Akıncı bile bu kadar sinirlenip sesini yükselttiyse…
Bu işin sonu yaklaştı demektir!
Dün iki lider arasında yaşanan sıkıntılar bazılarında memnuniyet yarattı…
En çok çözümcü olarak bildiklerimiz bile Akıncı’nın masayı terk etmesi çağrısında bulunmaya başladılar…
Çünkü böyle düşünenlere göre artık Rum kesiminde yapılacak olan seçim çözümün önüne geçmiş ve bu işin tadı da kalmamıştı!
Peki Akıncı masayı niye terk etsin ki…
Zaten uluslar arası arenada arkamızda neredeyse hiç kimse yok!
Çözüm karşıtı damgası mı yiyelim…
…
Aslında Akıncı Rumların niyetini iki gün önceden vermiştir…
“Çözüm odaklıydı şimdi seçim odaklı oldu” dedi…
Böyle oldu diye müzakereler bitmeli mi!
Kesinlikle bitmemeli, ama pek ala ki bir seçim arası verilebilir…
Rumlar yeni yönetimlerini belirlesinler, sonra kaldığı yerden devam etsin!
Yok yeni yönetim ‘biz sil baştan’ isteriz dese de artık o da onların sorunu olur…
İster masayı terk ederler isterse devam kararı alırlar, o bizi bağlamaz!
Ama Akıncı kesinlikle dolduruşa gelip de içeride ‘kahraman’ olmayı aklından bile geçirmemeli!
…
Şu çözüm ve seçim meselesine biraz girmek istiyorum…
Bunun söylenmesinde amaç, Anastasiadis’in iç politikaya oynayacak olmasıdır!
Yani seçimden önce Kıbrıs’ı Kıbrıslı Türklerle paylaşmamak iç güdüsü…
Amaç Rum toplumundan daha fazla oy almak!
Bu da demektir ki Kıbrıslı Rumlar’ın çoğunluğu adada bir çözümden yana değildir…
Böyle olmasa Rum lider aksine masada arıza çıkarmaz daha fazla çözüme odaklanmalı ve bu yanıyla vatandaşından oy isterdi!
O da çok iyi biliyor ki Rum halkının büyük çoğunluğu adada çözüm istemiyor, Kıbrıslı Türklerle bundan sonraki dönemde hiçbir şeyi paylaşmayacak, buna da şiddetle karşı çıkacak…
Bize göre çözüm ve seçim derken bundan da bahsedilmelidir…
…
Her şeye rağmen…
Akıncı dün ne kadar sinirlendiyse de asıl olay masadan kaçırma meselesi olduğu için Rum’un oyununu bozmalı, şimdi daha fazla Rum kesimini çözüme zorlayıcı taktikler geliştirmelidir!
Bize göre kendisi şimdi eskisinden çok daha güçlüdür…
ELAM’ın önerisinin Rum Meclisi’nde kabul edilmesi Kuzey’de en uçtaki sağ ve sol kesimi bile birleştirmiş, ortak tepkiler ortaya konulmuştur!
İnancımız odur ki çok küçük bir azınlık dışında Akıncı’nın arkası şimdi çok daha kalabalıktır bu da kendisi için büyük güç anlamındadır…
…
Akıncı, masanın "soytarısı" değildir... "
“Türk tarafının hassasiyetini anlayın" diyen BM temsilcisine öfkelenip, kapı vurup, çıkacaksın... 45 dakikada yatışacaksın... Akıncı da "yüzüne kapı vurarak çıktığın odada" seni bekleyecek. Sonra da "ben geldiydim sen yoksun..." Herkesin bir süre düşünmesinde fayda var... Attığı her adımda "Akıncı suçlu, Anastasiadis haklı" öyle mi?
Bu ülkede çözüme inanan biri olarak söylüyorum... Akıncı'ya güveniyorum, zira süreci başından beri takip eden biriyim... Rum tarafının istediği "sadece toprak", vereceği ise "siyasi eşitlik..." Akıncı toprak verilmesi için harita sundu, 29.2... Halen masada siyasi eşitlik yok... Şimdi ne düşünelim? "Akıncı neden yüzde 25'e inmedi... Neden siyasi eşitlik ister..." diye Akıncı'ya sallamak en iyisi... O zaman herkes mutlu olur...
(Hüseyin EKMEKÇİ)
“Eroğlu’na da aynısını yaptı…”
“Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı Anastasiadis'in şimdiye dek çok fevri davranışları olduğunu itiraf ederken "bugünkü artık bardağı taşırdı" dedi.
Geçmişteki o fevri davranışları da Cumhurbaşkanının halkıyla paylaşması gerekirdi....Cumhurbaşkanımıza yapılan Türk halkına yapılmış demektir...
Anastasiadis 3. Cumhurbaşkanımız Derviş Eroğlu'yla görüşürken de gözlüklerini masaya savurmuş, yine öfkeyle kapıyı çarpıp gitmişti.
Ne sanıyor kendini bu zat?
Nefret, öfke ve kin siyaseti güdenlerle uzlaşmaya mı varılır?..”
(Ahmet TOLGAY)
Saflar sıklaştırılmalı...
“Sayın Akıncı bu süreçte dahi müzakerelerin kopmaması adına çaba veriyor, bu çaba güçlendirilmeli ve takdir edilmeli...
Anlaşılması gereken bir başka olgu daha var, mesele ortalık yangın yeri iken çözüm ve barışı savunmaktır, bugün ortalık yangın yeri bugün bir kez daha saflar sıklaştırılmalı, güney ve kuzeyde buna inanan insanlar inanmayan insanlardan daha fazla olmalı bunun için daha çok çalışılmalı,
Anastasiades'e çarptığı kapı açtırılır, güzel olanı bunu çözüm ve barışa inanların sağlaması yoksa kapı açılır birileri kapıyı açtırır...”
(Mehmet HARMANCI)
“Niyet eksikliği…”
"Anastasiades'in öfkelenip masayı nasıl terk ettiğini, kendi heyeti masada otururken ayağa kalkıp gözlüğünü fırlatıp, çantasını vurup kapattığını ve odadan çıkıp gittiğini ve ertesinde de "Türk tarafı masadan kalktı" şeklinde haberlerin basına Rum tarafınca bilinçli olarak nasıl yayıldığını daha dün gibi hatırlıyorum. O nedenle bugün Rum tarafının yaratmaya çalıştığı mizansene kimse aldanmasın. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın durumu tarifinden ne olup ne bittiği çok açıktır, Anastasiades'in ne yeni dar, ne de yeri dar olduğu içindir bu tıkanıklık. Mesele maalesef niyet eksikliği meselesidir..."
(Kudret ÖZERSAY)
MESAJ KUTUSU
Sayın Mustafa AKINCI, dünkü kapı çarpma olayına haddinden fazla kızdınız ama aslında çok da iyi oldu gibi geldi bize. ENOSİS olayına bir de kapı çarpma eklenince ansızın Kıbrıslı Türklerin size olan desteği eskisine göre ikiye katlandı. Bunu değerlendirmesini bilirseniz ne ala!
…
Sayın Serdar DENKTAŞ, dün sabah ansızın Ankara’ya uçup akşam da geri döndünüz. Bir takım ziyaretlerde bulunduğunuzu öğrendim ama Tuğrul Türkeş iye yine buluşup hasret giderememişsiniz değil mi!
…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, Mağusa Hastanesi’nde ciddi bir hemşire krizi yaşandığı yönünde şikayetler geliyor, bir el atmakta yarar görüyoruz. Bu arada Tren Yolu Polikliniği yıllar sonra da olsa girdi ya vatandaş epey mutlu ve mesut! Bu arada sahi burasının kapatılması hangi bakan döneminde olmuştu!
…
Sayın Akın AKTUNÇ, LTB’de bütçe görüşmeleri eğer siz ağırlığınızı koymasaydınız kesinlikle bu kadar rahatlıkla geçmezdi. Sadece başkandan değil Lefkoşa halkından da kocaman bir aferini hak ettiniz, tebrik ederiz!
…
Sayın Burhanettin KAYA, yine ne yaptınız ne ettiniz ve kaçak inşaatınızın en azından bir katını kurtardınız! Demek ki artık buradaki yatırımlarınızı bundan böyle buranın yasalarına göre belirleyeceksiniz değil mi!
…
Sayın Güliz KANER, pek yakında sigara dünyasına çok büyük bir yenilik getireceğinizi duyduk. Hatta yüzde 90 daha az zararlı olan sigaraya önce sizin başladığınız söyleniyor. Merak ve heyecanla bekliyoruz artık…
…
Sayın Afet ÖZCAFER, DP Genel Sekreteri olarak parti içinde çok büyük yetkiler aldığınızı duyduk. Şimdilik gayet iyi gidiyorsunuz ama siz yine de sizin makamı içine sindiremeyenler olduğunu unutmayın olur mu!
…
Sayın Kutlay ERK, sizin gibi sürekli çözüme sürekli destek veren birisi bile artık müzakerelerden çekilme çağrısı yapıyorsa durum epey ciddi demektir! İyi de asıl sorun bundan sonra ne olacak, bu konuda bir alternatifiniz var mı!
…
Sayın Mehmet ADAHAN, önceki akşam yapışık ikiziniz Habil Tülücü ile birlikte Mesarya’nın göbeğinde kalabalık bir grup ile çok özel bir yemekli toplantıda görülmüşsünüz. Hayırdır yakında düğmeye mi basıyorsunuz!
…
Sayın Ercan KÜÇÜK, restoran işletmelerinin sorunlarının çözümü için hükümet nezdinde başlattığınız ziyaretler üyeleriniz tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Bir çoğu eğer bir önlem alınmazsa çok yakında kepenk indireceklerini söylüyorlar!
…
Sayın Raif BURAN, hava tahminleriniz son aylarda tam isabet olarak algılanmaya başladı. Vatandaş sizden gelen haberlere göre giyim kuşamını belirlediklerini söylüyorlar. Sez ve ekibinize de teşekkür mesajlarınız geliyor, tebrik ederiz…
…
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, sevgililer günü akşamı eşiniz sizden çok romantik bir gece hazırlamanızı bekliyordu ama siz bir kilo hamsiyle geceyi geçirdiniz. Böyle hatalar hep bir yere yazılır ve günü gelince ortaya çıkar aman dikkat…
…
Sayın Ahmet LATİF, Akdoğan’da her nedense en fazla yaşlı kesimden destek aldığınız ve bunun da her birinin yaş günü için evlerine gittiğinizden dolayı olduğu konuşuluyor. Hatta bir çoğunun evlatları bile el öpmeye gitmiyormuş değil mi! Demek ki fazlasıyla hayır duası alıyorsunuz ne mutlu size…
…
Sayın Reşat AKAR, yeni bir televizyon kanalı için yoğun bir çalışma temposu içine girdiğiniz konuşuluyor. Yani sizde ki enerji de sanki hiç bitmeyecek gibi depolanmış. 40 yıldır yorulmak bilmediniz. Hayırlı olun inşallah…
…
Sayın Ahmet SENNAROĞLU, tamam çok gençsiniz, heyecan dolusunuz ama siz yine de özellikle komşu belediyelerle arayı açmamaya bakın deriz. Zira en umulmadık anda onlara muhtaç olabilirsiniz, bizden uyarması…