Toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirler. Biz de aynen öyle yönetiliyoruz, layık olduğumuz şekilde.

CTP İskele Milletvekili Biray Hamzaoğulları’nı Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmayı kınadığımı belirtmek isterim. Birkaç doktorun hatasını tüm doktorlara mal etmek hatanın en büyüğüdür. Sayın Hamzaoğulları’nın yaptığı davranışa binaen kendisine bir gönderme yapmak isterim.

Meclisimizin durumu ortada… Meclis kürsüsünden her gelen ‘’külhanbeyi’’ olursa vay halimize! Geçen gün Mehmet Çakıcı’nın açtığı pankart, birkaç yıl önce Ejder Aslanbaba’nın dolarlarla kürsüden yaptığı hitap, yine bir yıl önce Özgürgün ile eski Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun yaptığı ağız dalaşı tüm bunlar gibi daha birçoğu meclisteki seviyenin nerelerde olduğunun göstergesidir. Meclis erkeklerin kahvesi, sokaktaki bir meyhane, hele hele kişisel düşüncelerin argo kelimelerle sarf edilip, kavga edileceği bir ring alanı değildir. Bir kadının başkanlığında yürütülen, saygınlığı olan bir alandır. Ama maalesef sokak ağzının hâkim olduğu, külhan beyliğin geçtiği, saygısızlığın üst düzeyde olduğu bir mekâna çevrilmiştir. Meclis’in şimdiki durumu içler acısı iken vekillerin ya da bakanların halk tarafından saygınlık görmesi mümkün değildir.

Her konuşan siyasetçi ağzından çıkacak kelimelerden mesuldür. Kimse çıkıp da hakaretlerle dolu konuşma yapma hakkına haiz değildir. Evet, Biray Hamzaoğulları’na sadece doktor vekillerden tepki gelmedi, büyük bir çoğunluk kendisini kınadı. Ağzından çıkan kelimelerin esiri olması, söylediklerinden dolayı özür de dilemesine neden oldu. Ama öncelikle bilinmelidir ki birkaç kişinin duruşu, yanlışı, hatası ya da kişiliği genelleme yapılarak birçok insana mal edilemez. Üslup bu olmamalıdır.

Kendisi ile geçtiğimiz gün Mehmetçik Belediyesi’nde bir araya geldik. Olay adam olması onu mutsuz etmemiş anlaşılan. Bir de üzerine gazeteciler için ayni üslupta birkaç söz etme cüretini de gösterdi. Saygımdan ses çıkarmamış olmam söylediğini kabul ettiğim anlamında değildir. Tıpkı doktorlara yaptığı hakaret gibi birkaç gazetecinin yanlışını tüm gazetecilere mal ederek suçlamada bulundu. Üzüldüm doğrusu. Ama bir gerçek de vardır ki ‘’Toplumlar layık olduğu şekilde yönetilirler’’. Yani hasbel kader vekil olmuşlarla Biray beyi biz ayni kefeye koyuyor muyuz? Aşk olsun yani!!! Yani birileri sizi o koltuğa layık görerek seçmiş olabilir. Siz koltuğun hakkın belki bölgenizde yaptığınız çalışmalarla vermiş olabilirsiniz ama halkın önünde ve de canlı yayının yapıldığı anda yaptığınız konuşma Erenköy halkını değil tüm halkı ilgilendirir. Yani bu halkın vekiline yakıştırmadık doğrusu. Bir de kürsünden özür dilediniz ya sırf dilemek için, inanın ki özrünüz kabahatinizden büyük!