Yapmayın!
Son birkaç günden beridir haberler Kurban Bayramı’na yönelik. Yani birçok kurumun yaptığı bağışlardan söz ediyor. En kızdığım şeylerden biri de yapılan yardımların sergilenerek haber yapılmasıdır. Hiç kimse darılmasın ama eğer bir yardım yapılacaksa bunun haber olmasının anlamı nedir ya da haber değeri nedir. İster istemez gözüm takılıyor. İhtiyacı olan ailelere verilen iaşelere. Üzücü olan o ailenin o paketleri alması değildir, üzücü olan verilen paketin çok önemliymiş gibi haber yapılarak gündem yaratılmasıdır.

Küsmeyin!
Derler ya bayram küskünlerin barışacağı bir gündür. Aslında yalan! Hiçbir küskün barışmak adına bayramı beklemez ya da mazeret olarak bayramı öne sürmez. Önemli olan bayramı mazeret olarak sunmak değildir, önemli olan şu kısa ömrümüzde küsmeden bir hayat sürdürmektir. Üç günlük dünyada paylaşılmayan ne olabilir ki?

Abratmayın!
Bayram niyetine her girdiğiniz kapıda ilk ikram edilen şey ya şekerdir ya da çikolata. Bunun yanında tatlılar da cabası. Sanki tüm bunları yemek için bayramı bekler gibiyiz. Aslında birçoğu abartı. Saçma sapan inanışların getirdiği alışkanlıklar hatta. Sıradan bir kahveye niye yok diyelim ki. İlla ki tatlı mı yiyeceğiz?

Sakın ha!
Günümüzün 24 saati nerdeyse elimizdeki cep telefonlarında geçiyor. İnternet üzerinden yapılan sosyal yazışmalar yanında birçok oyun alışkanlıkları da oluyor. Birçok kişi elinden cep telefonunu düşürmediği gibi hastalık haline de getirmiş durumda. Aman ha sakın!!! Bayram gününde de olsa sevdiklerinize zaman ayırın. Daha çok zamanımız var deyip de elinizdekileri yitirmeyin. Her anın zevkini alın. Cep telefonsuz ve internetsiz…

İyi bayramlar
Her ne kadar kurban işine karşı olsam da herkesin Kurban Bayram’ını kutlarım. Bayramlar kısa bir tatil için fırsattır. Eminim ki birçok kişi bu fırsatı değerlendirerek hareket edecektir. Her şeye rağmen sevdiklerinizle birlikte tadını çıkaracağınız, savaşsız ve özgür bir dünyada nefes alacağınız daha nice bayramlar dilerim.