“Anlaşmaya hazırlanın!”

Sıradan insanlar değil…
Kelli felli olanlar!
Siyasetin en üst basamağında oturanlar…
Aslında müzakerelerin hangi aşamada olduğunu bildiklerinden filan değil!
Onların kulağına fısıldananlardan bilgi sahibi olup fikir beyan ediyorlar…
“Bu kez tamam gibi!
İlk kez bu dönem Kıbrıs’ta bir çözüm olacağına inanmaya başladım…
Türkiye’den önemli mesajlar geliyor!
Perde gerisinde çoktan bitmiş bu iş…”
Söylemleri böyle!
Müzakerelerin hangi aşamasında olduğundan bile bilgileri yok ama fısıltı gazetesi sayesinde Kıbrıs sorunu bu kez kesin çözüldüğüne inanmışlar…
Bu söylentilerin bir nedeni de Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun son KKTC ziyaretinde etrafındakilere söyledikleri…
Çatalköy’deki golf sahasında golf oynarken Çavuşoğlu etrafında bulunanlara söylemiş;
“Anlaşmaya hazırlanın…”
İşte bunu duyan bir milletvekili Çavuşoğlu’nun bu söylemini öyle bir ciddiye almış ki şimdi önüne gelene ‘bu kez bitti çözüme hazırlanın’ diyor!
Allah duysun hepsini…
İnşallah bu kez gerçekten ‘son şans’ olur ve bu da olumsuz değil olumlu sonuçlanır ve yılların kanayan yarası artık iyileşir ve iki topluma çözüm olarak yansır!
Aslında hem Kuzey’de hem de Güney’de genel kanı şudur;
“Türkiye isterse bu iş olur…”
Beğenir ya da beğenmeyiz ama şu anda Güney’in de Yunanistan’ın da, hatta AB ve BM’nin de gözü Türkiye’dedir!
Her ne kadar müzakereleri Akıncı ve ekibi götürse de bunu Türkiye ile birlikte istişare halinde yapmakta ve ortak görüşlerin birleşimi olan bir plan referanduma sunulacak, bunda da Türkiye’nin büyük ağırlığı hissedilecektir…
Türkiye’nin onaylamayacağı bir sonuç zaten plan olarak ortaya konulamaz ya da Kıbrıs Türkünden onay alamaz!
Bu tespiti ülkenin genelinin düşüncesi olarak kabul ediyoruz…
Çavuşoğlu’nun deği gibi…
Öyle ya da böyle Kıbrıs Türkü anlaşmaya hazır olmalıdır!
Çünkü artık bunu Türkiye’de söz sahibi olan makamlar da dile getirmeye başlamış ve ilk mesajlarını vermişlerdir…
Ama…
Kıbrıs’ta anlaşma olmazsa olmaz değildir!
Anlaşma olacak diye de 1974 öncesine dönülme riski taşıyan olası bir çözüme zaten ne Ankara ne de Kıbrıs Türkü onay verir…
Onun için nasıl bir çözüm, hangi şartlarda bir çözüm yanında eğer çözüm bir kez daha gerçekleşmezse bunun alternatifleri de masaya yatırılarak tartışılmak durumundadır!
 
 
 
“Gel de ses çıkarma!”
 
“Karı koca ev satın almak için pazarlığa oturur. Ev sahibinin yüzüne 'Çok beğendik, her ne pahasına olursa olsun bu evi alacağız' der. Ev sahibi de bu enayilere fiyatta köküne kadar geçirir.
Bir toplumun kaderi, ciddi pazarlıklar edilmeden 'Bir an önce 'barış' ve 'ideoloji' uğruna kendi müzakerecilerimiz tarafından masada riske ediliyor!
-Tecrübeli Rum heyeti karşısında teknik olarak yetersiz ve kendi kişisel ideolojisi ile hareket ettiği izlenimi veren bir kadro!
-Bu toplumun daha önce yaşadığı kötü tecrübeleri küçümseyecek bir tedbirsizlik!
-Karşı tarafın hükümetinden, siyasilerinden ve halkından gelen olumsuz mesajlardan anlam çıkarmak istemeyen bir tutum!
-Türkiye'nin bölgesel çıkarlarını bile kale almayacak bir aymazlık!
Ve neticede;
'İKİ  HALKIN ÇIKARLARINI GÖZETEN BİR ANLAŞMA' olarak yutturulmaya çalışılan bir süreç yaşıyoruz!
Şimdi gel de 'BARIŞ KARŞITI' olmamak için buna ses çıkarma!..”
 
(Ahmet NİYAZİ)
 
 
 
“Esrar diyerek kendinizi kandırıyorsunuz!”
 
“Bilim FAYDALI BİTKİ derken siz onu YASAKLIYORSUNUZ.
Siz ona hala "ESRAR" diyerek kendinizi KANDIRIYORSUNUZ.
Ülkemiz KANSER, MS, Epilepsi ve birçok hastalıklarla kıvranırken siz ona hala cahilce "ÖCÜ" diyorsunuz.
Sadece 2 dakikanızı ayırın, izleyin ve UYANIN. Bu haber "EURONEWS" de yayınlandı.
Küresel İlaç Şirketlerinin Oyununa GELMEYİN.
Paylaşımlarımız devam edecektir, çünkü herkes gerçeklerle tanışma hakkına sahiptir.
Biz sadece "gereçeklerin esiriyiz".
BİLGİ ÖZGÜRLÜKTÜR"
 
(Barış MAMALI)
 
 
 
TDP’de ‘çakıcı’ sesleri!
 
TDP Mağusa İlçe Başkanı Mustafa Emiroğluları’nın ihraç kararıyla disipline verilmesi…
Bazı örgütlerde de ciddi tepkiye neden oldu!
Asıl tepki TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit’e…
Yeteri kadar otorite kuramamakla suçlanıyor!
Genel Başkan’a son tepki de TDP Lefkoşa Milletvekili Mehmet Çakıcı’dan geldi…
Çok ağır eleştirdi Çakıcı Genel Başkan Cemal Özyiğit’i!
Hatta partinin bölünme noktasına geldiğini de söyledi…
Aslında bu açıklamanın ardında başka mesajlar var!
Çakıcı ve Özyiğit arasında uzun zamandır soğuk rüzgarlar esiyordu…
Mehmet Çakıcı çoktandır TDP’nin yeteri kadar muhalefet yapamadığından şikayet ediyordu!
Şimdi Emiroğluları’nın ihraç istemiyle disipline verilmesiyle fırsat doğdu ve Çakıcı parti içinde yaptığı yoğun kulislerle genel başkanlığı istediğini ima etmeye başladı!
Bayram sonrası TDP’yi daha da sıkıntılı günler bekliyor…
 
 
 
Mobese sistemi olmayınca!
 
Erdinç Kuyumculuk’un soygun olayından sonra yayınlanan kamera görüntülerini izlediniz mi!
İkisi siyasi olmak üzere üç kişiymişler!
300 bin TL’lik altını alıp toz oldular…
Eldeki görüntüler sadece ikisinin siyasi olduğunu gösteriyor!
Hepsi bu kadar…
Şu anda KKTC’de yaşayan binlerce siyahi kişi var!
Bu görüntülere göre suçluların yakalanması olası mı, kesinlikle hayır…
İşte yıllardan beridir tartışılan ama bir türlü uygulamaya konulmayan mobese kameralarının önemi bu olayda da ir kez daha gözler önüne seriliyor!
Neden bir türlü devreye konulmuyor bilemiyorum…
Ama bu sistemin KKTC’ye gelmesiyle birlikte polisin işi de çok kolaylaşacak ve suçlular daha kısa sürede yakalanacak!
Bunu, kim niçin istemesin ki…