ve başbakan olaya dahil olunca işin rengi değiştirilmiş, hatta değiştirilmeye çalışılmıştır...
Bir eski bakan daha vardır ki onun da ismi bugün, yarın anılmaya başlayacaktır!
Suçluysa suçludur bedelini öder, değilse de mahkemede aklanır ve kamuoyu da bunu öğrenir!
Kelepçe konusunda yapılan eleştiriler ise tamamen haklıdır...
Başbakan her ne kadar kelepçe olayında bir çalışma içinde olduklarını söylese de bu işi temizlemek bir telefona bakar!
Bu konuda yasa gücünde kararnameye filan da gerek yok...
Açarsın telefona GKK komutanına, kelepçeli zanlı görmek istemiyorum deyip işi çözersin!
Ha bunun için cesaretin yoksa bu da tabi bambaşka bir mesele...
...
Bu operasyon kesinlikle durdurulamaz...
Hele de bazı meslek örgütleri ya da siyasiler istedi diye asla durdurulamaz!
Belli ki bir korktukları var, tedirginlikleri var daha da derinlere inilmelidir...
Çünkü KKTC’de belki de ilk kez böyle çok önemli bir soruşturma başlamıştır!
Bundan böyle hedef diğer yolsuzluk olayları olmalıdır...
Başta Kıb-Tek olmak üzere, her türlü ihale yolsuzlukları ve geçmişte şaibeli görülen tüm konuların, tozlu raflarda kalan dosyalarına da sıra gelmeli, yine cesur kararlarla temiz toplumun önü artık açılmalıdır!
Bundan daha iyi bir fırsat bulamazsınız...
...
MESAJ KUTUSU
Sayın Kasım KUNİ, önceki gece Çatalköy’de karşı yönden gelen araca dikkatsizce çarparak arabayı hurdaya çeviren Porsche arabanın kayıtsız, sürücüsünün de hem ehliyetsiz hem de uyuşturucu tesiri altında olduğu ve hastaneden kaçtıkları iddia ediliyor. Hatırlı kişiler olayın kapanması için devreye girmiş, aman dikkat!
...
Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, uzun bir sessizlik döneminden sonra nihayet ekranlara çıkarak içinizi dökmeye başladığınız dikkatlerden kaçmıyor. Liyakat konusunda elbette haklısınız ama siz biraz parti içi muhaliflere yakın durunca olanlar oldu, kabine yenilendi...
...
Sayın Dursun OĞUZ, yeni bir nüfus sayımı artık bu namusu ve haysiyeti haline gelmiştir, daha fazla gecikirseniz ele güne karşı mahcubiyetimiz artacak, umarım kabineyi de ikna edip kolları bir an önce sıvarsanız...
...
Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, tarihi diye nitelendirilen 200 kişilik Bakü ziyaretinde çarşıda satılan hellimlerin Güney Kıbrıs’tan gittiğinin de belirlendiğini biliyor muydunuz? Ne yazık ki vatan millet edebiyatı ile pek bir yerlere varılamıyor değil mi? Hadi bakalım kolları sıvama sırası size geldi!
...
Sayın Şaziye AZİMKAR, Güney’de bir Rum vatandaşını yaptığınız ilk yardımla yaşama bağlamanız nedeniyle hem orada hem de burada gerçek bir kahraman ilan edildiniz. Umarız bu tür insani olaylar iki toplumun yakınlaşması için de iyi bir fırsat haline getirilir...
...
Sayın Selma EYLEM, depreme dayanıklı olmadığını iddia ettiğiniz okullarda tam gün eğitimin sakıncalı olduğu yönündeki açıklamanız kamuoyunda biraz manidar karşılandı. Eğitim tam değil de yarım gün olunca binalar nasıl güvenilir olacak bunu da izah etmek gerek değil mi?
...
Sayın Erhan ARIKLI, trafik denetimlerinde kandaki uyuşturucu miktarını belirleyen araç ve gereçler hala temin edilememişse, bir de gerekçe olarak bütçe yetersizliği gösteriliyorsa burada büyük sıkıntı var demektir. Bari vatandaşa yardım çağrısında bulunun ki pamuk ellerini ceplerine atsınlar...
...
Sayın Serhat AKPINAR, devletin üniversitelere yardım etmesi konusundaki talebiniz kamuoyunda çok da hoş karşılanmadı. Öğrenci sayısı on binin üzerinde olan üniversitelerin kesinlikle yardıma muhtaç olmadığı mesajları gelmeye başladı haberiniz olsun istedik...
...
Sayın Fadıl AKSUN, talihsiz bir trafik kazasıyla uzun bir süre istirahata ihtiyacınız olduğu için artık evde sokulmamak için toz alma, yemek yapma gibi yeteneklerinizi bir hayli ilerlettiğinizi duyduk. Eşiniz bu durumdan hayli memnunmuş, bir kadın eşinden başka ne ister ki...
...
Sayın İpek UZUNOĞLU, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik, merhuma tanrıdan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin...
...
Formun Üstü
Formun Altı