Başbakan Hüseyin Özgürgün, yaşanan trafik kazasından dolayı çok üzüldüğünü, bazı
kesimlerin kaza ve acı üzerinden siyaset yürüttüğünü ve öğrencilerin istismar edildiğini
belirterek, “Biz buna sessiz kaldıysak bir şeyden çekindiğimiz için değil. Sorumluluk
bilinciyle, ortamın gerilmemesi anlamında sessiz kalma oldu ama hükümet de gerekli
kararları üretti” dedi.
Diyalog TV’nin sorularını yanıtlayan Başbakan Özgürgün, sendikal eylemlerin bir
dayanağı olması gerektiğini ifade ederek, 6 ay kadar önce göreve gelen hükümetin kendi
bütçesini dahi yeni kullanmaya başlayacağını, önceki hükümetler döneminde başta
ekonomik ve mali konular olmak üzere birçok konun da geciktirildiğini ve bu
hükümetin hallettiğini söyledi.
Son 3 yılda 3 hükümet değiştiğini, hükümetlerin kuruluş süreçlerinin üç aylık süre
aldığını ve bu yapıda istikrar yakalamanın ve iş yapmanın mümkün olmadığı dile
getiren Başbakan Özgürgün, UBP-DP hükümeti döneminde, özellikle öğretmenlere ilk
kez hazırlık ödeneğinin peşin ödendiğini ve 2011 sonrası işe giren öğretmenlere de ilk
kez hazırlık ödeneğini ödendiğini kaydetti.
UBP-DP hükümetinin, geçen 6 aylık sürede geriye dönük mali anlamda bütün
yükümlüklerini yerine getirdiğinin altını çizen Başbakan Özgürgün, “Bu hükümet, 6
aylık sürede geriye dönük, mali anlamda bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği gibi
diğer alanlarda da önemli işler yapacağına dair sinyaller var. Böyle bir hükümet istifaya
davet ediliyor” dedi.
“ACI ÜZERİNDEN SİYASET YAPILIYOR”
Trafik kazasından dolayı çok üzüldüğünü belirten Başbakan Özgürgün, bazı kesimlerin
kaza ve acı üzerinden siyaset yürüttüğünü, öğrencilerin istismar edildiğini söyledi.
Başbakan Özgürgün, “Biz buna sessiz kaldıysak bir şeyden çekindiğimiz için değil.
Sorumluluk bilinciyle, ortamın gerilmemesi anlamında sessiz kalma oldu ama hükümet
de gerekli kararları üretti. Özellikle alınması gereken tedbirleri hükümet üretti” dedi.
“SAAT KONUSU DA SİYASİ İSTİSMAR EDİLİYOR”
Saat konusuna teknik olarak baktıklarını, Türkiye ile aynı saat dilimini kullanma
konusunun da siyasi istismar edildiğini ifade eden Başbakan Özgürgün, okul ve mesai
başlangıç saatlerine yarım saat geç başlattıklarını bu kez de “Avrupa saati isteriz” diye
talepler geldiğini söyledi.
Başbakan Özgürgün, “Burada teknik olarak, bütün ulaştırmamız,
haberleşmemiz,bankacılık ve mali sistemimizin tamamıyla bağlı olduğu ve bizi tek
tanıyan çıkışı nasıl farklılaştıracaksınız. Teknik olarak ciddi aksamalara sebep olacak.
Sorun olmayacağını söyleyenler Güney Kıbrıs’a uydurulmasını isteyenlerdir. Güney’e
uymak zorunda değilim, Güney’e uymak diye de bir şey söz konusu değil. Şuanda bizim
saat olarak Türkiye ile farklılaşmamız bizim için çok ciddi teknik ve açılımlar
konusunda da sıkıntılar yaratacak. Alt yapıları hazırlamadan bunu bir anda yapmak
karanlığa kurşun sıkmak olur. Dolayısıyla saat konusunda herhangi bir şekilde bunun
olmayacağını hükümet söylüyor. Sessiz kalmamızın sebebi olayı germemek” dedi.
“BUGÜNE KADAR GÜNEY BİZİMLE NE PAYLAŞTI Kİ”
Saatlerin Güney Kıbrıs ile aynı olmasını isteyenlerin olayı siyasi yöne çektiğine işaret
eden Başbakan Özgürgün, “Bugüne kadar Güney bizimle ne paylaştı ki. Bir telefon işini
bile Sayın Cumhurbaşkanı halledemedi. Federasyonlar bir futbol işini halledemedi.
Hiçbir şeyde seninle bir şey yapmak istemeyen birisine niye saatini uyduracaksın.
Türkiye ile farklılaşmayı buna tercih edenlerin siyasi istismar yaptığı açık. Saat
konusunda teknik olarak geri adım atmak mümkün değil” dedi.
Hükümetin belirlediği saatlere uymayanlara Anayasal ve yasalar çerçevesinde
gerekenin yapılacağını kaydeden Başbakan Özgürgün, hükümetin bu uygulamayı
zorluk çıkarmak için almadığını, zaten 3 ay sonra günlerin uzayacağını ve saatin eski
haline geleceğini söyledi.
Başbakan Özgürgün, sendikaların eyleminin siyasi istismar olduğunu, bu kadar
patlamaya sebep olacak bir eylemi ancak özlük ve mali haklarda gerileme olursa
anlayışa karşılayabileceğini, ama şuanda öyle bir durum olmadığını söyledi.
Başbakan Özgürgün, üç bakanın istifasının istenmesiyle ilgili olarak da, koalisyon
hükümeti olduklarını ve başbakan olarak sorumluluğun kendisinde olduğunu ifade
ederek, bu anlamda yapılması gereken bir şey varsa çekinmeden yapacağını, ama
bütçesini yapmamış 6 aylık bir hükümete 6 aylık bir bakanı, yol sorunu ve “kötüdür”
diye görevden almanın da pek doğru olmayacağını söyledi.
Başbakan Özgürgün, idari sorumluluğun değerlendirilebileceğini, hükümete zaman
verilmesi gerektiğini kaydetti.
“ORTAYA GETİRİLEN SORUN ‘SAATİ GERİ AL’ KONUSU”
Eylemlerin sonra ermesi için, yapılabilecekleri hükümetin zaten yapacağını, ama “saati
geri al” demenin tamamen siyasi sonuç doğuracağını, o zaman da ülkeyi “hükümet mi
yönetiyor sendikalar mı yönetiyor” noktasına gelineceğini dile getiren Başbakan
Özgürgün, sendikaların temsil ettikleri kesimlerin sorunlarına yönelik sendikal
eylemlere hükümetin diyalog yoluyla katkı koyduğunu ve koyacağını, ancak ortaya
getirilen sorunun “saati geri al” olduğunu aktardı.
Teknik olarak bunların zaten çözüldüğünü, hükümet olarak saat konusunda Türkiye ile
ayrışmanın çok büyük sorunlar doğuracağını ve bunun siyasi istismar konusu
yapılmaması gerektiğini söylediklerini ifade eden Başbakan Özgürgün, “Her
ayaklanana istifa verilirse ülke yönetilemez” dedi.
Haklı talepleri hiçbir zaman göz ardı etmeyeceklerini vurgulayan Başbakan Özgürgün,
dünyanın her yerinde ekonomik krizler yaşandığını, krizlerde sendikaların da eylem
yapabileceğini, ülkede bunların hiç biri yokken kazayı bahane gösterip, istifa istemenin
ve saatleri de bahane göstermenin siyasi istismar olduğunu söyledi.
“HÜKÜMETİN MAAŞLARDAN KESİNTİ YAPILMASI
KARARI VE DÜŞÜNCESİ YOK”
Maaşlardan kesinti yapılması yönünde hükümetin bir kararı olmadığını belirten
Başbakan Özgürgün, sendikalarla tartışma tansiyonun yükseldiği bir anda Maliye
Bakanı ile böyle bir konuşma geçtiğini, ancak hükümetin bu yönde bir kararı ve
düşüncesi olmadığını kaydetti.
“GÜVENLİK VE GARANTİLERE DÜNDEN
DAHA FAZLA İHTİYAÇ VAR”
Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) Kıbrıs konusundaki yaklaşımlarının belli olduğunu,
UBP’nin 1975’den beri aynı şeyi söylediğini, adını ve rengini değiştirmediğini
vurgulayan Başbakan Özgürgün, bir anlaşmada Kıbrıs Türk halkının eşitliğin tescili
gerektiğini vurguladı.
KKTC’nin bugün sahip olduğu toprak bütünlüğün bir anlaşmada hiçbir şekilde
bozulmayacağı şekilde sınır konulması, hiç kimsenin yerinden, malından ve mülkünden
olmaması gerektiğini, UBP’nin bunu istediğini anlatan Başbakan Özürgün, Rum tarafı
ve Yunanistan’ın isteklerine bakıldığında Maraş, Güzelyurt ve Karpaz’ın istendiğini,
Türk askeri ve garantörlüğün istenmediğini aktardı.
Başbakan Özgürgün, çevre ülkelere bakıldığında, güvenlik ve garantilere dünden daha
fazla ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye’nin adada sağladığı huzur ve refahı Kıbrıs Türk
halkının gözü gibi koruması gerektiğini vurgulayan Başbakan Özgürgün, sınır
düzenlemesinin yapılabileceğini ama bu düzenlemenin kimseyi yerinden etmememsi ve
KKTC’nin toprak bütünlüğünü bozmaması gerektiğini kaydetti.
“RUM TARAFININ ALAMADIĞI BİR TEK
GARANTİ KALDI, ŞİMDİ ONUNLA UĞRAŞIYOR”
Rum tarafının her istediğini aldığını, alamadığı bir tek garantinin kaldığını ifade eden
Başbakan Özgürgün, “Alamadığı bir tek garanti kaldı şimdi onunla uğraşıyor. Türk
ordusu da çıkınca Rum tarafı istediğini yapacak. Böyle bir anlaşmaya UBP ‘evet’
diyemez. Mümkün değil. Kurulacak sistemin çatışmaya ve kargaşaya yol açmaması
lazım” dedi.
Başbakan Özgürgün, bugün gördüğü koşullardaki bir anlaşma UBP’nin “evet”
demesinin mümkün olmadığını sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilisim