Beyaz kimlik tartışmaları büyüyor!

Öncelikle bir teşekkür;
Dünkü yazımızı okuyan İçişleri ve Çalışma  Bakanı Asım Akansoy duyarlılık gösterip sabahın erken saatlerinde aradı ve beyaz kimlik için istenen 2 bin TL’nin ödenmesi zor bir rakam olduğu için Meclis’e öneri sunduğunu ve büyük ihtimalle bu fiyatın bin TL’ye indirileceğini söyledi.
Doğrusu buydu çünkü beyaz kimlik olayının ilk konuşulduğu günlerde fiyatın bin TL civarında olacağı söyleniyordu.
Bu haber beyaz kimlik alacakları sevindirir mi bilemem çünkü bu konuda ciddi bir tartışma başlamış durumda…
Dün bu konuda sayısız mesaj ve telefon aldım dilim döndüğünce durumu izah etmeye çalıştım!
Şunu tespit ettim beyaz kimlik alacak olanlar bu konuda yeteri kadar bilgi sahibi değiller…
İbrahim Hızlı adlı okurumuz ise durumun daha da vahim olduğu yönündeki bize gönderdiği yazıda tepkisini şöyle ortaya koydu:
“Teşekürler Levent abi tam duygularımıza tercüman oldunuz. Eklemek istediğim bir kaç şeyde acizane benim söyleyeceklerim var, gündeme getirirseniz çok memnun oluruz.
Binlerce kişi adına mahrumiyetler adına yazılan bir yazı olduğunu bilmenizi isterim;
Verilmeye başlanan beyaz kimlikle tam olarak ne yapabiliyoruz? Genel başlıklarına bakıldığında yasanın ilk taslağından bu tarafa kuşa benzedi. İlk başlarda oy verme hariç her şey deniliyordu, şimdilerde ilk önce 2 bin TL, eşi içinde 2 bin TL!
3 çocuğum Kıbrıs’ta doğdu, biri 10 diğeri 9, diğeri 3 yaşında, çocuklar içinde 2 bin TL her biri için. Sonrasında 2 yılda bir 250 TL, peki ne için!
Çalışma izni bürokrasisinden kurtulmak için, yani çıkan beyaz kimlik yasası çalışma izninden hem ucuz hem de cazip olması gerekmektedir. Çıkan yasa şu haliyle çalışma izninden bile hem basit hem de çok pahalı.
Yani çalışma izniyle aralarında 7 fark olmadığı gibi daha da pahalı. 2 yıllık çalışma izni mührü bin TL, 4 yıllık 2 bin TL. Çalışma izninin 4 yıllık parası peşin alınacağı halde, bu beyaz kimliğin avantajları nelerdir?
Yasanın harç parasını, beyaz kimliğin ne şartlarda nasıl iptal olacağını, nasıl alınacağını sayfalarca anlatırken, bu beyaz kimlik alan çoğu 10’larca yıl resmi çalışan aslında vatandaşlığı hak eden ama sus payı olarak verilen bu kimlikle giriş çıkışlarda ki sorunlardan başka ne gibi avantajları var?
Ayrıca beyaz kimliği alıp da yine başka bir işverene muhtaçsak yani yine çalışma iznine muhtaçsak ve 6 ay çalışma izinsiz ülkede kalındığında bu kimlik iptal alacaksa ne gibi bize faydası olacak?
İşverenlerin keyfi olarak yatırımları veya işten atmaları karşısında bu kimlik sahibi olanlar bireysel olarak sigorta, ihtiyat sandığı primlerini ödeyebilmeleri gerekmektedir.
Yani Türkiye’de uygulanan bireysel emeklilik gibi veya iş yeri açabilmeleri gerekmektedir. Binlerce sanatkar sırf üzerine dükkan açamadığı için bir Kıbrıslı üzerine dükkan acıyor, bu Kıbrıslı dükkana hiç karışmadığı, gelmediği halde, tüm giderleri dükkanı işleten TC kökenli olduğu halde esas evraklarda ismi olan Kıbrıslı kişinin 2 dudağı arasında tehditleri vs.leri karşısında çaresizdir. Önünü görememektedir, işleri tam büyüttüğü sırada dükkan üzerinde olan Kıbrıslı ben bu işten vazgeçiyorum deme ihtimali sürekli vardır. Ya da sırf dükkan üzerine diye ego tatmin etmek isteyen Kıbrıslı tabela üzerinde dükkan üzerine olduğu için kapris yapmaktadır…
Dükkanı işleten çalışma izinli kişi dükkanı işleten esnaf usta vs. tüm masrafları sigorta primlerini, muhasebe masraflarını ödediği halde dükkan üzerine diye sürekli fazladan para ücret talep eden Kıbrıslı dükkan sahipleri var. Bu beyaz kimliğin kapsama alanları nelerdir? Bu adada yıllarca resmi olarak çalışan, sigorta, ihtiyat sandığını bunun üzerinden dolaylı vergilerini ödeyen, her yıl sağlık taraması ücretini çalışma izni harç parasını yatıran, aldığı maaşının çoğunu bu ülkeye bırakan, ev kirası, elektrik su, market vs. giderlerini bu ülkeye bırakan, Rum tarafında harcama yapma ihtimali olmayan çantada keklik olan çalışma izinli kişiler aslında bu sürelerde çalışarak dünyanın çoğu yerinde vatandaş olunurken, bu kişilere Rumların tepkilerini çekmemek için verilen bu beyaz kimliklerle, iş yeri açılabiliyor mu?
Ev alım satımlarda bürokrasi kısalıyor mu, üniversite harçları azalıyor mu?
Bir mahkeme olayında yada sınır dışı olayında vatandaş gibi sayılıp en ufak olayda sınır dışının önünü konuluyor mu?
Özellikle inşaat işçileri çalışma izni Ahmetteyse, Ahmet’in işi bittiyse ama 6 ay Mehmet’in yanında çalışmadan yatay geçiş yapamıyor, ya da yatay geçiş yapması için 1 ay süre veriliyor. Yatay geçiş yapması için Ahmet beni 2-3 ay idare et, kendime yeni iş bulayım derse, Mehmet de çalışamıyor, çalışsa yakalandığında sınır dışı ediliyor, sigorta ihtiyat sandığı primlerine bakılmaksızın.
Ya da Ahmet’in işi 4 ay içinde biterse 6 ay dolmadığı için 1 ay içinde iş de bulamazsa ülke dışına çıkmak zorunda ön izinle tekrar gelmesi gerekiyor ki böyle yaptığı içinde ihtiyat sandığı ölüyor, yani çalışandan yine ihtiyat sandığı pirimi kesiliyor ama çalışana verilmiyor! Benim de ihtiyat sandığım bu şekilde öldü. Ben 2003’den beridir bu adadayım, 3 çocuğum burada doğdu, 2005’den beridir çalışma iznim var, ilk 4 mührümde kesintiler var. Kimi şirkette 8 ay, kiminde 5 ay çalıştım işverenlerin keyfi olarak çalışma iznimi iptal etmelerinden dolayı. Bu mühürler geçersiz sayılıyor. 7 mührüm de ardışık tam olarak yapıldı.
Biz çalışanlar Ahmet’e yine muhtaçsak, yine kaderimiz Ahmet’in iki dudağı arasındaysa bu beyaz kimliğin ne gibi faydası var Allah aşkına?
Son olarak, bu insanlar vatandaş olmak için ölmüyor! Devlette işe girmek için ölmüyor ki zaten çalışıyor.
Aslında çıkan yasa ile verilen bu kimliklerde, bu ikisi hariç (oy verme-devlette işe girme) her resmi işlemi yapabilir olması lazım gelmez miydi?
Biz bu ülkede mülteci değiliz, arz talep doğrultusunda geldik, anlımızın teriyle namusumuzla çalışıyoruz, hırsızlık yapmadık, bir saygısızlık yapmadık, bu ülkeyi vatan bildik, ailemizi kurduk.
Artık bıktık usandık insan yerine konmamaktan, yapılan çifte standartlardan, tanınmamışlığın verdiği egoist yasalardan…Böyle bir yasanın dünyada bir örneği daha yoktur, bu beyaz kimliğin ehliyetten bile farkı yoktur ki ehliyette eğer kursuna katılırsan tırdan kamyondan tüm araçları bile sürüyorken.
Sizden ricam bu isteklerimizi taleplerimizi hak edilmiş olan haklarımızı dile getirirseniz çok sevinirim.
Saygılarımla, mutlu kalın…”
 
(İbrahim Hızlı)