Beylik tabancasıymış, lanet olsun!

Daha 10 gün kadar önce bir polis memurumuz beylik tabancasıyla canına kıymış ve ardında iki yetim çocuk ve çok sayıda gözü yaşlı insan bırakmıştı…
Olaydan sonra acılı ailenin evine gittim ve yaşanan drama şahit oldum…
En acı olanı neydi bilir misiniz?
Cenaze töreninden sonra devlet yetkililerinden tek bir kişinin bile o eve ziyaret gerçekleştirmemiş olmasıydı…
O eve devlet uğramamış, ailenin acısını paylaşmamış, intihar olayının derinliğine inilmemişti!
Aslında her intihar olayından sonra yazılacak o kadar çok şey var ki bunları bir toplasanız ciltlerce kitap haline gelir…
O evde neredeyse bütün detayları öğrendim ama ailenin isteği üzere kaleme almadım, bu nedenle de alamazdım!
Ama halen şimdi bile devletin ilgili birimleri o evde olmalıydı ve bir intihar olayının perde gerisi çok iyi analiz edip yeni intiharlar olmasın diye bilimsel çalışmalar yapılmalıydı!
Yazılarımızı takip edenler iyi bilecektir, olaydan sonra beylik tabancaları konusunda küçük bir eleştiri yazım olmuştu…
Tamam, elbette emniyet görevi yapan her polisin mutlak bir tabancası olur ama bunun sadece görev zamanı kullanılması gerektiğine vurgu yapmak istemiştim!
Hele de çok kötü şartların yaşandığı böyle sıkıntılı bir dönemde kimin evinde olursa olsun bir tabanca her zaman ölüme davetiye demektir, iradesi biraz düşük insanlar için her zaman risk anlamını taşır!
Ki intihar olayları hiçbir zaman önceden planlanarak yapılmadığı aksine anlık kararlar olduğu için her bir tabanca en kolay ölüm yolu da demektir!
Hele de sosyal patlamaların eşiğinde olduğumuz böyle hassas dönemde beylik tabancalarının bir kez daha masaya yatırılmasının şart olduğunu bir kez daha vurgulama ihtiyacı hissettik…
Ateş bu kez Dikmen’de bir ailenin ocağına düştü!
24 yaşındaki hayatının baharında olan bir gencimiz sabahın erken saatlerinde önce sosyal medyada Zeki Müren’in ‘Rüyalarda Buluşuruz’ şarkısını sonra da tabanca ve mermi resmi paylaşarak tabancayı şakağına dayadı ve tetiği çekti!
İşte o tetiği çektiği tabanca polis olan babasının beylik tabancasıydı, ne yazık ki!
Görev başında değil de evde bekleyen bir beylik tabancası daha bu kez beyini değil ama o beyin gözünden bile sakındığı oğlunun canını almıştı!
Şimdi ne kadar dizimizi dövsek de bir babanın evlat acısını yeteri kadar anlayamayız çünkü ateş sadece düştüğü yeri yakar, gerisi teferruattır her zaman!
Demek istediğim şudur;
Geçmişte bir anı, manevi bir hediye olarak bilinen beylik tabancaları artık yaşamın getirdiği olumsuz şartlardan dolayı kesinlikle mercek altın alınmalı ve silahların yeri evler değil görev yapılan yerler olmalıdır…
Ayrıca;
Eminiz ki polis güçleri intihar olayının perde gerisini öğrenmek için elinden geleni yapmaktadır…
Ama burada asıl yapılması gereken son günlerde tavan yapar intihar olaylarının üzerine bilimsel olarak yaklaşmak ve sorunlu gençler, sorunlu aileler belirlenip hayatta kalmaları için devletin tüm olanakları seferber edilmelidir!
Hele de siyasiler, her ölüm olayında cenaze namazına katılıp bunlardan siyasi rant elde edeceklerine, gerçekten de halkın vekili olduklarını hatırlayıp halkın yaşadığı gerçek sorunları ortadan kaldırmak için devleti seferber etmelidir!
 
 
 
Güle güle Pervin hanım…
 
Dün görev süresi bitip emekliye ayrılan Polis Genel Müdür Vekili Pervin Gürler birkaç gündür gerçekleştirdiği veda ziyaretlerinde hem mutluydu hem de buruk…
Mutluydu çünkü bir genç kız olarak girdiği polis teşkilatından başı dik bir şekilde emekli oluyordu…
Buruktu çünkü birileri kendine fena halde takmıştı ve Nuh deyip peygamber demeyip onun vekaleten emekli olmasına neden olmuştu…
Elbette Pervin hanım da bir insan ve uzun süren meslek hayatında hataları da olmuştur…
Özellikle son damat olayının kendisini ciddi bir şekilde yıprattığını biliyoruz ama her şeye rağmen o böyle bir emekliliği hak etmemişti!
Ve bizim gözümüzde vekaleten bir müdür değil, asaleten bir müdür olarak kalacak her zaman…
Güle güle Pervin hanım, ‘kadın’ teması üzerinden popülizm yapanlar utansın artık!
 
 
Tatar-Özgürgün tartışması!
 
Dün son kez toplanan ve hükümetin ortağı olmaya hazırlanan UBP’de meclis gurubu toplantısı çeşitli tartışmalara da neden oldu…
Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar’ın genel başkanlığa adaylığının kesinleşmesinden sonra UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün dünkü toplantıda kendisini bir hayli eleştirdiği ve özellikle de parti kararı olmasına rağmen yeni hükümete karşı söylemlerinin yanlış olduğunu söylemesi üzerine Tatar da ona verdiği cevapta tepkisinin UBP’yi küçümseyen CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman’a olduğunu, partisinin küçük duruma düşürülmesine asla izin vermeyeceğini söyledi…
 
 
 
Arda Erkan olayı cinayet mi?
 
Değerli meslektaşımız Mustafa Erkan’ın biricik oğlu Arda Erkan’ın ölümü hem büyük bir acı yaşanmasına neden olurken hem de babasının yaptığı açıklamalar nedeniyle kafalarda çeşitli soru işaretleri yarattı.
Acılı baba ısrarla oğlunun ölümünün ardında başka sebepler olabileceğini dile getirirken yetkililerden bu konuda bir açıklama yapılmaması da kafaları karıştırıyor!
Umarız her neyse gerekli açıklama daha fazla gecikmede yapılır…
 
 
24 saat değil 1 saat bile yeterli!
 
Ülkemizin tanımış simalarından bir zamanlar Ankara Büyükelçiliği de yapan Peker Turgud’un dünkü Haberal Kıbrıslı gazetesindeki açıklamaları ibret veren cinstendi!
Turgud, Ankara’nın maddi ve manevi destekleri için “Anavatan’a 24 saat teşekkür etmeliyiz” ifadesini kullandı!
Aman Peker abi sen de amma yaptın şimdi!
Şu anda ülkede öyle bir Anavatan düşmanlığı yaratılmaya çalışılıyor ki değil 24 saat 1 saat bile teşekkür etsek, Ankara mutlaka memnun olacaktır…
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Kudret ÖZERSAY, birkaç güne kadar kurulacak olan CTP-UBP koalisyon hükümeti için vatandaşın genel kanısı sizin yeni oluşum için zaman ve zemin epey yakınlaşmaya başladı! Artık mesajı alıp da harekete geçersiniz değil mi?
Sayın Necdet NUMAN, UBP Girne İlçe Başkanlığı için son günlerde epey bastırdığınız söyleniyor. Yani bunca yıllık siyasetten sonra daha bıkmadınız usanmadınız değil mi? Bu arada bazı ortak dostlarla dün hep sizin futbolculuk günlerinizi konuştuk, iyi topçuymuşsunuz doğrusu…
Sayın Sunat ATUN, eğer bakanlık verilmesi halinde bu hakkınızı Resmiye hanım için kullanmak istediğinizi ama kendisinin buna şiddetle karşı çıktığını öğrendik. Yani sizinki de olacak şey mi Allah aşkına!
Sayın Talip ATALAY, ha keşke şu adaylık işine kesinlikle girmeseydiniz. Gördüğünüz gibi şimdi ülkede istenmeyen adam ilan edildiniz! Bir de aday olup da kazansaydınız siz asıl o zaman görecektiniz siyasetin ne kadar riyakar olduğunu…
Sayın Gürsel UZUN, UBP’ye her ay gazete alımı için verdiğiniz 100 TL’yi iptal ettirdiğinizi duyduk. Elbette küçük bir meblağ ama muhakkak bir nasırınıza basmışlardır değil mi? Hayırlara vesile olsun artık!
Sayın Bilen SAYILI, bütün partililer tekili oldukları halde yeni hükümete toz kondurmazken sizin açık yüreklilikle eleştiri yapmanız aslında bir çoğunun duygularına da tercüman oldu. Ama son MYK seçimlerini kazansaydınız yine böyle açık olur muydunuz acaba?
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, vatandaşı kazıkladığınız su bağlama ücretleri konusunda öyle bir açıklama yaptınız ki özrünüz kabahatinizden daha büyük oldu. Bir özür dileme cesareti bile gösteremediniz ya artık diyecek bir şey bulamıyoruz!
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, bugünden itibaren hem birinci müdürlüğe hem de genel müdürlüğe vekalet ediyorsunuz, sorumluluğunuz çok büyük. Umarız yeni hükümet şu vekalet işini fazla uzatmaz da hak ettiğiniz makama bari siz olsun asaleten atanırsınız…
Sayın Aysel GÜRSÖZ, canınızdan çok sevdiğiniz muhterem annenizi kaybetmenizi üzülerek öğrendik. Size ve aileye başsağlığı ve sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…
Sayın Dursun OĞUZ, özelliklede Mağusa ve İskele bölgesinde bakan olmanız için epey bastıran kesimler var ama sanırız bir başka bahara kalacak gibi görülüyor. Bakalım TC tabanının bundan sonraki yol hareketi ne olacak?
Sayın Ali ÇIRALI biraz gecikmeli de olsa Türkiye’de hellim üretimine karşı savaş açmanız üreticilerde memnuniyetle karşılandı. Bu konuda İzmir Ticaret Odası’nı iyi kullanabilirseniz kim bilir belki de zafer bizim olabilir değil mi?
Sayın Gülsün YÜCEL, İçişleri Bakanlığı için üç adaydan birisi olduğunuzu biliyor muydunuz? Hayırlısıyla olsun deriz ayrıca kabinede bir kadının olması göze de çok hoş gelir diyorlar…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele’deki düğünlere sıraya girmeden katılıp kutlama yapabilirsiniz ama Lefkoşa’da durumlar biraz farkı olabilir. Cumartesi gecesi için bu konuda şikayet mesajı aldık bilesiniz!
Sayın Sedat AVCAN, oğlunuzun düğünü için bu sıcaklarda davetiye dağıtmak çok da kolay bir şey olmasa gerek değil mi? Dua edin ki motosiklet üzerinde seyahat ediyorsunuz. Bu arada genç çifte şimdiden mutluluklar dileriz…Torun konusunda umarız gecikmezler.