“Ajanlık Kurumu” Ve “bilcümle eloğulları”...

Ülkemiz KKTC'de Bazıları , Halk deyimiyle: ,
At iziyle it izinin birbirine karıştırılmak istendiği ortamlarda küçük , küçük yol almayı marifet olarak benimsenmesine ve tüm ülke politikalarının, bu şekilde mayalanması gayretkeşliği içerisine girmiştir.
Değerli okurlarım ,
Meşhur Ekim Devrimi’nin ilk uygulamalarında henüz daha deşifre edilemeyen 2 bin ajan ve onların organik uzantılı ilişkilerinin-kulaklarının sistemi için için yiyip bitirme görevlerini bihakkın yerine getirdiklerini -günümüzdeki bugün bile Sovyet Rusya' da ki tiksindirici geçmiş örnekleriyle- daha iyi görüyor ve anlıyabiliyoruz.
Kruşçev’ler,
Brejnev’ler,
Gorbaçov’lar,
Yeltsin’lerin üstlendiği bu türden uğursuz projelerinde herhalde bunların çocukları da işbaşı yapmış olmalıdır diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
İnsanın aklına acaba Osmanlı’nın 700 yılı üzerine TC’nin 96 yıllık güçlü devlet geleneklerinin organik uzantısındaki “Ajanlık Kurumu” işbaşındamıdır?
Günümüzün burjuva ve küçük burjuva yaklaşımlı buna gazeteci örgütlerindeki maskeli burjuva ajanları, dahil bizim lisanımızla;
“bilcümle eloğulları”
sızdırıldıkları bu türden örgütlerde,kurumlarda ve LİDER etraflarında kuyruk sallayarak kendilerini gizleyebilmektedir.
Lenin’in Çarlık Rusyası’nda 1840-1900 yılları arasında, tam 60 yıl süreyle Çarlık otokrasisine karşı savaşan Narodnik-Anarşist akımların eylemlerine karşı daima şunları söylediğini biliyoruz:
“Biz böyle yapmayacağız!..”, “Boşuna tüten dumanlar misali olmayacağız!..
” Lenin’in önderliğindeki Bolşevik Partisi’nin Proletaryanın öncülüğündeki Devrimi nasıl yaptığı ayrıntılı biçim ve içerikleriyle bilinmektedir.
Belgelidir.
“Bir burjuva ajanı Komünistlerin örgütüne sızdığında,
örneğin sabah saat beşte kalkıyorsa,
militanlar gibi düzenli spor yapıyorsa,
yemesine, içmesine, giyim-kuşamına, sağlığına dikkat ediyorsa,
bağımlılık ve kötü alışkanlıklarından arındığını kanıtlıyorsa,
militan ve özverili ise,
partinin verdiği görevleri harfiyen yerine getiriyorsa,
aidatını aksatmadan ödüyorsa,
Eğitim-öğretim çalışmalarına katılıyorsa,
teorik, ideolojik formasyonunu sürekli geliştirip güçlendiriyorsa,
kurullarda eleştiri-öz eleştiri - öneri ve uyarı yapıyorsa,
kitle çalışmalarında örgütüne yeni kadrolar getirip kazandırıyorsa,
Parti’nin kurumsal merkezi disiplinine her şart altında uyum sağlıyorsa, vbg. nitelikleri olan ajanlar,
bu konumlarıyla artık burjuvazinin değil bizim ajanımızdır…
” Lenin’in burjuva ajanlık kurumu hakkında söylediği en anlamlı değerlendirme bu mealdedir.
Lenin'in; “Okrana’nın bu türden nitelikleri olan ne kadar ajanı varsa hepsini bize göndersin!..”
Bolşevik Partisi’ne sızdırılan en önemli ajan Roman Malinovski’nin (1876-1918) hayatı yeterince incelendiğinde Lenin’in burjuva ajanlık kurumu hakkındaki gerçekçi tavrı daha iyi anlaşılacaktır.
Değerli okurlarım ;
Acaba örneklerini bilginize getirmiş olduğum figürlerin rahmetlik Necmettin Erbakan hocanın dile getirerek sloğanlaşan BUKALEMUN deyimi anlamını ve önemini yazımızda bulmuşmudur
diye sizlere izninizle ,
SORMAK İSTİYORUM?