Hediye almak rüşvete girer mi, hediyenin büyüklüğü veya küçüklüğünün bir önemi var

mıdır örneğin Merkez Bankası Başkanının bir banka sahibinden, bir bankanın yönetim

kurulu başkanı veya genel müdüründen hediye alması etik midir?

Böylesi bir yüzsüzlüğe bilerek alet olan bir Merkez bankası başkanı hediyenin geldiği

bankayı artık ne kadar denetleyebilir bir düşünün.

Ya da YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın çocuğunun düğün masraflarının bir kısmı bir

özel üniversite tarafından hediye adı altında karşılanabilir mi?

YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı’nın kızının düğün bastişlerinin Kıbrıs Sağlık ve

Toplum Üniversitesi mütevelli heyeti üyesi olan eski Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst

tarafından düğün hediyesi olarak karşılanması ne kadar çirkin ve etik dışı ise istediğin

kadar eski dostun olsa YÖDAK Başkanı olarak Turgay Avcı’nın böylesi bir hediyteye

tenezzül etmesi ve bunu savunması da bir o kadar çirkin ve etik dışı ve sorgulanması

gereken bir kabul edilemez, içe sindirilemeyecek bir davranış.

Basdiş skandalı rezaletin daniskası.

Emsal olaylarda Savcıların yorumları ibret alınacak cinsten.

“Menfaat teminini suç olarak düzenleyen rüşvet dışında usulsüz hediye kabulü, irtikap

gibi pek çok suç da bulunmaktadır” olayın özeti aslında.

Anlamak isteyene elbette.

Farklı yorumlama ise rüşveti hediye adı altında masumlaştırmaktan başka bir sonuç

doğurmaz.

Peki skandalın ortaya çıkmasının ardından YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı’nın

açıklamalarına kargalar gülse bile yaşananlar kelimenin tam anlamı ile çürümüşlüğün ve yüzsüzlüğün ta kendisi.

Kendisi ile ilgili diğer tüm iddialar bir yana basdiş skandalına dair yaptığı açıklamada

eski dostu Kemal Dürüst’ü yerin dibine sokması bir yana tam bir pişkinlik örneği.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bir gece bir imza ile atadığı YÖDAK Başkanı Prof. Dr.

Turgay Avcı’nın artık ya istifasını istemeli ya da görevden almalı.

Bu Devlet bu devleti en çok sevdiğini söyleyenlerden çektiği kimseden çekmedi ve

sayenizde Devlet yedi kocalı Hürmüz’den beter oldu.

Övünün eseriniz ile kimseyi de CTP ve TDP’ye oy verdi diye Rumculukla suçlamayın.

En büyük ihanet sizin ortaya koyduğunuz beceriksizlik, aymazlık, yüzsüzlükten başka

bir şey değil çünkü.

Kayıtsızlığınız ile böylesi bir skandalı normalleştirdiğinizin ve hediye adı altında

masumlaştırılmasına izin verdiğinizin farkında bile değilsiniz.

Yazıklar olsun…

Ha keşke sığınma evi çare olsaydı

“Son günlerin modası…

Herkesin elinde bir kağıt parçası, konuşma yapıyorlar!

Aile içi şiddet yasası bir an önce geçirilsinmiş..

Sonra devam ediyorlar…

Ülkeye bol miktarda sığınma evi açılsınmış!

Pes doğrusu, kulaklarıma inanamadım…

Bunları söyleyenler ne kadar çok sığınma evinin o kadar çok şiddet demek olduğunu acaba akıllarından geçirmediler mi!

Modaya uyanlar anladığım kadarıyla gaza gelip aslında büyük gaf yapıyorlar…

Aile içi şiddet yasasına evet ama sığıma evine asla!

Çoktandır içimde uhdeydi, yazmak bugüne nasip oldu:

Çok değer verdiğim, saydığım bir hanımefendi…

Tam bir entelektüel bir isim!

Sosyal hayatı epey hareketli toplumda saygınlığı olan birisi…

Eşinden şiddet gördüğünü duymuştum, kendisi ile bunu paylaşma ihtiyacı duydum ve görüştüm…

İçimden de ha keşke bunu doğrulamaz diye geçiriyordum!

Ne yazık doğruymuş…

Eşinden şiddet görmüş ve şu anda ayrılma aşamasındalar!

Eşi de öyle eften püften birisi değil…

Toplumda saygın bir yeri var ama gelin görün ki ne görünüş ne makam ne de saygınlık şiddetin önüne geçmiyor!

Önemli bir tespit daha;

Kadına şiddet öyle sadece varoşlarda kültür seviyesi düşük ailelerde olmuyor!

Toplumun genelinde var bu sorun…

Basına yansıyanlar ise sadece varoşta ya da kırsalda yaşayan kadınlar!

Çok örneğinin biliyorum, aksine merkezlerde de kadına şiddet çok büyük boyutlarda ama kadınlarımızda bir çekince var işte…

Ne polise gidiyorlar ne de medyaya şikayet ediyorlar!

Akılları sıra saygınlarına halel gelecek…

Deşifre ederlerse küçük düşecekler duygusu hakim!

Kendileri çağda ama düşünceleri çağ dışı…

Buradan özellikle de entelektüel kadınlarımıza sesleniyorum;

Aile içi şiddeti sosyal medyada yapılan kampanyalarla halledemezsiniz!

Bunlar birkaç günlük moda haline gelen şeyler…

Çıkacaksınız ortaya ve ister eşiniz ister erkek arkadaşınız olsun size kim şiddet uygulayıp kas gücüyle ezmek istemişse bunun ismini anında deşifre edeceksiniz!

Bunun utanması sıkılması olmaz…

Şiddet hangi cinsten gelirse gelsin aslında acizliktir, zavallılıktır, korkaklıktır!

Göğsünüzü gere gere size şiddet uygulayanı ismiyle toplumun önüne çıkaracaksınız ki üzerlerinde bir kamuoyu baskısı oluşsun ve yaptığının farkına varsın…

Yok bu işten sadece boşanmak ile sıyrılmayı düşünürseniz belki siz günü kurtarırsınız ama başka hemcinsleriniz her zaman şiddete maruz kalma riskini taşıyacaktır!

Ondan sonra da gelsin kadın sığınma evleri…

Asıl amacınız bu olmasa gerek değil mi?”

(27/05/2016)

...

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, önemli bir makamda olan bir kişi eğer denetlediği başka bir kurumdan hediye kabul ediyorsa burada size düşen görev nedir biliyor musunuz? Geçmiş tarihlerde sizi çok kez uyardık ama nedense bir türlü gereğini yapmadınız. Bakalım bu sefer nasıl bir politika uygulayacaksınız doğrusu çok merak ediyoruz...

...

Sayın Osman CAN, sosyal medyadaki özellikle siyasi paylaşımlarınız birilerinin çok dikkatini çekmiş olmalı ki hesabın sahte mi yoksa gerçek mi olduğu yönünde bir takım girişimlerde bulunulduğunu biliyor muydunuz? Bu konuda detaylı bir açıklama yaparsanız merakları da gidermiş olacaksınız...

...

Sayın Turgay AVCI, Kemal Dürüst’ün hediye ettiği bastişler konusu ortaya çıktıktan sonra kamuoyunun büyük bir bölümü YÖDAK Başkanlığından hiç gecikmeden istifa etmeniz görüşünü belirtiyorlar. Hadi parasını Kemal bey cebinden ödeseydi o zaman başka olurdu da bize göre bu işin devamı gelecek gibi gözüküyor...

...

Sayın Fırat ATASER, belediyenize aldığınız bazı araçların ihaleye çıkmadan almanız kafalarda bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmeye başladı. Bu arada bazı çalışanlarınızın size değil de muhalefete bilgi sızdırdığı konusunda ihbarlar yapılmaya başlandı haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, hiç beklenmedik bir zamanda apar topar Ankara’ya çağrıldığınız ve hastaların ilaca erişim konusundaki sıkıntıları çözmeden de geri gelmeyeceğinizi duyduk. Biraz geç olsa da olumlu gelişmedir zira devlet hekimlerinin inadı devam ederse mağduriyet çok daha fazla artacak gibi görülüyor...

...

Sayın Özdemir BEROVA, bu ülke nereye sürükleniyor bilmiyoruz ama bir bakanın kamuoyunun moral ve motivasyonunu aşağılara çeken açıklamalar yapması çok da doğru olmadı. Hükümet çare müessesesidir ve ağlama duvarının karşısına geçme lüksü yoktur!

...

Sayın Kasım KUNİ, teşkilatınıza bağlı itfaiye ekiplerinin önceki günkü sanayi bölgesindeki yangına geç müdahale ettiği konusunda işletme sahipleri tarafından açıklamalar yapılmaya başladı. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için soruşturma başlatıp kamuoyunu bilgilendirmeniz bekleniyor...

...

Sayın Pembe PAŞAOĞULLARI, uzun bir süredir BRT ekranlarında programlarınızın olmaması izleyenlerin dikkatini çekmiş olmalı ki mesajlarınız gelmeye başladı. Hatta bazıları yönetimin ambargo koyduğu yönünde görüş belirtmeye başladılar. Sizin gibi tecrübeli bir isim için talihsiz bir karar olsa gerek değil mi?

...

Sayın Enver MAMÜLCÜ, düğün basdişleri ülke gündeminin tepesine oturunca satış rekorları kırılmaya başladı diye duyduk. Sizin ustalara tembihleyin ki üretimi en az on katına çıkarsınlar, vatandaş bu konuda mahrum kalmasın...

...