Devlet de biz de 5 Şubat 2021 günü haberlerden öğrendik.
Meğer bizde de Koronavirüs mutasyonu var(mış)!
DESAM (Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Enstitüsü) Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, COVID-19 PRC Tanı Laboratuvarında yaptıkları analizlerde, ilk kez İngiltere’de ortaya çıkan N501Y mutasyonuna sahip B117 İngiliz varyantının KKTC’de Ocak 2021’in ortalarında görülmeye başlandığını tespit ettiklerini söyledi.
Covid-19 pandemisinin, tüm toplumu ‘’doğrudan’’ ilgilendirmesi nedeniyle, devlet organları tarafından organize ve kontrol edilmesi gereken bir süreç olduğunu kimse inkar edemez.
Hele hele, ülkemizde vakaların hızlı artış gösterdiği, sadece halkın değil, devletin çaresizleştiği,doktorların da büyük bölümünün panik olduğu, Sağlık Bakanı’nın bile havlu attığı dönemde açıklanmış bir mutasyon haberi söz konusu.
Mutasyon konusuna DESAM yönü ile bakacak olursak:
- Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ve Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören mutasyon analizini yapacak test kitlerini nereden temin etti? Örneğin, Sağlık Bakanlığı’nın ve özellikle de Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Ali Çaygür’ün bilgisi haricinde temin edilmişse, temin yolunun illegal olduğunu bilmiyor muydu?
- Bu test kitlerinin validasyonu (geçerli ve güvenilir oluşu) yapılmış mıydı? Nerede yapıldı?
- Mutasyon analizini yapan personel gerçekten bu konuda deneyimli miydi?
- Sayın Şanlıdağ ve Sayın Ergören, mutasyon çalışmalarının teknik ve değerlendirme detaylarını özellikle devletin yetkilileri ile ve diğer bilim insanları ile paylaşmaya hazır mı?
- Madem DESAM, altyapısı itibariyle mutasyon analizi yapabilecek seviyeye getirildi, o zaman Sayın Şanlıdağ ve Sayın Ergören, halk sağlığını ölüm-kalım kadar ciddi seviyede ilgilendiren bir pandemi sürecinde neden Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yapmadı da bilimsel kazanımı olduğu anlaşılan bu durumu halkın sağlığına tercih etmeyi seçti?
- Sayın Pilli, Ocak Ayı’nın başında, mutasyon araştırılması için Türkiye’ye örnekler gönderildiğini ve sonuçların beklendiğini ifade ettiği halde Sayın Şanlıdağ neden sessiz kaldı?
- Mutasyonun hasta sayısında artışla ilişkili olduğunu birçok kişi açıklarken, Sayın Şanlıdağ ve Sayın Ergören, Ro değerini bile hesaplayıp bunun KKTC’de 3.25 olarak olduğunu ilan ederken, mutasyon araştırmalarının ilk sonuçlarını bile devletle paylaşmayarak, vaka sayısının artışına ‘’doğrudan doğruya’’ katkıda bulunmuş olmuyor mu?
- Madem mutasyon saptandı, mutasyonun saptandığı andan itibaren ve hali hazırda, Sayın Sanlıdağ ve Sayın Ergören, kendi yönettikleri laboratuvarında tespit edilen tüm Covid-19 pozitif vakalarında mutasyona da çalışmaya devam ediyor mu? Çalışıyorsa sonuçları nerede? Çalışmıyorsa bu çocuk oyuncağı mı?
Mutasyon konusuna Sağlık Bakanlığı yönü ile bakacak olursak:
- Türkiye’de mutasyon analizi ile ilgili süreç Sağlık Bakanlığı’nın sıkı kontrolü altında iken, Sağlık Bakanlığı, Sayın Şanlıdağ ve Sayın Ergören’in, ülkemizde ilk defa kullanılan ve geçerlilik güvenilirliği konusunda hiçbir açıklaması olmayan, ülkemize giriş yolu bilinmeyen kitlerle, Devlet’in hiçbir kurumuna bilgi verilmeden yapılan bu kritik çalışmadan dolayı soruşturma açmayı düşünüyor mu?
- Pandemi ile ilgili cihaz ve tıbbi malzeme alımlarında sinek bir uçurtmayan Sayın Müsteşar Dr. Ali Çaygür’ün bu süreç ile ilgili bağlantıları var mı? Konu kulağına hiç mi fısıldanmadı?
Mutasyon çalışmasına yönelik kitlerin alımı, Sayın Çaygür’ün bilgisi dahilinde gerçekleşmişse görevi suiistimal suçundan dolayı sorgulanması, bilgisi haricinde gerçekleşmiş ise yine görevi ihmalden dolayı sorgulanması gerekmez mi?
- Sağlık Bakanlığı’nın, Sayın Şanlıdağ’ın ve Sayın Ergören’in mutasyon açıklamalarını medyadan öğrendiğini kabul ettiğimizde, Bakanlığın bilgisi haricinde yapılmış bir süreç olması nedeniyle şimdiye kadar soruşturma açılması gerekmez miydi?
- Sağlık Bakanlığı bu mutasyon çalışmasını ciddiye aldıysa, açıklama anından itibaren, karantina otellerinde, hastane servislerinde ve yoğun bakımda tanıları konulmuş Covid-19 hastalarında da mutasyon analizi yapması gerekmez mi?
Ve konunun medyatik yönü:
Milletvekilinden doktoruna, siyasetçisine herkes bülbül kesildi.
Mutasyonun vakaları artıracağı, pandeminin üçüncü dalgasına neden olabileceği söylendi. Sunuş yine maske, mesafe, hijyen de bitti!
Ne yazıktır ki, bir mutasyon konusunda bile böylesine skandallarla ve olası suç unsurları ile dolu bir süreci yaşıyoruz.
Mutasyon olsa da olmasa da, almamız gereken önlemlerin yine çok benzer olduğunu, tedavilerin yine aynı olduğunu görmezden gelerek, artan bir çaba ile pandemi ganimetçiliğine, vitrin önüne çıkma mücadelelerine şahit oluyoruz.
Devlet, DENETÇİLİK GÖREVİNİ unuturken, bilim yuvaları da konumlarını sorgulattırır hale getiriyor.
Siyasetten tutun da bazı makam odalarına kadar çıkarcılık ise her yerde kol geziyor…
İletişim: 0542-8529899