Antalya’da KKTC’ye son şans!

Antalya’ya giden KKTC kafilesinde sadece Tahsin Ertuğruloğlu rahattı…

Vekil olmadığı halde bir kez daha kabinede yer almıştı!

Ama ya diğerleri?

Cumhurbaşkanı Tatar’dan başlarsan, bir ara Ankara ile temas tamamen kopmuştu…

Çünkü geçtiğimiz hafta Ankara’ya ziyaret gerçekleştirmek istemiş ve kibarca reddedilmişti!

Antalya’da ilk saatler hayli gergin geçti ama sonraki gelişmeler nedeniyle Cumhurbaşkanı rahatladı, keyfi yerine geldi…

Aradaki buzlar erimişti!

Tatar, önümüzdeki günlerde Ankara’ya gidecek hem rahatsız olan elinin ve kolunun tedavisine devam edecek hem de çeşitli ziyaretler gerçekleştirecek…

Cumhurbaşkanı şu sıralar hükümetin Ankara ile ilişkilerinde resmen köprü görevi yürütüyor ve bunda da hayli başarılı oluyor!

Bir nevi aracı, bir nevi arabulucu…

Onun için bu hükümet döneminde hayati önemi var!

Bu arada kendisine bir öneri;

Yeni Cumhurbaşkanlığı sarayının ne yeri ne zamanıdır…

Tamam para Ankara’dan, proje de oradan, cebimizden kuruş çıkmayacak ama, millet zamlar altında inim inim inlerken, Ankara’ya yaranmak için içeride vatandaşları karşısına almak tarihi bir hata olur!

Yok, ben bir daha Cumhurbaşkanlığına aday olmayacağım derse de elbet ekendi bilir…

Ama bir devlet adamının gerçekten devlet adamı olması için de öncelikle halkın içinde olması gerekir…

Bu konuda bir değil bin kere düşünmek gerekir!

Halkın içinde sürekli bulunan Tatar, şimdi de halkın sorunlarının giderilmesi için inisiyatif üstlenmelidir…

Hükümet ortaklarına gelince…

Başbakan Sucuoğlu’nun Antalya ziyareti öncesi malumunuzdur biraz sancılı başladı…

Medya davet almadı dedi, kendisi gideceğim diye yanıtladı!

Gitti de…

Ama iki gün önce kabinede değişiklik yaparak!

Tahsin Ertuğruloğlu’nu kabineye eklemesi kendisi için bir anlamda Antalya biletini almasını sağladı…

Kesinlikle de gitmeliydi!

Zira bir başbakanın aynı zamanda ülkenin en büyük partisinin genel başkanı Antalya’ya çeşitli nedenler ortaya sürülerek gidemeseydi kesinlikle bu bir skandal olurdu…

Sucuoğlu’nun üzerinde de büyük bir gerginlik vardı ama orada üst düzey yapılan görüşmelerden sonra gerginliğin yerini bir rahatlama aldı!

Kabine oluşumunu ve sonrasını bir yana bırakıyoruz…

Sucuoğlu Başbakanlıkta daha çok yeni!

Ama eski hükümetlerin bir çok sözünde durmadığı, imzalarına sahip çıkmadığı işbirliği protokolleri var ortada…

Şimdiye kadar bu hep böyle oldu!

En son imzalanan protokolde bile 54 maddenin altına imza atılmıştı tek bir tanesi bile hayata geçirilmedi…

KKTC şımarık bir çocuk konumunda çıkamadı!

Bir kere şu kesindir…

Türkiye ve KKTC hükümetleri arasında eski muhabbet kalmamıştır!

Ankara artık karşısında iş yapan ve sözünde duran KKTC hükümetleri istemektedir…

Bunda da haklı yönleri fazladır!

Yapılan işbirliği protokolleri bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durması içindir…

Bunun tek yolu da reform yapmaktan geçer!

Hem de her konuda…

Çünkü artık bu ülkede Lale devri çoktan bitmiştir!

Cevizcinin çuvalı da bitmiştir…

Bundan böyle dilencilik yapmak da fayda etmeyecektir!

Attığımız imzalara sadık kalıp yerine getirirsek ne ala…

Aksi halde zaten ekonomisi yerlerde sürünen bu ülkeyi beklenenden çok daha kötü günler beklemektedir!

Antalya’da KKTC hükümeti ve bundan sonraki hükümetlere son bir avans ve şans verilmiştir…

Bunu iyi kullanan kalır kullanamayan öyle bir gider ki bir daha dönüşü filan da mümkün olamaz!

Dün 14 Mart Tıp Bayramı kutlamaları ve konuşmaları vardı ya…

Aslında biz bu konuda kutlamadan daha ziyade ağlamak gerektiğini düşünüyoruz!

En anlamlı mesaj K.T.Tabipleri Birliği Başkanı Özgül Gürkut’tan geldi…

Zira Lefkoşa’ya yapılması gereken 500 yataklı hastanesi artık yılan hikayesine dönmüştür!

Söylenen zamanda da temel bile atılmamıştır…

Gürkut sordu;

Bu hastaneyi biz niye yapamıyoruz!

Gerçekten de çok hoşumuza gitti bu çıkışı…

Çünkü biz hep hazıra alıştık!

Ankara yapsın biz üstüne yatalım sonra da bunu icraattan sayalım…

Bir kere bile denemedik!

Girişimde bulunmadık…

Yerinde ve anlamlı bir soruydu bu!

Hastanelerimiz tel tel dökülüyor, vatandaş mecburiyetten özel hastanelere ya da yurt dışına akın ediyor, biz bu kadar mı beceriksiz ve basiretsiz ki kılımız bile kıpırdamıyor…

Sahi Girne Yeni Devlet Hastanesi’nin ihalesi ne oldu?

İhaleyi kazanan işletme niye vazgeçti, biz ne yaptırımda bulunduk!

Bir de yarım kalan Güzelyurt Devlet Hastanesi’nin yarım kalan inşaatı var…

Yazmaktan bizim dilimizde tüy bitti ama sizlerde bu konularda ne bir açıklama var ne de icraat!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, Türkiye’den ülkeye 14 Mart Tıp bayramı nedeniyle gelen bir hekimin sözünü kesip müdahalede bulunmanız hiç de hoş karşılanmadı. Burası demokratik bir ülkedir ve konuşma özgürlüğü vardır. Bu arada yapacaksınız da başkalarını değil bu ülke halkının avukatlığını yapmanız önerilir…

Sayın Sunat ATUN, devletten aldığı işleri tamamlamayan bazı müteahhitlere destek kararıyla alınan kararlar iş bitirenlere ceza olarak algılandı. Bu arada birçoğunun konuyu mahkemeye taşıyacağı söyleniyor, hadi bakalım ayıklayın pirincin taşlarını şimdi!

Sayın Faiz SUCUOĞLU, hayli sıkıntılı bir süreçten sonra gergin gittiğiniz Antalya’dan mutlu dönmeniz kamuoyunda da gözlerden kaçmadı. Şimdi kimseni gözünün yaşına bakmadan reformları arka arkaya hayata geçirme zamanıdır, yeter ki imzalara sadık kalınsın sonrası kendiliğinden gelecektir…

Sayın Akın AKTUNÇ, yapılan yerel seçim anketlerinde gösterilen adaylar arasında birinci sırada olduğunuzu biliyor musunuz? Bu sonuçlar aday olma şansınızı da hayli yükselteceğe benziyor hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, partinizin tabanı yerel seçimlerde Lefkoşa Belediye Başkan adayı olmanız için hem fikir olmuş durumdalar. Bu konuda iyi bir isimsiniz şansınızın da bulunduğu yorumları yapılmaya başlandı…

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, pek kıymetli ağabeyinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma tanrıdan rağmen size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Ceyhun BİRİNCİ, Türkiye’den gelen konuk hekim arkadaşın konuşmasından sonra alkışlanması için de büyük çaba sarf ettiğiniz gözlemlenmiş. Bu arada iyi bir örgütlenme olmuş ama bu tür gayretler iki devlet arasında her türlü arızayı yoğunlaştırabilir…

Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele sahillerine yapılacak olan izinsiz yapılara meclis üyelerine danışmadan karar vermeniz özellikle de yerel seçimlerde başınızı ağrıtabilir. Kendi elinizle muhalefete malzeme verirseniz sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırsınız…

Sayın Barış TİLKİ, uzun yıllardır peşinde koştuğunuz adalet nihayet yerini bulacak gibi gözüküyor. Zanlı müfettişler pek yakında yargı önüne çıkarılıyor artık takip edip gözlerinizi dört açmanız da sizden…

Sayın Şifa ÇİKA, bundan böyle Lefkoşa’ya çöküp hem ticaret hem de örgütleme çalışması yapma kararı almışsınız. Bulunduğunuz bölge bir hayli hassasiyet taşıyor artık siz değil onlar düşünsün değil mi? Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…