Geçtiğimiz Pazartesi sabahı Lefkoşa Devlet Hastanesi’nden bir arkadaş aradı;
“Haberiniz var mı Sağlık Bakanı Salih İzbul anjiyo oldu?” diye sordu!
Haberi alınca elbette üzüldük ve hastaneden başka arkadaşlara sorduk…
Onlar da doğruladılar ama biraz tereddüt içindeydiler!
Sonra başka bir kaynaktan öğrenmeye çalıştım o da;
“Bakan hastaneye anjiyo için değil, anjiyo olan bir yakını için gitmiş” dedi!
Bizde kaynak çok, bir başkasına sordum;
“Abi vallahi billahi anjiyo oldu” dedi!
Sonra anladım ki;
Sağlık Bakanı Salih İzbul’un anjiyo olduğu kamuoyundan saklanmak istendi!
Ama saklanamadı işte…
Öncelikle Bakan İzbul’a büyük geçmiş olsun dileklerimizi iletelim…
Ama bizimkisi merak işte;
Devletin hastanesinde anjiyo olduğu niçin saklanma gereği duyuldu?
Bunda ayıp bir şey yok ki!
Çoğu insan gibi Salih İzbul da anjiyo olmuştur ama onun bakan olması bunun haber olmasını sağlamıştır…
Bu sadece KKTC’de değil, dünyanın bütün yerlerinde böyledir!
Hasta olsa da ameliyat olsa da insanlar bırakmaz ‘bakan’ olanları…
Öksürse haberdir, hapşırsa haberdir, ayağı merdivene takılsa yine haberdir, bunda çekinecek bir şey yok ki!
Asıl mesele bundan sonra başlıyor;
Bu haber basına nasıl yansımıştı?
“Bakanın önemli bir sağlık sorunu yok…” diye açıklama yapıldı!
Sonra ikinci bir açıklama geldi;
“Bakan İzbul, ileri tetkikler için Türkiye’ye gidecek…”
Hepsi bu kadar mı?
İleri tetkik dedikleri neydi, kimse merak etmedi!
Şimdi Sayın Bakan ve ailesinden çok özür dileyerek yazıyorum, lütfen bana kızmasınlar, gücenmesinler;
Sağlık Bakanı Dr.Salih İzbul’un dört damarı tıkalı çıktığı için Türkiye’ye gönderilmesine karar verildi!
Bunu nereden öğrendiğimi kimse bana sormasın çünkü söylemeyeceğimi de bilirsiniz değil mi?
Daha açık yazayım;
Bakan İzbul, Türkiye’de bp-pass  olacak ve tedavisi tamamlandıktan sonra KKTC’ye geri dönecek!
Allah’ım şifa versin kendisine…
Ama bir gazeteci olarak da sorgulamam gereken şeyler var;
Soru gayet basit…
Sağlık konusu çok özel bir konudur ama sormak da şarttır;
Sayın Bakan anjiyodan sonra niçin KKTC’de tedavi olmayı değil de Türkiye’ye gitmeye kara vermiştir?
Ya da hangi doktor arkadaşı bunu kendisine önermiştir!
Burada tam teşekküllü bir devlet hastanesi vardır, onun yanında son yıllarda büyük gelişim gösteren çok mükemmel özel hastaneler vardır…
Her gün bu hastanelerde çok sayıda vatandaş by-pass olup sağlığına kavuşurken Sayan Bakan niçin ille de Türkiye’ye gitmek istemektedir?
Hem de Sağlık Bakanı bile Türkiye’nin hastanelerini tercih ederken, bu haberler yayınlandıktan sonra KKTC hastanelerini tercih eden vatandaşların kafası karışmaz mı?
Elbette kim olursa olsun isteyen Türkiye’de isteyen gider İngiltere’de hatta ABD’de ameliyat olabilir buna karışmak kimsenin haddi değildir!
Ama lütfen kimse ‘ileri tetkik’ diyerek kimseyi kandırmaya çalışmasın…
Bu işin ayıbı yoktur, ayıp olan bunu halkın gözünden saklamaktır!
Ve bir kez daha;
Bu yazıyı kaleme aldığım için hem kendisinden hem de aile fertlerinden çok ama çok özür dilerim!
 
 
UBP Paşaköy’de karıştı!
 
Paşaköy’den bir okurum aradı ‘Paşaköy UBP örgütü istifa ediyor’ diye şikayette bulundu…
Gerekçe de şuymuş;
“Divan başkanının adaylık süresi 48 saatten sonra 2 adayın aday olmadığından dolayı seçim yapılmaması gerektiğini savunarak divanı terk etti ve ilçeden gelen milletvekili arkadaşlar seçimi buna rağmen gerçekleştirdiler…
Ve yapılan boykotta 103 üyeden 44 ü oy kullandı
Ve belediye başkanı bu seçim sonucuyla bacanağını örgüt başkanı ilan etti
Belediye başkanı kendi yazdığı 103 üyenin 47 si oy kullandı ve geri kalanlar diğer adayın seçimi boykot ettiği için oy kullanmadı ve buna rağmen 44 oyla seçim kazandı
UBP’yi aile çiftliği yaptılar!”
 
 
“Ben yandım siz yanmayın!”
 
 
“Levent bey merhaba,
Yaklaşık iki ay önce KKTC Telsim’den kampanya telefonu olan Samsung Core Prime Duos diye bir telefon aldım, almaz olaydım!
Telefonda çift kart olduğu için şebeke problemi varmış, garantide olduğu için telefonu verdiğimde yaklaşık 10 gün sonra tamir etmedikleri halde etmiş gibi yaparak geri verdiler.
İkinci kez vereli 14 gün oldu ve telefon hala elime geçmedi. Bu süre zarfında Telsim merkezi ve aldığım bayiyi onlarca kez aradım. Hiç tatmin edici cevap verilmiyor. Dün söylenen ise bayramdan sonra yani üç hafta sonra!
Siz siz olun asla Telsim’den Kampanya telefon almayın!
Ben yandım bari siz yanmayın…
 
(Necmi KARAKILIÇ)
 
 
 
Öğrenci taşıyan araçlar denetleniyor mu?
 
“Sayın abim iyi akşamlar. Nasılsın?
Abi nedir bu öğrenci taşıyan minibüslerin, otobüslerin hali. Bu toplu taşıma araçlarını denetleyen yok mu?
Geleceğimizi teslim edeceğimiz çocuklarımızın, gençlerimizin canı bu kadar mı ucuz? Klimasız, penceresiz vakti zamanında İngiliz’in attığı Kıbrıslıca ‘ahrisdo’ diye nitelendirdiğimiz arabalar öğrenci taşıyor.
KKTC’nin en zengin belediyesi olan çağdaş belediyecilik denildiğinde ilk akla gelen Gõnyeli Belediyesi’nin öğrenci taşıdığı araçlarla okula gidip gelsen okumaktan vazgeçer.
Saygılarımla…
 
(K.A.)
 
 
İki soru…
 
“Sayın Cumhurbaşkanı bugün seçmene Sivil Toplum Örgütlerine bilgi verdi.
Sayın Cumhurbaşkanına kamuoyu önünde iki sorum var.
1) Bilgilendirmeye davet ettiğiniz Sivil Toplum Örgütlerini hangi kritere göre belirlediniz? Mesela biz niye yoktuk?
2) Geçen hafta da Meclisi kapalı oturumda bilgilendirdiniz. O gün Meclise söylediğiniz, bugün Sivil Toplum Örgütlerine söylemediğiniz ne vardı ki Meclisi kapalı oturumda bilgilendirme ihtiyacı duydunuz. 
STÖ’lerden neyi, hangi bilgiyi sakladınız?..”
 
(Erhan ARIKLI)
 
 
 
Buraya ‘ölüm virajı’ diyorlar!
 
G.Mağusa Devlet Hastanesi’nin tam önü…
Yol yeni, asfalt mükemmel ama bölge halkı burası için ‘ölüm virajı’ diyor!
Haksız da değiller;
Sadece bu virajda meydana gelen trafik kazalarında son bir iki yılda 4 kişi hayatını kaybetmiş!
Sokak lambaları tamam değil, bariyerler tamam değil…
Sanayi bölgesinden bu yola çıkan onlarca kontrolsüz yol var!
İlgilenecek birileri olursa duyurulur…