Bu kutuplaşma hayra alamet değil!

Sanki de bu fotoğrafı daha önce görmüştük…

2004 yılında Annan Planı öncesinde!

Hani şu Meclis’in basıldığı, polis arabalarının ters yüz edildiği günler…

Ülke savaş alanına dönmüştü!

Kardeş kardeşe düşmüştü…

Ülkenin üzerinde gizli bir el vardı, karıştırdıkça karıştırıyordu!

Daha önce de çok olaylar yaşanmıştı ama o kadarını görmemiştik…

Moral motivasyon derecemiz sıfırın da altına inmişti!

Ya da indirilmişti…

Sanki aynı senaryo bir kez daha yazıldı ve vizyona sokuldu…

Örneğin Barbaros Şansal olayı!

Toplum tam ortasından ikiye bölündü…

Bir kenarda linç etmek isteyenler!

Diğer yanda sahip çıkanlar…

Ortası yok bunun!

Yayınladığı videoda söylediği bir çok şeye katılırım…

Türkiye’de bir çok şey iyiye gitmiyor çünkü!

Ama ha keşke o son cümleyi söylemeseydi…

Söylese bile!

Bunun hesabını sadece yargı sormalıydı…

Çünkü ne ortaçağda yaşıyoruz, ne de Nazi döneminde!

Lütfen dikkat ediniz…

Kutuplaşma artık çok yoğun yaşanıyor!

Siyasiler birbirine düştü, ortasını kimse düşünmüyor…

Sendikalar ve sivil toplum örgütleri de öyle!

Hele bize, basın mensuplarına bakın…

En sert açıklamalar onlardan geliyor!

Tamam herkesin bir duruşu, görüşü var ama bu kadarı da neyin nesi…

Hele sosyal medyadaki kavgalar!

Herkesin birbirini düşman ve hain ilan ettiği günlerden geçiyoruz…

İnsan odaklı olduklarını söyleyenler bile ilkelerinden çıkmış, insanlığı ayaklar altına alıyor!

Gidişat hayra alamet değildir…

Hemen hepimizin ruh hali bozuldu!

Başkalarının mutsuzluğu mutluluğumuz olmaya başladı…

Sevgisizlik, görüşlere saygısızlık aldı başını gidiyor!

Tam bir kutuplaşma yaşıyoruz…

Hem de aksine en fazla beraber olacağımız, dayanışma yapacağımız bu süreçte!

Etekteki taşlar o kadar çoğaldı ki…

Kimin başını yaracak, kime bir kötülük gelecek hiç belli değil!

Bu kutuplaşmanın sonu da hayra alamet değil…

Ankara’da neler oluyor!

Resmen sıraya girdiler…

Yoğun bir Ankara ziyareti hareketliliği yaşanıyor!

Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı ve bazı bakanlar derken Anamuhalefet de bu modaya uydu ve Ankara’da yoğun temaslar yapıyorlar…

Ortak özellikleri şu;

Giden dönünce tek kelime bile açıklamıyor!

Ziyaretlerin müzakerelerle ilgi olduğunu biliyoruz da ne konuştuklarını kimse söylemiyor…

Oraya gidenler;

O makamlara halkın iradesiyle geldiniz unutmayın olur mu!

B planımız ne!

Birisi Kıbrıs konusunda B planı dedi mi aklıma hep çok yaşasın Abdullah Gül gelir…

2004 Annan Planı referandumu öncesi söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyor;

“Siz yeter ki ‘evet’ deyin Rumlar ‘hayır’ derse kapı kapı gezip KKTC’yi tanıtacağım”

Kendisine uyduk ‘evet’ dedik!

Ama Abdullah Gül kimsenin kapısını çalmadı…

Hatta derin bir sessizliğe gömüldü!

Onun için B planını bilmek hakkımızdır…

Kendi adıma konuşayım;

Ankara’da birisi çıkarsa ve ‘KKTC’yi tanıtacağım’ derse…

Asla inanmam!

Kim kime 200 bin TL teklif etti!

Güzelyurt’un kaderi mi ne…

Hastane inşaatının ihalesi Sağlık Bakanlığı tarafından iptal edildi!

Bunun için çeşitli gerekçeler söyleniyor…

Serdar Denktaş da buna kızıp bundan sonraki ihaleleri Ankara’da açacağını söyledi!

Yapabilir mi, biraz zor gibi gözüküyor…

Ama en önemlisi şu 200 bin TL meselesi!

İhaleyi kazanan Ali Kofalı ortaya öyle bir iddia attı ki…

Birisi kendine ihaleden çekilmesi için 200 bin TL önermiş!

Açık açık rüşvet yani…

“Gerekirse de açıklarım” dedi!

Yanlış yaptı…

Aynı gün açıklamalıydı!

Okullar kime emanet!

23 Nisan İlkokulu’nda geçenlerde yaşananlar…

Adamlar bahçeye sofrayı kurmuşlar vurmuşlar rakının dibine!

Rezaleti biz de gazetelerden öğrendik…

Eğitim kurumlarının bahçesinde içki alemi!

Demek ki emniyet, güvenlik gibi bir şey yok…

Gündüzleri öğrencilerin, geceleri de Ayaşların mekanı olmuşlar!

MESAJ KUTUSU

Sayın Suat GÜNSEL, borcu olan kolej öğrenci velilerine telefon açarak borçların ödenmemesi halinde çocukların sınavlarına sokulmama açıklaması bir çok aileyi tedirgin etti! Yönetim olarak haklı yanlarınız olabilir ama en azından taksit seçeneğini de sunmanız bekleniyor!

Sayın Ali KOFALI, 200 bin TL rüşvet iddiası hayati bir konu ve kesinlikle bu konuda isim vermeniz gerekiyor! Bu konuda başka iddialar da olduğu söyleniyor, onun için muhakkak bir açıklama yapmanız gerekiyor!

Sayın Mehmet ÇAKICI, CTP’den istifa eden bazı partililere TKP’ye gelmeleri için teklifde bulunup bulunmadığınız dün Mağusa’da en çok konuşulan konuların başında geliyordu! Önceki akşam ki yemek çok masım değildi diyorlar…

Sayın Erhan ARIKLI, yeni kurulan bir siyasi partinin genel başkanı olarak en büyük görev bu sıralar size düşüyor. KKTC’nın hızla Türkiyeli Kıbrıslı ayrımcılığına gittiğinin farkındasınızdır değil mi! Bu sıralar tansiyon muhakkak düşmeli diyoruz!

Sayın Osman ERTUĞ, adınızı Cenevre listesinde görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar! Sürpriz bir isim olarak konuşulmaya başlandınız. Konuyla ilgili küçük bir bilgilendirme açıklaması iyi olacak gibi geldi bize!

Sayın Çelebi ILIK, Merkezi İhale Komisyonu Başkanı olarak şu 200 bin TL’lik rüşvet iddiasını araştırmak, gerekirse konuyu mahkemeye taşımayı düşünüyor muydunuz! Zira bu iddialar doğruysa muhakkak gün ışığına çıkarılmalı değil mi!

Sayın Kenan AKIN, bugünlerde yaşanan hiç de hoş olmayan olaylar bir kez daha yıllar önceki Derinya olaylarını da beraberinde getirdi. Bu yüzden bir açıkla sanki de şart oldu gibi gözüküyor değil mi!

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, önceki ‘dur de’ eyleminde en ön sıralarda yer almanız dikkatlerden kaçmamış. Kalabalık olsun diye de partilileri epey örgütlendiğiniz söyleniyor! Katılım tatmin edici oldu mu bari…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Cenevre öncesi giyeceğiniz çizmeleri cilalamaya başladınız mı! Oralarda hava şartları çok dağa ağır diyorlar aman içleri kesinlikle yünden olsun da üşütüp de gelmeyiniz! Bakalım kar topu savaşlarını kim kazanacak!

Sayın Hasan TAÇOY, her ne kadar şu anda bağımsız bir vekil olsanız da vatandaşın sorunlarını çözmek izin bakanlıklar arasında koşturmanız dikkatlerden kaçmıyor! Geleceğe yatırım da ancak böyle olur değil mi!

Sayın Rauf DENKTAŞ, DP’de ilk kez bir ilçe başkanı çok yoğun bir şekilde basın bildirisi yayınlamaya başladı ve bu da bazı partililerin gözünden kaçmıyor! Aktif siyasetin kapıları size artık sonuna kadar açık, mübarek olsun…

Sayın Ahmet LATİF, biz söz verdiysek biraz geç de olsa muhakkak yerine getiririz. Hiç merak etmeyin en kısa zamanda Akdoğan’a gelip bir acı kahvenizi içeceğim. Siz şimdiden dosyaları hazırlayın yeter ki…

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’daki köpeklerin kısırlaştırılması konusunda gelen mesajlar genelde olumlu. Ama vatandaş artık kediler konusunda da bir önlem alınmasını istiyorlar. Zira bir çoğu şu anda soğukta aç geziyor…

Sayın Burhan CANBAZ, meyve ve sebze fiyatlarının tavan yapmasından sonra Meclis’teki odanızda saksıda domates biber yetiştirme kararı aldığınız söyleniyor. Yumurtaları da ben getirirsem bir öğlen melemen yapar mıyız…

Sayın Sami ÖZUSLU, şu anda ülkenin en büyük sorunlarından birisi ötekileştirme olurken ve tartışmalar yaşanırken birliğinize üye bazı gazetecilerin de ötekileştirmesi size göre bir hata değil mi! İki yanlışın bir doğru ettiği nerde görülmüş! Bir daha düşünün deriz…

Sayın Fikri TOROS, asgari ücret konusunda Başbakan’ın açıklamasına epey bozuldunuz ama son açıklanan hayat pahalılığı verileri bile asgari ücretin 2 bin TL’nin üzerinde olması için çok geçerli bir neden değil mi!