Bazılarına konuşma yasağı getirilmeli...

Her kafadan ayrı bir sesin çıktığı hükümet modeli olur mu?
Bizde var!
Bakan arkadaşlar açıklama yapmak için adeta birbiriyle yarışıyor...
Kimi bunu başbakana şirin gözükmek olarak algılasa da bize göre öyle değil!
Açıklama olsun da nasıl olursa olsun...
İcraat yaptıklarını göstermeye çalışsalar da ortada elle tutulur bir şey yok!
Laf ola açıklamalar bunlar...
Ama halkı sinir eden açıklamalar!
Zira her bir açıklamadan sonra sosyal medya patlıyor...
Fenomenlere diğerleri de ekleniyor!
Sonra da bunların tümü gazete manşetlerine yansıyor...
Eskiden gazetecilik bu kadar kolay değildi!
Şimdi artık herkes kendini gazeteci sanıyor...
...
Bizde hükümet temsilcisi kimdir bilen var mı?
Zira başka ülkelerde açıklamaları sadece tam yetkilendirilen hükümet sözcüleri yapar...
Bakanlar genelde geri plandadır, ellerindeki bilgileri sözcüye ulaştırırlar o da kamuoyunu bilgilendirir!
Bizde öyle bir resmiyet yok...
Her bakan illa ki açıklama yapacak!
Maksat dostlar alışverişte görsün...
Hem de komik durumlara düştüklerini bilmeden!
Birbirini tutmayan açıklamalarla aslında durumun vahamiyetini ortaya koyuyorlar...
Başbakan kesinlikle açıklama enflasyonuna el koymalıdır!
El koymak derken yasaklamaktan bahsediyoruz...
Varsa bir açıklama ya kendi yapmalı ya da bu görevi hükümet sözcüsü üstlenmeli!
Aslında bizde de bir hükümet sözcüsü var da...
İnanın biz bile bilmiyoruz!
Adı var, kendi yok...
...
Birileri 2025’in, 2024’den daha zor geçeceğini ama alacakları önlemlerle bunun önüne geçeceklerini söylüyor...
Ama ellerinde geçerli tek bir veri bile yok!
Haliyle kamuoyu merak ediyor...
Ekonomideki daralmanın önünün nasıl kesileceğini sorguluyor!
Hadi bakalım şimdi alt alta yazın...
Hangi önlemleri alacaksınız da halkın refah düzeyini artıracaksınız?
İnandırın bizi...
İnandırın ki tünelin ucundaki ışığı görelim!
Bu devlet sadece bu sene ek mesailere 3 Milyar TL civarında para ödeyecekse kimseden umutlu olmasını beklemeyin...
İnanır gibi gözükenlerin ise başka hesap ve kitapları var demektir!
Onlar da zaten hep kendilerini bilenlerdir...
...
Anayasa’ya göre düşünce suçu yoktur...
Son zamanlarda fazlasıyla kullanılan bir ibaredir bu!
Anayasa’nın 24’üncü maddesi de böyle emrediyor zaten...
Ama aynı yasanın 3’ncü fıkrasında da şöyle yazıyor;
“Söz ve anlatım özgürlüklerinin kullanılması, yalnız ulusal güvenlik, anayasal düzen, kamu güvenliği, kamu düzeni, genel sağlık, genel ahlak yararı için veya başkalarının şöhret veya haklarının korunması veya bir sırrın açıklanmasının önlenmesi veya yargının otorite veya tarafsızlığının sürdürülmesi için gerekli ve yasanın koyduğu yöntemlere, koşullara, sınırlamalara veya cezalara bağlı tutulabilir...”
Düşünmek suç değildir, nokta!
Ama kamu düzeni, güvenlik konuları ön plana çıkınca durum değişiyor...
Düşün de bari bunları yüksek sesle dillendirme...
Başkalarının da hak hukuku olduğunu aklından çıkarma!
...


MESAJ KUTUSU


Sayın Erhan ARIKLI, yeni bir siyasi oluşum için altının oyulması için düğmeye basıldığını biliyor muydunuz? Sizin de söylediğiniz gibi gerçekten de parti ayağınızın altından kayıyor gibi geldi bize, şimdiden önlem almanız öneriliyor zira bu işin şaka götürür yanı yok…

Sayın Yüksel ALPCAN, işletmeleriniz ortaklarından birisinin siyasi bir isim olduğu yönünde ihbar mesajlarınız gelmeye başladı. Gerçek olup olmadığı yönünde bir açıklama yaparsanız en azından kamuoyunda yanlış değerlendirme ve yorumların da önüne geçmiş olacaksınız, haberiniz olsun istedik…

Sayın Nil Ergün ELEDAĞ, bir hastane çalışana hastanenin başhekimi izin vermesi gerekirken bu görevi sizin üstlenmeniz ne yasal ne de etik oldu. Bizim bildiğimiz kadarıyla sağlıkta yöneticiler aralarında yardımlaşmayı ön planda tutarlar ama siz bunu pek de kaale almıyorsunuz gibi geldi bize…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, dost ülkelerin başında gelen Kazakistan’ın Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açma kararı ile birlikte kendilerini kınamayı düşünüyor musunuz? Böyle bir karardan sonra KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olmasının ihtimali kaldı mı, bundan böyle nasıl bir yol haritası izleyeceğiniz merak konusu oldu…

Sayın Kudret ÖZERSAY, sosyal medyada şahsınıza hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanan kişiden tazminat kazandığınızı açıkladınız ama kendisinin ismini deşifre etmemeniz kafalarda bazı soru işaretlerine neden oldu. Umarız büyük eksikliği gecikmeden tamamlarsınız…

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, uzun bir sessizlik döneminden sonra parti için muhalefete yeniden başladığınız dikkatlerden kaçmıyor ki türlü meraklı sorular gelmeye başladı. Hatta bazıları yeni bir siyasi oluşumun içinde bile olabileceğinizi düşünmeye başladı hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, devlet hastanesi çalışanlarının izinlerinin hastanenin başhekimi tarafından değil me bakanlık yetkilisi tarafından verilmesi şaibeli olduğu gibi yasalardan da uzak bir davranıştır. Sağlığın en tepesinde olan biri kişi olarak sorumluluğunuz görünenden çok daha büyük…

Sayın Ömer GÜLTEKİN, K.T. Toplum ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin bahçesinde bulunan iki kafeteryayı yıktırmanız öğrencilerin de tepkisine neden oldu diye duyduk. Öğrencilere özel ucuz ürünlerin satıldığı mekanın yıkılması bir çoğuna maddi sorunlar yaşatacağı söyleniyor…

Sayın Mehmet EZİÇ, kalite ve lezzet sloganıyla çıktığınız yolda 35’nci kuruluş yıl döneminizi kutlar nice başarılı yıllar temenni ederiz. İstihdama yaptığınız katkılar da başka bir övgü konusudur, yolunuz açık olsun…