Günlerden 15 Temmuzdu.Öğle vaktiydi Babam eve gelmiş Makariosun öldürüldüğünden cuntanın darbe yaptığından bahsediyordu.
Yedi yaşındaki bir çocuk için anlamsız kelimlerdi bunlar ama iyi gitmeyen bir şeyler olduğunu hisedebiliyordum.
Sonra bir telaş ve koşuşturmalar.
Babamı bu süreçte hatırlamıyorum .
Sonradan öğrendiğme göre silah altına çağrılmışlar.
Annemin bizi alarak karşımızdaki komşumuzun bahçesine gitmek üzereyken rahmetli eniştemin bizi alıp anneannemin evine oradan da deredeki mağaraya götürdüğü aklımda.
Saklanmak için gitmek üzereyken ayrıldığımız karşı komşumuzun bahçesine düşen havan mermisi le 2 genç kızın şehit olduğunu sonradan haber aldık.
Saklandığımız mağranın üzerine ve etrafa havan mermileri düşerken korku ve sıkıntı
yıllar sonrada hatırladığınızda hala tazeliğini koruyor.
Bombalar düşerken daha güvenli bir yer diye Lefkedeki Malyalının sinema dediğimiz yere doğru yollarda koşusturmamız.Etrafa düşen havan mermilerinin önümüze düşen şarapnel parçaları,
Susuzluk,
Sinemada idrar ve ter kokuları arasında yerlerde yatışımız.
Sonra esirlik.
Saklanmış olduğumuz Sinemadan sıra halinde çıkışımız.
Yol kenarına dizilmiş palikaryalar.
7 yaşında ellerini havaya kaldıran çocuklar.
Çarşı içinde delik deşik olmuş asfaltta oturup beklememiz .
Elllerindeki makineli tüfekleri üzerimize doğrultarak tetik düşüren Yunan askerleri.
Akşam babasız evlerimize gönderilişimiz ,
Evlerimizde ne olacağız diye korku ,sıkıntı ve endişe ile bekleyişimiz.
Silah sesleri ,havan mermilerinden delik deşik olmuş yollar,caminin içinden çıkan siyah dumanlar,silahlar ,
Evimize elektrik sayaçlarını kontrol edecekleri bahanesi ile ansızın baskın yapan Rum askerlerinin Yunan askerlerinin bir el feneri bahanesi ile babamı alıp götürmeye kalkması,
Annemin o sıkıntı içinde biraz olsun neşe buluruz diye henüz 1 yaşındaki kardeşimin doğumgünü için hazırladığı pastasını kesecekken pencereden beliren Rum askerleri,
Evin önünde her araba duruşunda babamın eline bıçağı alıp beklemesi
Havada hiç bitmeyen barut kokusu.
Savaşın nasıl bir şey olduğunu an ve an yaşayarak öğrenmeniz.
Sonra 20 Temmuzda adaya çıkan Türk ordusunun 16 Ağustos 1974 öğleden sonrası Lefkeye girişi.Tankların üzerini dolduran Halk.
Bayraklar.
Lefkeye giren Türk askeri ile kucaklaşmamız.Saçı sakalı uzamış botları patlamış askerlere su verişimiz.
Sonra oyuncaklarınızın oyuncak askerler ve silahlar olduğu bir çocukluk.
Rüyalarınızda sizi uykunuzdan uyandıran savaşlar.
Lefkedeki dere yatağına açılmış çukurlar ve her 20 Temmuzda bunun ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlayıp daha iyi anlayabileceğiniz bir hayat.