Bal gibi cinayet!


Ateş düştüğü yeri yakar!
İnsanız, elbet bir ölümün ardından üzülür göz yaşı dökeriz ama gün gelir unutur gideriz.
Ama ömrünün sonuna kadar yüreğinin içine ağlayanları da hep göz ardı ederiz.
Türkiye’nin başı sağ olsun, hepimizin başı sağ olsun, ama en çok Soma’da aile bireylerini kaybedenlerin başı sağ olsun…
Soma’daki kaza da ölenler ilk saatlerde 5-6 kişi olarak açıklanınca aslında çok kişinin dikkatini bile çekmedi bu…
Sonra bu sabah ölüm sayısının 200’ün üzerinde olduğu anlaşılınca ne gariptir haber değeri de oldu ve hatta ulusal yas ile ilan edildi…

Herkes gibi biz de facia bilançosunu televizyon karşısında yüreğimiz burkularak izledik.
Örneğin ben;
Sabahın erken saatinde berber koltuğunda duvardaki televizyonu izlerken öğrendim ölü sayısının 200’ü geçtiğini…
Acık 200 kat arttı ama sonuçta berber koltuğunda tıraş olurken ölüm haberlerini izlemek başka, o kazada aile bireyini hatta eve getiren babanın ölümünü yaşamak çok başka!
Berberde çalışan diğer kişiler de üzüldü ölüm haberleri ardı ardına gelince…
Ama keyifli kahvaltılarına devam ederken üzüntülerini dile getirdiler…
Oysa kazada ölenlerin yakınları maden ocağında babaları, kocaları, kardeşleri sağ çıkacak mı bekleşiyorlardı o sıra!
Çünkü hep ateş düştüğü yeri yakardı!

Biz bu satırları yazarken bile önümüzde kahvenin dumanı mis gibi tütüyordu…
Acımız büyüktü ama ocağına ateş düşenlerin yaşadığı üzüntüyü bile hayal bile edemezdik.
Soma’da ki maden kazası Türkiye’de ne ilktir ne de son olacaktır…
Çünkü Türkiye’nin bu konuda karnesi çok konuda olduğu gibi zayıf!
Bakın geçmiş listede neler var;
7 Mart 1983- Zonguldak Ereğli Armutçuk'ta grizu patlaması (103 ölü)
- 10 Nisan 1983- Zonguldak Kozlu'da grizu patlaması (10 ölü)
- 31 Ocak 1987- Zongudak Kozlu'da göçük (8 ölü)
- 31 Ocak 1990- Bartın Amasra'da grizu patlaması (5 ölü)
-7 Şubat 1990- Amasya Yeni Çeltik'te grizu patlaması (68 ölü)
- 3 Mart 1992- Zonguldak Kozlu'da grizu patlaması (263 ölü)
- 26 Mart 1995- Yozgat Sorgun'da grizu patlaması (37 ölü)
- 22 Kasım 2003- Karaman Ermenek'te grizu patlaması (10 ölü)
- 8 Eylül 2004- Kastamonu Küre'de yangın (19 ölü)
- 2 Haziran 2006- Balıkesir Dursunbey'de grizu patlaması (17 ölü)
- 10 Aralık 2009- Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması (19 ölü)
- 17 Mayıs 2010- Zonguldak'ta grizu patlaması (30 ölü)

Bu gün bu konuda sayısız baş sağlığı, taziye ve üzüntü dolu mesajlar yayınlandı…
Kimi acımız büyük dedi, kimi derin üzüntü içindeyiz…
En çok neyi beğendim bilir misiniz?
“İş kazası değil cinayet”
Hem de cinayetin daniskasıdır bu!
Almanya gibi yüzlerce maden ocağı olan bir sanayi ülkesinde son 50 yıldır maden kazalarında kimse ölmezken son 20 yılda da kimse yaralanmamış…
Türkiye’de isi tam bir facia;
Son 30 yılın acı bilançosu ortada!

Tesadüf bu ya geçenlerde bizim Çalışma ve Güvenlik Bakanımız Aziz Gürpınar yaptığı bir açıklamada KKTC’de iş kazalarında önemli artış olduğunu söyledi…
Bu konuda önemli çalışmaları olduğunu da ekledi…
Çok güzel!
İyi de iş kazası denilen şeyler gerçekten iş kazası mıydı?
Yoksa cinayet mi?
O zaman şöyle soralım;
İnşaattan düşüp ölen, bahçede çalışırken elektrik akımına kapılıp hayatını kaybeden, çöp kamyonunun arkasına sıkışıp arkada acılı aile bırakan insanlar için bu devlet ne yaptı!
Hadi kaynak yok bir şey yapmadı!
Bari bize iş kazası diye yutturulan ama aslında bal gibi cinayet olan bu olayların faillerini mahkeme önüne çıkarsaydı!




MESAJ KUTUSU



Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, bazı sivil toplum örgütleri ve kişiler 2015 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sizi ön plana çıkarmak ve aday yapabilmek için perde gerisinde ciddi bir çalışma başlattı. Çizmeleri parlatmaya başlayabilirsiniz.

Sayın Türkay TOKEL, Güzelyurt’ta aday gösterme tam bir muamma oldu hadi o bir yana Doğancı’dan belediye meclisi üyesi bulamamaktan yakınıyormuşsunuz. Hatta bazıları geçenlerde istifa eden Orsel Neşe’yi devreye koyduğunu iddia ediyorlar. Bu nasıl iş?

Sayın İsmail ARTER, hem bakanlık koordinatörlüğü hem adaylık açıklamaları propaganda dönemi için biraz erken davranmadınız mı? CTP’nin itiraz etmeye hazırlandığını duyduk haberiniz olsun…

Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele ve yöresi Hüseyin Alanlı’ya verdiğiniz ama tutmadığınız sözü konuşuyor. Safaköy’deki bir evde konuşmalara şahit olan iki kişi artık yüksek sesle konuşmaya başladı bilesiniz…

Sayın Ali ÖZOK, Eylül ayında açılacak olan üniversitenizin bölüm fiyatlarını öğrenince hayretler içine düştük. Diğer üniversitelerin yöneticileri duyunca dudakları uçuklayacak. Fiyatlar bu kadar düşük olunca öğrenci akınına uğrayabilirsiniz.

Sayın İbrahim BENTER, Vakıflar İdaresi’nde kiracı olarak görülen çok sayıda esnaf bugün bir toplantı gerçekleştirerek eylem kararı aldı. Kiralar aşağıya çekilmezse yakında bir çoğu boşalacak diyorlar bilesiniz…

Sayın Ahmet BENLİ, geçenlerde hizmete açtığınız Yusuf Yönlüer parkı son yağmurda darmadağın olmuş diyorlar. Acaba diyoruz seçim heyecanına kapılıp biraz aceleye mi getirdiniz?

Sayın Erkut YILMABAŞAR, İskele’de el altından Hasan Sadıkoğlu’na destek verdiğiniz gözlemleniyormuş. Eğer bu konuda parti kararı varsa bizce de hiçbir sorun yok demektir…Yoksa yandığınız gündür.

Sayın Çelen ÇAĞANSOY, TDP Lefkoşa belediye meclis üyeliği adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Harmancı sizi öve öve bitiremiyor umarız onu hayal kırıklığına uğratmazsınız…

Sayın Fayka KİŞİ, geçen yılkı bir haberi yeni diye okuyucuya yutturdun ya Allah seni bildiği gibi yapsın. Bizim meslekte olur böyle şeyler fazla kafaya takmaya gerek yok. Umarız sağlıklı bir doğum süreci geçiriyorsunuzdur…

Sayın Sami ÖZUSLU, dün sabah televizyonda basının bir haber konusunda karartma uyguladığını ifade ettiniz ama her nedense siz de kamuoyunu aydınlatmayarak çelişki yarattınız. Merak konusu oldu bilesiniz…

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, hem bağımsız aday çıkıyorsunuz hem de UBP’nin yerel seçimler konusunda adayları bilgilendirdiği toplantıya katılıyorsunuz. Bu nasıl bağımsızlıktır bize de anlatın lütfen!

Sayın Katriye CENKLER, Taşkınköy bağımsız belediye başkan adaylığınız hayırlı uğurlu olsun. CTP’nin de desteği ile muhtarlığa en yakın kişi olduğunuz söyleniyor.

Sayın Özdemir TOKEL, UBP’nin yerel seçimler reklam ve danışmanlık işlerini sizin aldığınızı öğrendik. Babanız o tarafta siz bu tarafta bakalım ortaya nasıl bir sonuç çıkacak. Hayırlı işler dileriz…