Akansoy, 5+1 öncesi bir dizi toplantılar yapılmasının irade açısından da önemli olduğunu belirtti.
CTP’den yapılan açıklamaya göre, Kanal T’de Nazan Erişkin’in sorularını yanıtlayan Akansoy, “BM zemini dışına çıkılmamış olsaydı, derdimizi dünyaya çok rahat anlatabilirdik” dedi.
-“İki taraf arasında ciddi farklılıklar var”
CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, yeni geçiş kapılarının açılmasıyla ilgili süreci değerlendirerek, şu ifadeleri kullandı:
“İki kapının açılmasıyla ilgili istişareler yapıldı. Güney Kıbrıs’taki bazı bölgelerin sakinleri, yeni kapıların açılmasını talep ediyor. Hangi kapıların açılabileceği konusunda bir durum ortaya çıkmıştı. Türk tarafı Haspolat’ın açılmasını talep ediyor. Metehan geçiş noktasında büyük bir sıkışıklık yaşanıyor ve toplam geçişlerin yüzde 65’i buradan sağlanıyor. Haspolat’ın açılmasıyla birlikte bu sıkışıklığın azalması bekleniyor. Buna karşılık, Rum tarafı ise özellikle Kiracıköy’ün açılmasını istiyor.”
Kapılar meselesinin, Ekim 2024’teki New York görüşmesinde gündeme geldiğini kaydeden Akansoy, “BM Genel Sekreteri, taraflara ‘adaya dönün ve yeni geçiş noktaları üzerinde çalışın’ talimatı verdi. Ayrıca geniş katılımlı yani Kıbrıs’taki iki taraf, üç garantör ülke ve kendisinin katılacağı gayrı resmi bir toplantı düzenleyeceğini belirtti. O tarihten itibaren, yeni geçiş noktalarıyla ilgili yoğun bir trafik yaşanmaya başladı” diye konuştu.
“Bizim istediğimiz, Kıbrıs konusunda sonuç odaklı somut adımların atılmasıdır” diyen Akansoy, mart ayında düzenlenecek 5+1 formatındaki toplantının önem taşıdığını vurguladı.
Asım Akansoy, “Şu anda her iki taraf, Mart toplantısı öncesinde pozisyon alma ve pozisyon yükseltme çabası içinde. Hem Sayın Tatar’ın hem de Sayın Hristodulidis’in tavırları, BM Genel Sekreteri nezdindeki pozisyonlarını korumaya yöneliktir. Ancak iki taraf arasında ciddi siyasi farklılıklar bulunmaktadır” dedi.
-“Kapsamlı çözüm BM zemininde sağlanabilir”
Kapsamlı çözümün, BM zemininde, siyasi eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde belli bir zaman dilimi içinde sağlanabileceğini söyleyen Akansoy, “2006 - 2017 arası mutabakatlarda büyük uzlaşılar vardır. Yapılması gereken sonuç odaklı adımları atacak siyasi iradeyi göstermektir” dedi.
Akansoy, bölgesel gelişmeler çerçevesinde Kıbrıs sorununun daha fazla bekleyebilecek bir durumunun bulunmadığını söyledi.
“Kıbrıslı Türkler olarak masada, BM zemininde, ortak akılla ve maksimalist yaklaşımlardan uzak bir şekilde yer almamız gerekiyor” diyen Akansoy, BM Güvenlik Konseyi kararlarının dışına çıkarak ayrılıkçı bir pozisyon alınırsa, bunun bedelini Kıbrıslı Türklerin ödeyeceğini söyledi.
Akansoy, dünyada istikrarsızlık yaratan eski rejimlerin yerinden söküldüğünü söyleyerek, “Suriye’nin nasıl şekilleneceği, Orta Doğu’nun geleceğiyle ilgili bize ışık tutacaktır” dedi.
Orta Doğu’nun istikrarlı hale getirilmesi projesinin, Doğu Akdeniz havzasını doğrudan etkilediğini belirten Akansoy, dört buçuk yıllık bir zaman kaybı yaşandığını savundu.
Akansoy, “BM zemini dışına çıkılmamış olsaydı, derdimizi dünyaya çok rahat anlatabilirdik. Bu bağlamda batı ile ilişkilerimizin kopmasının büyük zararları oldu” dedi.
Kıbrıs sorununun, 2017’de Crans-Montana’da tıkandığını, ancak 2019’daki üçlü Berlin buluşmasının göz ardı edilemeyeceğini belirten Akansoy, “Yaşanan süreç, Kıbrıslıların kendi iradesinin yansıdığı bir müzakereydi. Ancak Kıbrıs Rum lideri Anastasiadis’in masayı devirmesi süreci olumsuz etkiledi” diye konuştu ve gevşek yani merkezi zayıf bir federal yapının şu an Kıbrıslı Rumlar tarafından da kabul edilmesinin ise büyük önem taşıdığını kaydetti.
-“5+1, süreç için önem taşıyor”
Asım Akansoy şöyle devam etti:
“5+1 toplantısı önem taşıyor. Orada nasıl bir karar üretileceği belirsizliğini koruyor. Toplantıların gayri resmi düzeyde devam edeceği, tüm konularda uzlaşma sağlandıktan sonra resmi müzakerelere geçileceği ve bu sürecin resmi müzakerelerde tamamlanacağı konuşuluyor. Şu an yapılan tüm görüşmeler gayri resmi düzeyde. Bunun sebebi, BM zemininin dışında olunmasıdır. Mart ayında tarafların temel konulardaki görüşleri, kırmızı çizgileri ve farklılıkları konuşulacak. Garantör ülkeler ve iki taraf çözümle ilgili temel meseleleri ele alacak”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a da çağrıda bulunan Akansoy, “Sayın Tatar, Kıbrıslı Türkleri temsilen toplantıya katılacak. Ancak toplantı öncesinde Meclis’in devrede olması, yapılacak hazırlıklar ve ortak akıl, temsiliyetin meşruluğu açısından büyük önem taşıyor. Risklerin ve fırsatların ne olduğu, ne yapılabileceği konusunda siyasi partilerle görüş alışverişine ihtiyaç var. Mart öncesinde bir dizi toplantı yapılmalı. Ayrıca Sayın Tatar’ın toplantıya yalnız mı yoksa beraberinde bir heyetle mi katılacağı da netleştirilmeli” dedi.